"Hafızayı beşer nisyan ile malül" derlerdi eskiler, keşke olmasaydı...
Gelişmişliği, doğunun gözyaşı ve kanı üzere olan Batı Emperyalizminin Doğu'danistediği maddiyat'tır; doğal zenginliklerini, jeo-stratejik kullanım hakkını ver, kurtul!
Sabaha kadar zikir mi çekersin, çıplaklar kampında mısın, önemli değil. Kadın, peçenin içinde mi, ifade hürriyeti var mı, yok mu; önemsizdir bu durumda...
Baksana! Bir kabilenin adı olan Suud, bir ülkeye verilmiş, "yasak" hayatın her alanında, kimin umurunda? Çıkarılan petrol, dolar olarak dönüyor mu Batlı Banka hesaplarına, tamam işte sorun yok!
Ne Ingilizler bu coğrafyaya biz daha insanca yaşayalım diye geldiler. Ne de Amerika'nın 5. Filosu köpekbalıkları balıkçı teknelerine zarar vermesin diye Bahreyn'de konuşlanmış durumda... Doların emniyeti, konu bu...
Artık insanımız öyle uzun anlalizlere, derin stratejik tahlillere tahammüllü değil, biliyorum. O yüzden Umman, Bahreyn, Kuveyt, BAE, Katar diye adlandırılan Şehir Devletleri niye var, bunlar nasıl ortaya çıktı, isyan hareketleri nasıl ve kimler eliyle organize edildi vakt-i zamanında, başlansa anlatılmaya; yazının ilk çeyreğinde kopup ayrılacak okuyucu...
Ne Kuveyt Kuveytlilerindir, ne Katar Katarlıların bugün.
Özgürlüğün, halk ile münasebeti en alt düzeyde bu ülkelerde şimdi. Bilmesine biliyor halkımız ama Türkiye'den Diyarbakır, İran'dan Tebriz ayrılsın diyen kötülük ehline teşne yine bir sürü insan... Sorun da bu!
Coğrafyamızdaki hemen hemen bütün Enerji Ülkerinin yönetimi bir kişi, aile ve akraba elinde. Onlar ise ABD, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin kapsama alanında...
Sahi hatırlıyor musunuz Arap Baharı adlı günleri?
Tunus'ta isyan, üç tekerlekli arabasında sebze-meyve satıcısının kendini yakması üzerinden başlamıştı değil mi? Sen, ben, o, öyle zannetmiştik değil mi?
O günden sonra sahi hiç kafanı iki elinin arasına aldın mı?
O günden bu güne, sana bir şey öğretti mi sahiden?
Kaddafi, Diktatör!
Kıçına demir sokularak, aşağılanırak öldürüldü. "Özgür Libya" için...
Ne dersin, bu sonbaharda o Özgürlük ülkesine bir tatil yapalım mı? Çocuklarımızı gönderelim mi, şöyle bir safari yapıp gelsinler? Yeşil kitap ülkesiydi. Eğitim ve Sağlık, halka bedavaydı, geriye ne kaldı, hiç ilgini çekiyor mu?
Ya Mısır?
Dünyanın 7 harikasından birinin ülkesi. Fâtimi Devleti. Medeniyet geçmişli...
Hüsnü Mübarek'in mahkeme salonuna getirilişini de unutmuşsundur şimdi Sen.
Mursi'nin muktedir hâlini ve sonra idâmını.
Nursi'nin onu, o ihvan üyesini devirmek için bir başka İslamcı kalabalık olan Nur partisini nasıl develere bindirip Kahire sokaklarına sürdüğünü... Sahi Mısır'ı da mı unuttun?
Tabi, bu günlerde eline konuşman için İran verildi, sende haklısın.
Libya ve Mısır'ı geçtik zaten, o iş bitti. Sıra İran'da şimdi! Demokrasi oralara geldi de İran'a niye gelmesin? Tunus'u, kendini yakan bir adam kurtardı, halkları uyandırdı. Uyanan o halk şimdi huzur ve refah içerisinde, İran niye olmasın? Mahsa Amini'nin neyi eksik?
HADEP'in konuyla alakalı kendini bu denli öne atması, Selahaddin Demirtaş'ın saçını kazıması, sence kendini aşan anlam taşımıyor mu?
PEJAK Terör Örgütü, Halkın Münafıkları Örgütü, GAMOH adlı işbirlikçi Türk Örgüt sence başka hangi zaman bu denli el ele vermişlerdi?!
