Yemen Yanıyor

Biz Müslümanlar birbirimizle uğraşmaya devam ederken Ortadoğu yanıyor, yakıyorlar. Biz; Alevî, Sünnî, Şiî diyerek kavga etmeye devam ederken Filistin yanıyor, yakıyorlar. Biz; Türk, Kürt, Arap, Fars diyerek birbirimizi küçümserken ve dışlarken Suriye yanıyor, yakıyorlar.  Biz; AKP, CHP, MHP, HDP, İyi parti diyerek birbirimizle didişirken Irak ve Afganistan yanıyor, yakıyorlar. Bizim bir gurubumuz dinî değerleri küçümserken ve peygamberleri alaya alırken Libya ve Lübnan yanıyor, yakıyorlar. Bizim diğer bir gurubumuz da dinî değerleri küçümseyenler üzerinden oy devşirmeye ve makamlarını korumaya çalışırken Yemen yanıyor, yakıyorlar.

Belki de Müslüman ülkelerin içindeki en mazlum ve en garip halk Yemen halkıdır. Siyonist İsrail ve emperyalist Amerikan uşağı olan Suudiler ve yandaşları tarafından milyonlarca insan her gün sabah akşam bombardıman altında inim inim inlemektedir. Ama maalesef Yemen’le ve diğer Müslümanlarla ilgilenmiyoruz hiç. Nerede kaldı Müslüman kardeşliği? Nerede kaldı İslam birliği? Nerede kaldı insanlığımız?

BM’ye göre Yemen’e yapılan saldırılardan ötürü dünyanın en ağır insanlık krizi yaşanmaktadır. Yüz binden fazla insanın hayatını kaybettiği tahmin edilen altı yıllık savaşta, halkın yüzde 80’i yardıma muhtaçtır. Kıtlık ve sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler ve ambargolar sebebiyle acilen önlem alınmazsa bilanço daha da ağırlaşabilir.

Peki, Yemen’de niçin savaş vardır? Aslında Yemen’de bir iç savaş yoktur. Tamamen dışarıdan yapılan saldırılar bulunmaktadır. Şöyle ki Yemen halkı hükümetten memnun değildi. Bu yüzden 2011 yılında geniş çaplı protestolar başladı. Bu protestolar Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in 33 yıllık iktidarına karşıydı. Hükümetinin istifasını talep eden protestoların önünü kesmek için Salih, bazı imtiyazlar verdi. Ancak istifa etmedi. Haziran 2011’de bir saldırıda yaralandı ve Suudi Arabistan'a kaçıp burada üç ay kaldı. Ülkesine geri döndüğünde de koltuğu devredeceğini duyurdu. Ülkede protestolar devam ederken Şubat 2012’de koltuğunu yardımcısı Abdurabbu Mansur Hadi’ye bıraktı.

Ardından Hadi üç yıl başkanlık koltuğunda oturmuş, ancak hiçbir şey değişmemişti, bu durum Yemen halkını memnun etmedi. Bunun üzerine Takvimler Ocak 2015’i gösterdiğinde, Yemen halkı Sana’daki başkanlık sarayını kuşatıp Hadi'yi istifaya zorladılar. Bundan dolayı Hadi Suudi Arabistan’a kaçtı. Suudi Arabistan’ın desteklediği devrik lider Hadi’nin, Sana’daki başkanlık koltuğuna tekrar oturması hedefiyle Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, İngiltere ve Fransa’nın da içinde olduğu uluslararası bir savaş koalisyonu kurup komşusu Yemen’i havadan vurmaya başladı. Altı yıldır vurmadıkları yer ve bombalamadıkları mekân kalmadı. Okullara, camilere, hastanelere, havalimanlarına, deniz limanlarına, düğün salonlarına ve su depolarına varıncaya kadar her yeri havaya uçurmaya çalıştılar ve hala da devam etmektedirler. Nitekim birkaç gün önce yine sivillere saldırdılar ve yüzlerce sivili katlettiler.

BM’ye göre altı yıldan uzun süredir devam eden saldırılar sebebiyle 28 milyonluk ülkede 24 milyon insan, insani yardıma muhtaçtır. Yemen’e uygulanan ambargo nedeniyle kıtlık yaşanmaktadır. Eğer ambargolar kaldırılmazsa bu yıl içerisinde 16 milyon Yemenli aç kalacaktır. Ülkedeki beş yaşın altındaki 400 bin çocuğun da açlıktan etkilendiği belirtilmektedir. Londra merkezli çocuklara yardım örgütü Save the Children, sadece 2015 ile 2018 arasında 85 bin çocuğun “ciddi akut açlık” sebebiyle öldüğünü rapor etmiştir.

Ey insan! Ey Müslüman! Bütün bunlar karşısında senin hiçbir görevin yok mu? Amerikan ve İsrail koalisyonun yanında mı yer alacıksın yoksa mazlumların yanında mı?