Ondört Masum

Fâilün Mefâîlün Fâilün Mefâîlün - Terkibibent: "Ondört Masum"

.

Mustafa'sın Allah'ın iftiharı sensindir

Hilkat ehlinin hem en bahtiyarı sensindir

Bir Hatîce zevcendir, ki anaydı Zehrâ'na

Haydar'ın da cennette hemcivârı sensindir

Sen ki kalbi en kâmil Rabbe tabi olmuş fert

Bundan elde etmiş en çok vakarı sensindir

Kırk yaşında peygamber olduğunda tevhidi

Eylemiş olan her daim şiarı sensindir

Ondan önce tüm peygamberlerin dilindeyken

Cümle ehl-i îmânın intizarı sensindir

Hak önerdi sultanlık eylemek yahut kulluk

Kulluk eyleyen elbet ihtiyarı sensindir

Canlı defnedilmişken kabre kızlar evvelden

Kız için karar almış itibarı sensindir

Hak kelâmı Kur'an'ın son kitabı Rahman'ın

Hak sözüyle kesbetmiş iktidarı sensindir

Sen yetiştiren Haydar misli pehlivanıydın

Haydar'ın yerin kılmış hep kenarı sensindir

Sen olunca miracın Rab ilen konuşmuştun

Orda seyreden yer ve gök diyarı sensindir

Rabbimin habîbiydin ya Muhammed indallah

Hem yetim hem öksüz kaldın ey ibn-i Abdullah

Ey Alî, Ebu Talib oğlu Hak vasî Hayder

Söylemiş vezirim sensin sonuncu peygamber

Leyletü’l-Mebît olmuşken yatakta yattın ki

Hak resulü kurtulsun böylelikle ey önder

Fatıma'yla evlendin Kabe'deyse doğmuştun

Rabbinin evinden damada zevcedir Kevser

Sen Hasan, Hüseyn'in ve Zeyneb'in babasıydın

Böylelikle peygamber hasmı kaldı hep ebter

Hem babanla hem annen Haşimi'ydi mümindi

Pak baban Ebu Talib hep Resûlü destekler

Sen Bedir'de galip kıldın bu dîn-i İslam'ı

Hep Uhud'da cenk ettin sen kaçar iken ekser

Hendek oldu Amr ibn-i Abdüvedd'i öldürdün

Oldu cin ve insandan efdal olduğun ezber

Fethedip Yahudî'nin sûru hem de seddin sen

Bahsedildi fethinden fethedince sen Hayber

Sen Gadir-i Hum'dayken biat etti hac ehli

Sen seçilmiş oldun ümmet için o gün rehber

Yirmibeş yıl oldun bekler kemik boğazdayken

Gözde bir diken varmış misli geldi mihnetler

Sen nebiye nispetle menzilette Harun'dun

Dine ilk inandın en fazla fayda sen sundun

Ey Muhammed'in kalben can sefası ya Zehra

Sen bütün bu insanlık tarihinde istisna

Tek kalınca sen karnındaydın üns alır oldu

Senle hep konuşmaktayken Hatîce-i Kübrâ

Sen Ali'yle evlendin, olmasaydı ey anne

Layıkınla evlenmen mümkün olmuyor aslâ

Söylemişti annemdir sen için Resulullah

Pek de fazla düşkündün hep nebiye sen zira

Hazret-i Muhammed vermiş Fedek arazisin

Ayet indi zira et akrabaya hak ita

Göçtüğünde peygamber aldılar elinden ki

Uydurup hadis onlar verdiler yalan fetva

Enbiya demişler miras falan bırakmazmış

Hutbe söyleyip Kur'an'dan yanıtladın amma

Etti hane-i vahyin önlerinde azgınlık

Toplanıp şakiler tehdide yeltenip haşa

Hastalandın ardından eşkıyaya dargın sen

Gizli defnedilmek ister idin Alî'den ya

Gizli kaldı kabrin Haydar otuz yıl ardından

Hem vuruldu mihraptayken namaz kılıp tenha

Ey kerîme-i peygamber ne soyludur aslın

Neslidir Muhammed peygamberin senin neslin

Müçteba Hasan sensin ceddinin büyük sıbtı

Her atan anan tek Allah'a daima taptı

Gençlerin ki cennette ilk efendisiydin sen

Hak Ali'ye elbette ilk vasiyi sen yaptı

Hem savaştığın demler hem oturduğun demler

Ceddinin sözünden Hakk'a imametin ipti

Padişah misaliydin heybetinde ey mevla

Tek kalınca sen mihnet hep akın edip çaptı

Yaverin azalmışken tehlikeyle Şii'ler

Karşılaşmasın derken, sulh od üzre su serpti

İtiraz edenler bir böyle sulha bilmezler

Miydi sen imamsındır? Çünkü pek çabuk saptı

Söz verir Muaviler amma oldu zahir ki

Sulhu ilk gündeyken Hind'in oğlu tez tepti

Hind'in oğlu kandırmış Cude bint-i el-Eş'as,

Zevcen içtiğin meşrubata bir zehir serpti

Düştü teşte vaveyla pak ciğerlerin mevla

Sanki kalpten ey mevlâ damarların koptu

Oysa hem yakin ehliydin ve hem de takvalı

Hem de olduğun mensup en değerli soy-soptu

Padişah misaliydin heybetinde ey mevla

