Hûseynî Şiar, Hûseynî Yaşamın Göstergesi Olmalıdır.

.

Bismillahirrahmanirrahim

Hüzün ve musibetle olduğu gibi maneviyat, irfan, aşk ve Hz. Zeyneb’in (s.a.) tabiri ile mutlak güzel olan Yüce Rabbin tecellisi ile dolu Muharrem ayını idrak etmeyi bizlere nasip eden Allah'a hamdolsun. 

Hüseynî şiar ve sloganlar Aşura ve Kerbela kıyamını nesilden nesle aktarma açısından oldukça önemlidir; ancak bundan daha önemlisi bu sloganları atmak değil, bunlara amel etmek ve yaşamaktır. Bu sloganlardan birisi ise şudur:

“Ya leytenâ kunnâ me’ak (یا لَیتَنا کنّا مَعَک)”

Bu sloganı İmam Hüseyin’in (a.s.) ziyaretnamesinde okuyoruz. Yani;“Ey Huseyn, keşke o gün (Aşura günü) ben de senin yanında olsaydım!”.

Bazıları bu slogana yaşam tarzları ile amel etmişler, bazıları ise sadece dilde yani ziyaretnamelerde okumakla yetinmişlerdir. Elbette bu slogana amel etmenin şartları vardır. Eğer o şartları yerine getirirsek, gerçekten Aşura günü orada olsaydık İmam Hüseyin’in (a.s.) yanında olurduk; aksi takdirde Allah korusun, O Hazret’in (a.s.) karşısında olup başını kesenlerden, peygamber ailesini esir edip, onlara zulmedenlerden olurduk.

Şimdi, yaşadığımız şu anda eğer namaz kılmıyorsan, o gün namaz kılarken Yezid’in askerleri tarafından ok yağmuruna tutulan İmam Huseyn’in (a.s.) yanında göğsünü okullara siper etmeyecek, İmam Huseyn’e (a.s.) ok atanlardan olacaktın.

Şimdi, Hüseyinî toplantılara katılıp, Hüseyinî bilincini geliştirmiyorsan, o zaman da İmam Hüseyin'in (a.s.) davetine icabet etmeyecek, makam ve para uğruna O Hazret (a.s.) ile savaşanlardan olacaktın.

Şimdi, helal kazanç elde etmeyi bırakıp, haram peşinde koşuyorsan, o zaman da Rugayye’nin kulağındaki küpeyi çekip koparacak sen olacaktın.

Şimdi, İslam düşmanlarının gerek yazılı, görsel, fiili gerekse sosyal medyada Yüce kitabımız Kur’an’a ve dini değerlerimize uzanan dillerini ve ellerini kesmek için mücadele etmiyorsan hatta kesenlere Siyonizm ve Vehhabizm’in kirli oyunlarına alet olarak kin besliyorsan, o günde İmam Huseyn’in (a.s.) ve İslam’ın bayraktarı olan Hz. Abbas’ın kollarını kesen sen olacaktın.

Bu örnekler çoğaltılabilir. Allah muhafaza minik Asğar’ın boğazına ok atan, Peygamber hanedanının çadırlarını yakan, onları esir eden, çocuklarını susuz bırakan, şehitlerin kesik başlarını mızraklarda taşıyan, şehit cenazelerini eş ve çocuklarının gözleri önünde parçalamak için atlarını nallayan sen olabilirdin.

Zamane yezitleri ABD, İngiltere, İsrail ve diğer emperyalistler, meydana çıktığında onların karşısında duranlarla birlikte hareket edebiliyorsan bu sloganın geçerlidir.

Yezidî duruş karşısında Huseynî duruş sergileyen Ayetullah Seyyid Ali Hamaneî’ye, Ayetullah Seyyid Sistanî’ye ve diğer müçtehitlerimize itaat ediyorsan, o gün de İmam Huseyn’e (a.s.) itaat edecektin.

Bunların hepsi “Ya leytenâ kunnâ me’ak, yani Ey Huseyn, keşke o gün ben de senin yanında olsaydım!” sloganının ölçüleridir.

Bu sözleri kendi üzerimizde test edelim; eğer yaşantımız bütün bu örneklere uygun ise o zaman İmam Hüseyin'in (a.s.) yanında olacaktık; aksi halde Allah muhafaza, onun karşısında olup başını kesenler ile ortak olmuş olacaktık.

Başta şehitlerin efendisi Hz. İmam Hüseyin (a.s.) olmak üzere tüm Kerbela şahitleri günümüze kadar İslam ümmetine örnek ve olgu olmuşlardır. Günümüzde ise Şehit Hacı Kasım Süleymanî ve nice şehitler yaşam tarzları ve neticesinde şehadetleri ile bu slogana amel etmişlerdir ve bunlar bizler ve evlatlarımız için birer örnek ve olgudurlar.

Netice olarak emperyalizmin, tağutun yani zamane yezitlerinin olduğu her yerde onların karşına dikilebilirsek, “Ey Huseyn, keşke o gün ben de senin yanında olsaydım!” sloganının haklı gururunu yaşar ve kıyamet günü de İmam Hüseyin’in (a.s.) yanında olanlardan oluruz.