Fıkıh | Ahkam

Kama Vurma Safsatası

1945 yılında İngiliz konsolosluğu 15.000 adet kama satın alarak, heyetlere hediye etmiştir.

.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Muhammed Subhaniniya

"Tarihler 1910 senesini gösterirken İran'daki Şii ulema genel bir fetva yayınlayarak kama vurulmasını men etmiş ve akabinde yaşanan siyasi krizler ve kurtuluş savaşı nedeniyle toplanan kamalar savaş silahı olarak cephelere yollanmıştır ama 1945 senesine gelindiğinde Tahran ve Tebriz'de bulunan İngiliz konsolosluğu binlerce kama satın alarak, halka dağıtmış ve bu kültürün devam edilmesi için çaba harcamıştır."

Eğer kama vurmak Hüseyni bir simge veya şiar olsa idi; ilk önce tüm büyük âlimlerin bunu yapması gerekirdi. Fakat geçmiş tarihe baktığımız zaman hatta bir tek Şii âliminin dahi bu işi yapmamış olduğunu görürüz. Çünkü eskiden beri kama vurmak Hüseyni simge veya şiar olarak asla kabul edilmemiştir.


İbadet, fıkhı açıdan vacip ibadet ya da müstehap ibadet olarak emredilmiştir. Zira ibadetin aslı ve nasıl yapılması gerektiği şer’i deliller ile ispat edilmelidir. Aksi takdirde ibadet olarak yerine getirilen amel, bidat olarak addedilir. Bidat İslam hukukuna göre haram ve yasaktır.


Hz. Hüseyin’e yas ve matem tutmanın delili ve kanıtı çeşitli nakiller ile sabittir. Sadece dikkat edilmesi gereken nokta yapılacak olan yas ve matem merasimlerinde Ehl-i Beyt mektebine zarar verecek durumlardan kaçınılması olmalıdır.


Ehl-i Beyt mektebine en çok zarar veren yas ve matem merasimlerinde kullanılan araç ve gereçler:


Kama Vurmak


Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri için düzenlenen yas merasimlerinde Ehl-i Beyt mektebine verilen en büyük zarar insanın kendi bedenine vurmak suretiyle vermiş olduğu zarardır. Bundan daha kötüsü ise yas tutan kişiler kama türü bıçak ve hançerler ile bedenlerini kesmeleridir. İngiliz Şiiliğinin önemle üstünde durduğu ve bunu yaygınlaştırmaya çalıştığı hiç şüphesiz kama vurmak konusudur.


İngiliz Şiiliği halkın his ve duygularını kullanarak kendi cephelerine adam toplama derdindedirler. Örneğin bu guruptaki insanlar kama vurmak ve bedenden kan çıkarmak ilkesini ön planda tutmaktadırlar. “Her kim ki kama vurmaya karşı olur ise sanki Hz. Hüseyin’e ve Şialığa karşı olmuş imasında bulunmaktadırlar.” İngiliz Şiiliğinin yaygınlaştırdığı yas merasimlerinde kama vurmanın yanı sıra yanlış ve tahrif olmuş diğer metotlara da başvurdular. Örneğin ateş ve kızgın demirler üzerinde yürümek, yerde sürünmek gibi akıl almaz işler yapmaktadırlar.


Hiç kuşkusuz tüm bu işler Hz. Hüseyin için yapılan yas ve matem merasimleri ile uzaktan ve yakından bile alakası yoktur. Hatta Hz. Hüseyin’in kıyamını halkın gözünde bir efsane, hurafe ve anlamsız yapılan bir iş olarak göstermektedir. Bundan dolayı Şialığı ve öz Muhammediyye dinini tanımak isteyen insanlar, İslam dininden daha da uzaklaşmaktadırlar. Eğer kama vurmak Hüseyni bir simge veya şiar olsa idi bunu ilk önce tüm büyük âlimler yapması gerekirdi. Fakat geçmiş tarihe baktığımız zaman hatta bir tek Şia âlimi dahi bu işi yapmamıştır. Çünkü eskiden beri kama vurmak Hüseyni simge veya şiar olarak asla kabul edilmemiştir. Bazı tarihçilerin notlarına göre kama vurmak suretiyle yas tutmak Kacarlar döneminde başlamıştır. Bu işi ilk yapan kişi “Şehadetin Esrarı” kitabının yazarı olan Aga Fazıl Derbendi’dir.