Ehl-i Beyt'e mensuptun ismetinde ey mevla

Sen Alî'nin oğluydun oğlu hem de Zehra'nın

Sen azizisindir elbet resul-ü Batha'nın

Doğduğunda Ümmü'l-Fazl gördü uykudayken düş

Düşmüş uzvu hane içre resul-ü Rahman'ın

Sorduğunda peygamberden üzüntü içreyken

Söylemiş gülümserken o üzülmesin canın

Doğduğunda can parçam sen sütannelik eyler

Şad olursun elbet, bil vaadidir bu Mennan'ın

Doğduğunda peygamber etti Kerbela'dan yâd

Cebrail bildirmiş isminiydi sahranın

Sen Yezid'e karşıydın çünkü pek de fâsıktı

Zulme karşı meydana koydun üstelik kanın

Müslim öldü Kufiler hain oldu aldandı

Davet ettiler koymazken vefanın imkânın

Yetmiş üçtü birlikte senle mert, yiğit ordun

Kıldınız feda canlar siz yolunda cananın

Kız-kadınların tutsakken imam-ı Seccad'ım

Hem de Zeyneb'in tahtın yıktı zorba sultanın

İntikam alır Muhtar katilinden ey mevla

Zeyneb'inle dillerden düşmemekte destanın

Kerbela'da can verdin kattın izzet İslam'a

Mızrak uçlarındayken pak başın gider Şam'a

Ey imam-ı Seccad ey Zeynelabidin mevla

Sen duada üstad oldun imam-ı din mevla

Kerbela'nın ardından hutbe söylüyorken sen

Maske attın üstünden cümle fasidin mevla

Sen resul-ü Ekrem neslindenim diyorken hep

Ehl-i Şam olur hayretlerle şahidin mevla

Sen dualar eylerken bahsederdin ilgiyle

Doğru-gerçek erkânından akaidin mevla

Hak hukuku öğrendik senden elçi evladı

Uymamızdı elbet bahsinle maksadın mevla

Yusuf ayrı kalmışken yirmi yıl o Yakup'tan

Ölmemişti söylerdin sonra söyledin mevla

Bense on sekiz tane ailemden efradın

Katledildiğin gördüm sonra ağladın mevla

Sen fakire eylerdin daima gece yardım

Görmeden yüzün onlar bilmeden adın mevla

Çünkü terk edip erzak ev önünde gitmiştin

Yoksula karanlık anlarda uğradın mevla

Çok ibadet eylerdin, secde eyleyip temdit

Elde hep nasırlar sen böyle bağladın mevla

Sen Hüseyn'in oğluydun nesli sürdü hep senle

Abidin süsüydün sen hep ibadet etmenle

Hazret-i Muhammed Bakır sen ilmi yarmışsın

Cehli sürdürenlerden halkı sen koparmışsın

Cabir ibn-i Abdullah'ın eliyle ceddinden

Sen selam işitmiş bir böyle feyze varmışsın

Haccın öğretip erkânından ehle ashaba

Bilgisizliğinden ashabı sen çıkarmışsın

Sikke bastırıp yaymak isteyince Rumîler

Mekri karşı durmakla ortadan aparmışsın

Sikke bastırıldı İslami hatla üstünde

Sen vesilelik bu mevzuda hem yaparmışsın

Hem nebîlerin ilmi, hem vasîlerin ilmi

Sendedir edip tedris sen ceriha sarmışsın

Böylelikle hikmetler hep yayıldı her yerde

Fıkhı öğretip tedris eylemek başarmışsın

Şia'nın sıfâtından zikredip belirtmekle

Olmamız için layık Rabbe çok yakarmışsın

Eyleyip de Kur'an'ı hem de daima tefsir

Ehl-i Beyt'in ilmin tefsirde vurgularmışsın

Kalpler demiştin ki, sırra hâkim olsaydı

Korku duyduğun birçok sırrı sen açarmışsın

Fıkha hem de ahlaka sen ki pek önem verdin

Ders din hususunda bir uzun dönem verdin

Ey İmâm-ı Cafer ey kalbi ilme fevvare

Hangi işte ümmet zordaysa sendedir çare

Ey fakihler tedris mektebin yetiştirmiş

İzcin olsa öğrencin kalmamıştır avare

'Bû Hanîfe ve Mâlik bin Enes de öğrencin

Gerçi çok koyulmuşlar karşıt işte ısrara

Amma itiraf etmişlerdi şanı yükseksin

Tarihi eserler şahit henüz bu ikrara

Dört bindi öğrencin söylenir fakat elbet

Bunca bir adet mecmunun içinde bir pare

Bir lakap imiş Sadık halk içinde en meşhur

Ceddiniz onaylarmış böyle ismi sen yare

Başlamış imamet vaktinde hem vekaletler

Hums alındı Şii'nden korku oldu gaddara

Tüm fıkıh hususunda bilgilerden öğrettin

Başta tut namazdan, hatta diyeyle keffâre

Fıkhı yüzde yetmişlik bir oranla biz senden

Almışız ki senden çok söz gelirdi izhara

Var Hişâm emsali bir kelâm öğrencin

Şia'nın kelam ilmin pek çalıştın imara

Ey bilen o Kur'an'ı el içiymiş emsali

Var mı sen kadar halkın hikmet ehli timsali?

