Lev Nikolayeviç Tolstoy’in ölümünden önce toparladığı “Yaşam Yolu” serisinin içinde yer alır Aşk ve Öfke. Bu seri 1924 yılında Binbaşı Ali Fuad tarafından Türkçeye çevrilmiş ve eski yazıyla basılmış. Bekir Belenkuyu “Yaşam Yolu” serisinin beşini kitabı olan Aşk’ı ve on birinci kitabı olan Öfke’yi Osmanlı Türkçesinden günümüz Türkçesine aktarmış.
Şule Yayınları tarafından “Aşk ve Öfke” adıyla 2020 yılının başında yayımlanan kitap Tolstoy’un bu seriden çıkan ikinci kitabı. “Ruh ve Ölüm” kitabında iki kavrama dair bir araya getirdiği çarpıcı düşüncelerini bu kez aşk ve öfke konuları üzerine yoğunlaştırıyor. Büyük bir deha ve yazardan, insanın en ilkel duygularına dair rehber düşünceler okuyoruz.
Kitap, Tolstoy’un aşk ve öfke konuları üzerine yaptığı okumalar sırasında aldığı notlardan ve o an yazdığı kısa karalamalardan oluşuyor. Bu sebeple kitapta hem Tolstoy’un düşüncelerine şahit olmak hem de Buda’dan Pascal’a, Kant’tan Hz. Peygamber’e pek çok kişinin sözlerini okumak mümkün.
İnsanoğlunun en temel duygularından olan aşk ve öfke, Tolstoy tarafından farklı katmanlarda ele alınıyor. Ünlü edebiyatçı kitapta daha çok Doğulu bir bilge gibi konuşmuş. İnsanın öfke, nefret veya hased gibi kötü özelliklerden arınarak erdeme ulaşabilmesini Tanrı ile irtibatına ve ona duyduğu sevgiye bağlamış. Muhabbet, sevgi, aşk adına ne denirse densin Tolstoy için gerçek sevgi ilahi sevgidir.
Lev Nikolayeviç Tolstoy’un aşk ve öfke üzerine düşüncelerinden bazıları şöyle:
Allah’tan ve diğer varlıkların ruhundan ayrı bir şekilde değerlendirilen insan ruhu, kendisinden ayrıldığı şeyle birleşmeyi ve bir bütün olmayı arzu eder, ona doğru koşar ve atılır.
Başta kendisinde olmak üzere diğer varlıkların ruhlarında da Allah’ı tanır, bilir ve tasdik eder. İnsan en iyi şekilde aşkın ve muhabbetin kendini göstermesiyle kendi ruhunu Allah’a bütünüyle kavuşturur.
Sevmek ancak şu şekilde mümkündür. Yani sevmek için iki şeyden biri gerekir: Ya kusurlu olup mükemmel olmadığı halde mükemmelleşen bir şeyi veya en kusursuzu, yani Allah’ı sevmek.
Allah, muhabbetin kendisidir. Aşk ve muhabette karar kılan, Allah’ta huzura erer ve var olur. O halde Allah, muhabbetin kendisinde karar kıldığı var olduğudur.
Kardeşler! Birbirilerimizi sevelim, muhabbet Allah’tandır. Herkesi sevmek Allah’tandır ve Allah muhabbetle tanınabilir. Çünkü Allah, muhabbetin ta kendisidir.
Ne için yaşadığını bilmek gerekir ve bunu sağlamak kolaydır. Hayatın anlamı tek bir şeydedir. Ruhu vücuttan tamamıyla hür ve serbest bırakmakta ve onu diğer varlıklarla ve her şeyin başlangıcı olan Allah ile birleşmektedir.
Öfkenin zararları, kendisi hakkında öfkelenilen kişilerden daha fazla meyve sahibine aittir. Bu yüzden öfkenin en büyük zararı daima, öfkelenen kişiye geri döner.
İnsan kendisini ne kadar yüksek ve kibirli görürse o nispette hiddetini ve öfkesini insanlara karşı muhafaza edemez. Tam tersine insan, ne kadar mütevazı ve yumuşak huylu olursa o nispette iyi ve üstün ahlaklı olur ve daha az öfkelenir.
Bir insan ne kadar ruhu için yaşarsa kendi bütün işlerinde o kadar az engelle ve zorlukla karşılaşır. Bu sayede de o kadar az öfkelenecektir.