İngilizlilerin Kama Vurmayı Yaygınlaştırması ve Savunması


İngilizler kama vurmayı ve kama vurmaya benzeyen yas ve matem kültürünü hem savunmakta ve hem de tebliğini yapmaktadır. Hâlbuki İngiliz parlamentosu yas merasimlerine katılan ve ebeveynler tarafından getirilen küçük çocukların katılımını şiddete meyil olarak göstermektedirler. Diğer taraftan ise İngiltere’nin başkenti Londra’da Şiilerin merasimler için toplandığı Hüseyniyelerde kama vurmayı, caddelerde yürümeyi, yas merasimleri için özel polisler tarafından koruma ve sonunda ise tüm bu olayları kayıt altına alarak medya aracılığıyla tüm dünyaya göstermektedirler. Aslında tüm dünyaya şunu söylemek istiyorlar: “Bir insan kendisine bu kadar zarar verebiliyor ise size asla acımayacaktır. Yani İslam dini merhamet dini değil de şiddet dinidir.”


Şiaların kama vurması İngilizlerin hoşuna gidiyor ise insanın bu noktada biraz düşünmesi gerekmektedir. Acaba basiret sahibi bir Hüseyin taraftarı bunu hiç düşünmüyor mu? Batı’da tüm habisliğiyle meşhur olan ve İslam dini içerisinde Vahabilik gibi bir akımın kurucusu olan bir ülke neden Şialar’ın kama vurması için bu kadar çaba ve masraf harcamaktadır. Hatta bununla da yetinmeyip Londra destekli 16 adet TV kanalı bulunmaktadır. Bu kanallardan gece gündüz Şialık adına Müslümanların değerlerine hakaretler edilmekte, lanetler okunmaktadır. Özellikle kama vurmayı aleni bir şekilde tebliğ etmekte ve bunun için paralar harcamaktadır. Elbette şu nokta gözden kaçmamalıdır. Eğer internet sayfasının arama motoruna Farsça dilini kullanarak arama yaptığınız zaman Hz. Hüseyin’in hayatı, kişiliği, inancı ve hedefleri ile karşılaşmaktasınız. Ama eğer arama motoruna İngilizce veya Latin harflerden oluşan bir dille arama yapmak istediğiniz zaman ortaya çıkan sonuçlar Hz. Hüseyin ile alakası olmayan şiddet yanlısı kendilerine zarar veren insanların resim ve video görüntülerinden başka bir şey değildir.


Hiç şüphesiz yabancı ülkelere ait internet sitelerinin asıl hedefi, Hz. Hüseyin’in kıyamı ve etkilerinin insanlara ulaşmamasıdır. Onlar Aşura Vakıası’nı çeşitli hurafeler ile karalamaya çalışırken aynı zamanda Aşura’yı kama vurmak ile tanıtmak istiyorlar. Hatta bu konuda Ayetullah Hamanei şöyle buyurmaktadır:


“Son günlerde bu konular ile ilgili biri bana bir mesele anlattı; Bunu sizler ile paylaşmak istiyorum. Eski Sovyet devletlerinden birisi olan Azerbaycan’ı çok iyi tanıyan birisi şöyle dedi: o zaman ki komünistler Azerbaycan topraklarına musallat olduğunda İslam dinine ait ne varsa her şeyi ortadan kaldırdılar. Örneğin cami ve mescitleri ambar ve depo olarak kullanmaya başladılar. Büyük meclis salonlarını ve hüseyniyeleri başka şeylere çevirdiler. İslam ve Şiilik adına hiçbir eser bırakmadılar. Fakat tek bir şeye izin verdiler o da sadece kama vurmak idi. Neden? Çünkü kama vurmak onlar için İslam ve Şiilik karşıtı bir vesile idi. Buna göre İslam düşmanları bazen bizim araç ve gereçlerimizi bizim aleyhimize kullanmaktadırlar. Ne zaman ki hurafeler baş gösterirse işte orada İslam kötü olarak anılacak ve tanıtılacaktır.”


Söylendiği üzere, 1945 yılında İngiliz konsolosluğu 15.000 adet kama satın alarak, heyetlere hediye etmiştir. Aslında şunu ifade etmek istiyorlar, kendinizi dövün, vurun ama bizimle işiniz olmasın.


Müçtehitlerin Kama Vurmaya Karşı Yaklaşımı


Tüm müçtehitler ve ilim havzası âlimleri kama vurma konusunda ortak görüş içerisindedirler. Onların bildirdiği görüşe göre, İslam dinine leke getirecek ve gölge düşürecek her amel haramdır. O işten mutlaka sakınılmalıdır. İslam âlimlerinin asıl çektiği ıstırap ve dert işte tam bu noktadır. Ayetullah Hekim’in şu sözü konuyu daha iyi kavramamıza yardımcı olacaktır:

“Kama vurma olayı İslam âlimlerinin boğazında kalan bir kemik parçasıdır.”