Ey imâm Musa Kazım ki Cafer evladı

Cafer'in ey ardından dini ilmin üstadı

Çoktu elbet evladın böylelikle çok neslin

Ehl-i Beyt içindeymiş evlerin en abadı

Bir kızındı Masume ki Rıza'ya öz kardeş

Kum ve Meşhed erdirmiş pek şifaya efradı

Öfke karşısındaydın daima durup hâkim

Çünkü Kazımîn el-gayz ayetindedir yadı

Bir sefer Fedek'ten sormakla hakkı öğrendi

Kıskanır bu yüzden Harun Reşid-i Bağdadi

Sen huzur asrında en uzun imamette

Kaldın amma yok olmuş böyle devrenin tadı

Çünkü sen atılmıştın ortasında zindana

Sürdürüp ibadetle zulme karşı feryadı

Kim görürse öldürmek emri aldığındaydı

İmtina eden olmaktan İmam celladı

Sanki sen o zindanda rağmen onca zincire

Hapsin orda özgür ruhunlasın en azadı

Sindi ibn-i Şahik emsali bir küfür ehli

Elbet ancak olmuştur zehri vermenin şadı

Şerhedip de sen tevhidi, bedayı, imanı

Akla hep önem verdin ey veli-yi nurani

Ey ağam Ali bin Musa, Rıza lakaplıydın

Enbiyanın ilminden hem de pek nasipliydin

Sen Medine'deyken olmuştu tüm şehir halkı

Hürmetinde sabit, üstün olan hasepliydin

Sen namaz kılarken her türlü kulluk eylerken

Rabbinin önünde durmuş gibi edepliydin

Merv'e davet eylerken ey ağam lain Memun

Yasa davet eylerken haneni sebepliydin

Sen veli-yi aht oldun hilesiyle Memun'un

Karşısında koştun şart çünkü sen hesaplıydın

Tayin etmedin hiç azletmedin de zira sen

Mekri etkisiz koydurmak için talepliydin

Hep kanıt getirdin her dine kaynağından sen

Bildiler ki gerçekten sen nebî nesepliydin

Âl-i Ahmed'in alim ferdisin ki ilminle

Daima sen Allah'ın yeryüzünde hablıydın

Sen ki razı Allah'ın razı olduğundansın

Hak gazaplı olsaydı sen de hep gazaplıydın

Sen resule en benzerdin ki kendi asrında

Düşte tüm görenler derler ki aynı tipliydin

Sen münazarandayken Hak ifade eylerdin

Türlü türlü dillerden istifade eylerdin

Ey Cevad, Ali bin Musa'nın oğlu Hak hüccet

Sen cömert idin bundandır lakap Cevad elbet

Doğmadan sen evveller şekkederdi bir çok fert

Sen doğunca bulmuştu çok şükür yakin kuvvet

Sen sekiz yaşındayken sende ceddinin ilmi

Her suale vermekte bir cevap verir kudret

Sen o yaşta Yahya emsali hükme kadirdin

Cetlerin, baban misli sende vardı bir ismet

Sorduğunda şer'î bir meseleyle hükmünden

Bir şahıs, eder zahir sözlerin nedir hikmet

Sen Takî lakaplıydın, her zamanda takvalı

Hem de hep amel ehli oldun ey büyük Hazret

Sende vardı Tayy'ül-Arz müstecap-ı davettin

Ey dua ve hırzın her fert için bir emniyet

Verdi yirmibeş yıllık az süren hayatında

Fıkha hem de ahlaka davranış, sözün hizmet

Zorla verdi kız Memun, der evinde casus ol

Amma kaldı elbette nesle daima hasret

Mağribiyye tek zevcendir devam eden nesli

Pek değerlidir görmekteydi daima hürmet

Zehri verdi zalimler, böyle aştılar haddi

Kazımeyn'de gördün tutsak hapis yatan ceddi

