7 Ekim Mihenk Taşı: Cephenin Direnenleri ve Kaçanları

.
.

7 Ekim operasyonu üzerinden geçen tam bir yılı geride bıraktık. Hamas’ın 7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirdiği operasyon, bölgedeki dengeleri altüst etti, uluslararası alanda yeni bir dönemin kapılarını araladı.

Kazanımları ve kayıpları ile Filistin davası tarihinde dönüm noktası sayılacak direnişin bu operasyonu hep konuşulacaktır. Bundan sonra davanın düşmanlarını, erlerini, bedel ödeyenlerini ve bedel ödemiş gibi yapıp ümmetin cephesinde çatlak oluşturanları tanımakta önemli bir mihenk taşı olacaktır.

Dünyanın ve Müslümanların Filistin işgalini hatırlaması, İsrail’in devlet değil, bir terör organizasyonu olduğu 7 Ekim ile devletlerin ve milletlerin zihninde daha da pekişti.

Düşmanın acımasız, sınır tanımaz, kural bilmez insanlık düşmanı bir canavar olduğu dünya kamuoyunda 7 Ekim’le daha çok anlaşılmış oldu. Gazzeli bir annenin dedikleri zihinlere bakın nasıl kazındı: “Biz bu zulmü 75 yıldır görüyoruz ama sizler bunu daha yeni görmeye başladınız”

7 Ekim operasyonu ile başlayan süreç hem düşmanın hem de nifak cephesinin maskesini düşüren tarihi bir fırsat oldu.

7 Ekim operasyonu sonrası süreç uzadıkça saflar ve kamplar dahada netleşti, Amerika’nın İsrail’e verdiği desteğe, İngiltere, Fransa Almanya, Kanada ve Japonya da katılmaya başladı. Tüm bu soykırım ve acılar karşısında Arap Birliği ve İslam ülkeleri teşkilatı ise sessiz kalmaya devam etti, zaman zaman halktan gelecek tepkileri yatıştırmak için İsrail’i sözlü ve zayıf kınamalarla yetindiler.

Hamas’a açıktan silah ve finans desteği veren direniş ekseni bileşenleri başta İran olmak üzere Yemen, Hizbullah ve Irak mukavemet grupları gibi önemli güçler destek verdi.

Yemen, İsrail’e deniz yoluyla giden tüm gemileri hedef aldı. İsrail, ekonomik anlamda da ablukaya alınmaya başlandı. Hizbullah ise Gazze’de yaşanan insani kıyımı durdurmak için İsrail’in kuzeyini önemli ölçüde ateş altına alarak İsrail’e büyük kayıplar verdirmeye başladı. 200 binden fazla İsrailli yerleşimcileri işgal topraklarından göçe zorlandı.

7 Ekim sonrası Batılıların vekili İsrail terör organizasyonu ile ümmetin çoğunluğu tarafından yalnız bırakılan Hizbullah ve Hamas’ın, var güçleriyle bir savaşın içinde oldukları herkesce görüldü. Filistin’in içinde ki işgale karşı savaşan güçlere ablukadan dolayı yardım eli uzatamayanlar, Lübnan cephesine neden yardım etmiyorlar sorusu havalarda uçuşuyor. Yardım etmeyenler ve onların medya organları her akşam Tv kanallarında futbol maçı kritiği edasıyla yorumlar yapıyor düşmanın silah ve teknoloji üstünlüğünü yorum adı altında kamuoyuna pompalıyorlar. Televizyonlarda yapılan yorumlar tam bir İsrail propagandasına dönüşmeye başlamış.
İsrailli yerleşimciler, hatta emekli komutanlar kaygılı ve umutsuz gidişatın iyi olmadığını söylüyor ancak bizimkiler tam aksine İran ve Direnişi küçümseme yarışına girmişler. Direniş cephesinin kayıpları yenilgi değil zafer getireceği gerçeğinden uzak bir medya organizasyonu ile karşı karşıyayız. 2. Dünya Savaşında 60 milyona yakın kayıp yaşandı. Sadece SSCB’nin kayıpları 30 milyondan fazlaydı. Ama Moskova kapılarına kadar ilerleyen Hitler savaşın kazananı olmadı. Birileri bu yorumculara Türkiye halkının Çanakkale’de yüz binlerce ifade edilen kayıpları ile büyük bir savaşı kazandığı gerçeğini anlatması lazım.

Son günlerde yaşananlar bize çok şeyi öğretiyor özellikle de şunu: Tek başına devlet olarak İran bu kadar işgalci cepheye ve arkasındaki Batılı güçlere bu kadar zarar verebiliyorsa diğer Müslüman ülkeler İran ile beraber hareket ettiğinde neler yapılırdı siz düşünün artık. Hamas ve Hizbullah ümmetten alamadıkları yardım ile Siyonistlere bunca darbeyi indirebiliyorlarsa yardımlarla desteklendiklerinde neler yapabileceklerini siz düşünün artık.

7 Ekimin yıldönümü, aynı zamanda İsrail, ABD ve Batılı ülkelerin insan öldürme ve sivil katliamı silahlarının işe yaramayacağı mesajını verme zamanıdır. Bu mesaj tüm saldırılar ve tehditlere rağmen Mukavemetin kalbi Tahran’da kılınan Cuma namazı ile ölüm makinası İsrail terör yapılanmasına o gün net bir şekilde verilmiş oldu. Rehberin etrafında milyonların toplanması ile mukavemet ile yeniden ahitleşme gerçekleşmiş oldu.