.
.
بسم الله الرحمن الرحیم
.
İmam Seccad'dan (a.s) nakledilmiş olan bir çok dua, Sahife-yi Seccadiye kitabında bir araya getirilmiştir. Bu dualardan biri de Sahife-yi Seccadiye kitabının 27. duasıdır. İmam Seccad (as) bu duada sınır koruyucuları ve askerler için dua etmiştir ve aynı duada onların düşmanları yani İslam ve Müslümanların düşmanlarının yok olması için de dua etmiştir.
Akla gelen ilk soru şu olabilir; İmam Seccad (a.s) kendi döneminin askerlerinin, Ben-i Ümeyye'nin hizmetinde olduğunu bile bile nasıl onlar için dua etmiştir? Acaba hükümetin başındaki tağutun yani zalim iktidarın bekası için de mi dua etmiş oluyordu? Oysa tağutun insana yaptığı en büyük kötülük, hakkı batıl, batılı ise hak gibi göstermesidir. Mümin kullar her çeşit tağuttan Allah'a sığınmalı ve yalnızca O'na ibadet etmelidir. Masum İmamlar tağuta, batıla ve haksızlığa karşı en büyük mücadele eden ve büyük bedeller ödeyen mübarizlerdir. Öyleyse İmam Seccad'ın (a.s) bu duasından zalime destek ve dua anlamı çıkarmak ne kadar doğru ve insaflı olur?!
Öncelikle cihad etmenin, İslam ve Müslümanlardan himaye etmenin İslam dininde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu bilmekteyiz; fakat bunun yanında zalim hakimin kendi şahsi menfaati olduğu vakit ona yardım etmenin de doğru olmadığı aşikar bir şekilde beyan edilmiştir.
İslam ve Müslümanın Menfaatini ve Hakkını Savunmanın Önemi Hakkında
İmam Rıza (as) şöyle buyurmuşlardır:
"Müslüman bir kimse İslam ve Müslümanları korumak ve İslam düşmanları ile savaşmak, onlara karşı direnmek ile yükümlüdür. İslam'ı ve Müslümanı korumanın vacip olmasının sebebi şudur; Müslüman toplumunun zayıflığı, hak Muhammedi dinin zayıflığı demektir."
Usul-i Kafi c.5 s.21
Dolayısıyla İmam Seccad'ın bu duası hak yolunda, İslam yolunda, İslami değerler uğruna savaşan ve Müslümanları koruyan askerler içindir, tağuti hedefler için zalim hükümdarların emrinde hizmet eden askerler ve bekçiler için değil.
Şunu anlıyoruz ki; zalim hükümdar döneminde bile olsa, İslam ve Müslüman topluluğunu korumak ve savunmak vaciptir. Bu konuda İmam Rıza'dan şöyle bir rivayet nakledilmiştir:
"Eğer Müslümanlar Rum (dönemin zalimleri) saldırılarıyla karşı karşıya kalırlarsa, onlarla zalim hükümdar döneminde bile savaşılabilir; çünkü bu savaş kendisini ve Müslümanları korumak içindir, zamanın zalim sultanına yardım etmek için değildir."
Dolayısıyla tağut hükümdar döneminde bile olsa, İslam'ın ve Müslümanların menfaatini düşünmek ve korumak önemli tavsiyedir, kimi zamanda vaciptir. İmam Seccad'ın (a.s) duası da bu kimseler içindir.
İkinci önemli nokta ise şudur; İmam Seccad'ın (a.s) duasının iki bölümden oluştuğunu söyledik ve ikinci bölümde İmam (as), İslam'ın, hakkın düşmanlarının aleyhinde dualar etmiştir. Düşmanın hezimete uğraması için, rezil rüsva olması ve zalimmane arzularına ulaşmamaları için dualar etmiştir.
Dolayısıyla burada da İmam Seccad (a.s) İslam'a ve Müslümanlara zarar vermek isteyen insanları kastetmiştir. Onların zayıflığını ve güçsüzlüğünü istemiştir. Şahıs veyahut belli bir kesimin ismini belirtmemiştir, zalim ve tağut olan her kese karşı beraeti esas almıştır. İslam sınırları içinde ve dışında var olan, islamı ve müslümanları hedef alan, düşmana karşı mücadele etmenin gerektiğini ve düşmanı zayıflatmanın gerektiğini beyan etmektedir.
Diğer bir nokta ise şudur: İmam Seccad (as) dönemin şartlarından ve zalim yönetiminden ötürü bir çok İslami maarif ve öğretiyi dua yoluyla bizlere iletmiştir. İmam Seccad'ın duaları akaid, ahlak, toplumsal yaşam olmak üzere bir çok önemli konuyu içerisinde barındırmaktadır. Yani İmam Seccad (a.s) dualarının müstecap olmasından ziyade, nasıl dua etmemiz gerektiğini bizlere öğretme hedefindedir ve bu duada aslında İmam Seccad, hak yolunda, İslam yolunda savaşan mücahitlerin yanında, Hakk'a karşı savaşanların karşısında olmamız gerektiğini bize öğretmektedir. Zalimlerin hezimete uğraması için ne yapmamız gerektiğini ve nasıl dua etmemiz gerektiğini bize öğütlemiştir.