Ey imâm Hadi ey Hakk'a eyleyen tasrih

Hak Cevad için kılmıştır seni vasî tercih

Sen yazınca Ahvazî halka name Allah'ı

Eyledin cebirden tefvizden o dem tenzih

Söylenir temizlikten sen Nakî lakap aldın

Tertemiz ve masumdun ey sözün, özün salih

Ey lakaplarından hep aşikar olan şanı

Ey Nakî, fakih, alim, Hadi, ey emin, nasıh

Söyledin ifadende pek değerli hikmetler

Batılın önündeydin engel, eyleyip tembih

Sen çağırtılıp Samerra'ya zorla gelmiştin

Yazdı orda mazlumiyetle ismini tarih

İlme zühde maildin hep ibadet ehliydin

Eyledin dualarda sen Huda'yı hep tesbih

Hep imama ariftir Camia'nla müminler

Böyle oldu hüccetler kalbimiz için fatih

Rumca yazdığın mektup Nergis'e vesileydi

Böylelikle hem Samerrâ'ya geldi hem vazıh

Oldu elbet oğlundan sahip olsa evlada

Tüm cihana elbet böyle oğul olur muslih

Başlamıştı Samerra'ya gelince göz hapsi

Yirmi yıl dokuz ay zarfında bunların hepsi

Askerî imamım ey altı yıl imam olmuş

Bulmadan otuz yıl yaş ömrü tez tamam olmuş

Altı yılda bir çok baskıyla zulmün altında

Az sınırlı Şii gruplarla hemkelam olmuş

Hangi zalim öldürmek istediyse evvelden

Türkler elinden hep sert bir intikam olmuş

Zalim olsalar dahi hep sarayda sen varken

Sen misali ferde zahirde ihtiram olmuş

Söylemiş idin bir gün sen Hekime Hatun'a

Kal doğum zamanı nerdeyse ey halam olmuş

Ümmetin o müncîsi pek yakında doğmakta

Böylelikle Hatun da böyle emre ram olmuş

Doğduğunda eylerken secde gördü Hatun ve

Gözlerinde Mehdî pek ehl-i ihtişam olmuş

Doğduğunda ağlarken annesi dedin Nergis

Bil ona seninkinden başka süt haram olmuş

Az ve sadık ashaba oğlunu tanıttın sen

Der idin zuhur etse baksanız kıyam olmuş

İzcilik yapın daim bekleyişle evvelden

Kim yaparsa Rab nezdinden ona selam olmuş

Kayser oğlunun elbette kızı ki zevcendir

Anneden soyu Şem'un'dan, havarilerdendir

On ikinci varissin sen nebîye ey Mehdî

Sen adalet eylersindir hediye ey Mehdî

Geldiğinde dünyada intişar olur İslam

Hep boyun eğer herkes hak vasiye ey Mehdî

Hem namaz kılar arkanda Mesih Ruhullah

Hem gelir Hızır, İdris sen veliye ey Mehdî

Künye-i nebî künyen elçiye adaşsın sen

Yeryüzünde sensin Hak'tan bakiye ey Mehdî

Aşikar olur hakkaniyetin gelirsen sen

Geldiğinde ancak kalkar takiye ey Mehdî

Dört naibin olmuştu birinci gaybette

Sen torun idin mevlamız Nakî'ye ey Mehdî

Sen ikinci gaybette koyduğun emanetle

Ehl-i fıkha verdin yüksek seviye ey Mehdî

Geldiğinde zulmü, bidat, hurafeyi kaldır

Son verip Huda'ya düşman şakîye ey Mehdî

Rabbimiz Zikir'den sonra yazar Zebur'unda

Yeryüzünde salihler, varis, iye ey Mehdî

Şüphe yok zuhurun bir gün olur muhakkak ki

Muştuluk nebiler hep verdi diye ey Mehdî

"Kaimî" için mevla izcin olmak izzettir

Kalbe gerçeğin görmüşler kadar açık-nettir

11-09-2022

Ali Rıza Akbulut (Kaimî)

.