Eğitimde, Tebliğde ve Kültürel Faaliyetlerde Dikkat Edilmesi Gereken Bir Nokta...
Öncelikle çocuğun yetişmiş olduğu ortam, yaşamış olduğu sevinçler ve acılar, kapasitesi, çalışkanlığı, tembelliği ve bunun gibi etkenlerin, o çocuğun şahsiyetinin oluşmasındaki rolleri göz önünde bulundurulmalı ve bu etkenlerin bu çocuk üzerinde nasıl etkiler bıraktığına bakılmalıdır. Çocukların yaşadıkları sevinçler ve acılar; bazılarını duygusal, bazılarını agresif, bazılarını sert, bazılarını da alıngan yapar. Yaşadığı bölge, ekonomik durumu, baskı altında mı yoksa serbest mi yaşadığı da oldukça önemlidir eğitimde.
Bir diğer nokta eğer çocukta örneğin 5 veya 6 tane hata gördüyseniz, eğitim açısından bu hataların hepsini ikaz etme hakkınız yoktur. Bazen iki hataya, bazen de bir hataya müdahale etme hakkınız vardır. Hatta bazı durumlarda sessiz kalarak, hiçbir hatasına itiraz etmeden gönlünü kazanmanız gerekir. Eğer bu 5 veya 6 hatadan bir veya ikisine müdahale etmeye karar alınırsa, en önemlileri seçilmelidir. Bu hakkımızı basit hataları düzeltmede kullanmamalıyız.
Eğer bu iki konuya dikkat etmeden her gördüğünüz hataya müdahale ve itiraz edersek, onu ikaz edersek, eğitim süreci tersine işler. O çocuk bize karşı öyle bir duvar örer ki daha sonrasında ne yaparsak yapalım o duvarı geçemeyiz.
Bazı Eğitimciler, bu duvarı geçemeyeceğini anlayınca, o duvarı yıkmak için daha da sertleşir ve sertleştikçe çocuk duvarı daha kalın örmeye başlar. Maharetli bir eğitimci hiçbir zaman çocuğun o duvarı örmesine müsaade etmez ve eğer duvar örüldüyse bir şekilde o duvar kalınlaşmadan ortadan kaldırmanın peşinde olur.
Bazı durumlarda eğitimci çocukla hiç muhatap olmamasına rağmen bilinçaltından dolayı çocuk örülü duvarla eğitimcinin yanına gelir. Burada o çocuğa hiçbir şey vermeden önce o duvarın yıkılması gerekir.
Kısacası çocuk eğitiminde bütün bunlara teveccüh edilmeli ve aynı bir cerrahın o ince kılcal damarları dikmesi gibi hassas bir şekilde davranılmalıdır.
10 tane hata gördüysek bunların sadece bir veya ikisine itiraz hakkımız vardır ve bu yüzden basit hatalar üzerinde durmak yerine önemli hatalara odaklanmalıyız.
Bu konunun aynısı, sadece çocukların eğitimi değil toplumlar için de geçerlidir. Her hataya veya basit hatalara takılarak aramıza duvar ördürmeyelim ve asıl konulardan geri kalmayalım.
Okul çağlarında bazen öğrenciler dersi kaynatmak için basit sorular sorarlardı öğretmene. Akıllı öğretmenler o basit konulara takılmadan asıl verilmesi gereken dersi anlatırdı. Ama bazı öğretmenler o basit konulara takılarak dersin kaynamasına vesile olurlardı.
Dini ve kültürel alanda faaliyet gösteren kardeşlerimizin hedefi, bu toplumlara gerçek öz İslam’ı, Aleviğin hakikatini anlatmaktır. Tevhit inancını, ahiret inancını, dinin temel inançlarını vs. anlatmaktır.
Dikkat edelim ki önemli konuları bırakarak basit konular yüzünden toplumla aramıza duvar örmeyelim.
Sıralamaya, zamanlamaya, toplumların psikolojilerine, anlayışlarına, kavrama yeteneklerine, ses tonumuza, mizacımıza ve bunun gibi daha nice konulara dikkat edelim.
Elbette bunların hepsine dört dörtlük uymak zordur; ama elimizden geldiği kadar…