.
.
Bismillâhirrahmânirrahîm
.
Tunç çağından bu yana kullanılagelen ve nispeten diğer taşlara göre daha kolay şekil verilen bir mermer cinsi olan Sabun Taşı, Hazret-i İmam Rıza’nın (as) ilk kayıtlara geçen mezar taşı yahut makam taşı olarak da kabul görülen taşın kendisidir.
Bu muhteşem ve son derece zarif çalışma 12. yüzyıl Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde zanaatkâr Abdullah ibn Ahmed Kara tarafından hem tarihi hem de hat sanatı türü açısından büyük önem taşıyan kırık Kufi ile yazılmıştır.
2018 yılından bu yana Meşhed / Horâsân / İran’da bulunan İslâm coğrafyasının en büyük, en görkemli ve en geniş türbelerinden birisi olan İmam Rıza (as) türbesinin içinde yer alan Âsitân-ı Kuds-i Razevî Müzesi’nde sergilenmekte; 30x40 cm ölçülerinde ve 6 cm kalınlığındadır.
Tahmini 1120 senesinde Ahmed Kara tarafından özenle hazırlanan bu kıymetli eserin ortasında mihrap şekli ve içinde kırık kufî hatla yazılmış metinler, kenar kısmında ise yine kufî harflerle iki yazı daha bulunmaktadır.
Mihrap kısmını nesih hatlı dar bir kitabe kaplamış olup, mihrabın üst kısmı ile kenar yazıları arasındaki boşluklar bitki ve yaprak motifleri ile iç çerçeveyi süslemektedir.
Kenar boşluğunun ilk yazısı, taşın sağ köşesinin alt kısmından başlayıp üç kenarını dolaştıktan sonra sol alt köşede bitmekte ve şöyle yazmaktadır:
"بسم الله الرحمن الرحیم. اللهم صل علی محمد و علی و فاطمه و الحسن و الحسین و علی و محمد و جعفر و موسی و علی و محمد و علی و الحسن و القائم الحجه"
“Bismillâhirrahmânirrahîm. Allahumme salli a’la Muhammed ve Ali ve Fatime ve’l Hasan ve’l Hüseyin ve Ali ve Muhammed ve Ca’fer ve Musa ve Ali ve Muhammed ve Ali ve’l Hasan ve’l-Kaimu’l Hüccet”
Kenardaki birinciden sonra ve ona paralel olarak yer alan ikinci yazı ise, Maide Suresi'nin 55. ayet-i kerimesini içermektedir:
"اِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ"
“Sizin veliniz ve sahibiniz Allah'tır, O'nun resulüdür, bir de rükû eder bir halde namazı yerine getirip, zekâtı vererek iman edenlerdir.”
Bilindiği üzere bir gün, Mescid-i Nebî’ye bir yoksul gelmiş, Allah rızası için ihtiyacını karşılayacak bir şey istemişti; oturanlar kayıtsız kalmış, namazda bulunanlardan hiç kimse de bir şey verememiş, yoksul da ‘Yâ Rabbî! Tanık ol; Peygamberinin mescidine geldim, bana bir şey veren olmadı’ demişti. Bunun üzerine Hz. Ali, rükûdayken elini uzatmış, yoksul, parmağındaki yüzüğü alıp gitmişti. Bu ayet Ehl-i Beyt imamlarına, Sa'labî'ye, Tabarî'ye, Ebûbekr el-Razî'ye göre bu olay üzerine inmiştir. Başka çeşitli rivayetler de vardır ki onlar da yine Hz. Ali ile hatmolmaktadır.
Mihrap şeklinin içine hapsolmuş ve nesih yazı ile hakkedilmiş metinde ise elinden bu mümtaz eser çıkan ustasının bilgileri bulunmakta ve ardınca gelen yine kırık kufî hat ile yazılı metinde ise sekizinci Ehl-i Beyt İmamı Hz. Rıza’nın doğum ve şehadet tarihleri düşülmektedir:
"عمل عبدالله بن احمد قره"
“A’meli Abdullah ibn Ahmed Kara”
Etraf detaylarda ise şu metin er almaktadır:
"امر بعمارت مشهدالرضوی ... المذنب الفقیر الی رحمة ا... ابوالقاسم احمد بن علی بن احمد علوی الحسینی تقبّلا... منه"
“Meşhed-i Rezevî'nin inşası emredildi; Allah'ın merhametine kalmış zavallı günahkâr Ebu'l Kasım Ahmed ibn Ali ibn Ahmed Alevî el-Hüseynî'den kabul buyursun.”
* * *