Hem protesto adı altında şu ana kadar öldürdükleri insan sayısı 10'u geçse bile ne olur ki? Onların kanı kırmızı mı, ki? İran'a "Demokrasi" gelsin, zaten unutulacaklar.
Bender Abbas limanı'ndan Amerika'ya ham petrol yüklenmeyeli tam 40 yıl olmuş, az mı? Hem İran, hiç mi Libya olmasın? Allah aşkına sen iyi misin?
Suriye ve Irak'ı biliyorsun. Amerikan askeri Bağdat'a girdiğinde CNN naklen veriyordu, askerlerin mağrur edasını. Saddam'ın heykeline urgan atıldı ve sonra bir Iraklı, Amerikan askerinin postalını öpmek için kapandı yere. Amerika, bir dünya halklarına gösterdi bunu.
Ve sonra Ebu Gureyp İşkencehaneleri, nüfus müdürlüklerinde babası değil, annesi belli yığınca çocuk kayıtları...
Ahh Irak ahhh!
Ahh benim hafızası kayıp insanım!
Coğrafyamızın en uzun enerji potansiyel ömrünü 70 yıl olarak veriyor Maden Uzmanları. Ondan sonra geriye sadece stratejik konum değeri kalacak. Bu demektir ki 70 yıl daha Özgürlük-Eşitlik denklemi üzerinden gelip çalabildikleri kadar calmaya, kaos ortamının toz bulutu arasında hırsızlıklarına devam edecekler.
Irak, dünyanın en büyük perol ülkesi, sefaleti sana bir şey anlatmıyor mu? Gördün bunu, yaşadın o günleri. Soyuldun, ezildin, aşağılandın hâlâ aynı yerdesin. Sen iyi misin?
Tüm bunlarla beraber insanca yaşamı, eşitlik ve dayanışmayı kendimiz yaratamaz mıyız diye bir soru da duruyor tepemiz üzerinde tabi...
Hep Emperyalim mi, bizim günahımız yok mu?
Esasen günahın tamamı bize ait ki, bu günlere düştük. Halkımız da, Aydınımız da, Âlimimiz de...
Halkımız adalet istiyor mu, şüphem var, benim. Sabahtan akşama kadar o lideri bu yöneticiyi çekiştirip duranın eline ufağın ufağı bir yetki geçmeye görsün, aman allahım!
Batı, bizden daha acımasız kavgalardan süzülüp geldi. 1789 sanayii ihtilaline kadar Mezhep ve Irk savaşı yorgunudur. Ancak bunun sonunun olmadığını anlayınca Demokrasi diye bir kavram üretti ve sıkı sıkıya da bağlandı ona. Şimdi rahat. En azından huzuru yakaladı. Gelişmişlik peşi sıra geldi zaten. Tek günahı, o gelişmişliği tahkim ederken Doğu'yu sömürmesi. Bunun için kasıtlı olarak Doğu'da kan ve gözyaşını büyütmesi...
Şimdilerde İran'ı sıraya koyan bir irade var. Hiç olmadık adamlar vermiş elele. Yutmak istiyorlar... Cübbeli ile HADEP aynı yolda yoldaş olmuş bu kez.
Ve tabi İran halkı da var bu sahnede.
Saygı duyduğum bir halktır kendisi. Saygım, özgün oluşlarında. İçlerindeki haini, düşman aparatlarını, gözlerinden tanımalarında...
Az değil, 40 yıldır görmedikleri savaş çeşidi kalmamış nerdeyse.
Dün, az bir gösteri yürüyüşüydü, yaptığı. Önderliğin çağrısı olmaksızındı bu. Daha alt birimlerin organizesiyleydi.
İnanın, Düşmana gözü döndüğünde yanına yanaşılmaz onların.
En gıcık oldukları da, izinsiz alınan; ne olursa olsun...
Bu, bahçelerinden de olsa, ülkelerinde de...
Bu, sevinçleri de olsa, gamları da...
Ve bir de müthiş bir hafızaya sahipler. İki bin beşyüz yıllık tarihin bunda payı olan...
Resimde görülen çöpçüyü özellikle koydum. Bir çok insanı, kendinden ziyâde...
İran, şimdiye değin ne takkeler düşürmüş kelleri görülen.
Ki, en sonu Demirtaş olan...