Yaşam | Aile&GNÇ

Lokman Hekim ve Yargı

Mevzuya bahis olan kıssa Lokman Hekim’in halk arasında kadılığı kabul etmemesine dairdir.

 
.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Allah Resulü (saa): "Gerçekte Lokman peygamber değildi; fakat kararlı, bilgili ve hüsn-ü zan sahibi bir kuldu. O Allah’ı, Allah da onu seviyordu. Allah ona hikmeti armağan etti."

* * *

Lokman gündüz vakti uyuyordu, aniden hilafet makamını kabul etmeye çağrıldı: “Ey Lokman! Halk arasında hak üzere kadılık yapman üzere, Allah’ın seni yeryüzünde halife kılmasını ister misin?” Lokman uykudan uyandı. “Eğer Rabbim beni mecbur ederse kabul ederim.” cevabını verdi. “Zira biliyorum ki eğer Rabbim beni kadılık yapmaya mecbur kılarsa O benden yardımını esirgemeyecektir. Bana bilgi verecek ve hatalardan da koruyacaktır. Lakin Rabbim eğer bana seçme hakkı verirse, afiyeti kabul ederim de kadılığın sıkıntılarını kabul etmem.”

Melekler -ki onları görmüyordu- Lokman’a seslendiler: “Ey Lokman! Niçin böyle söyledin?”

Lokman, “Çünkü hükümranlık en zor ve en sıkıntılı makamlardan biridir. Orası öyle bir konumdur ki onun dört bir yanı zulümle ihata edilmiştir; insanın rezil olma ihtimali olacağı gibi yardım alma ihtimali de vardır. Eğer insan hak üzere hükmederse kurtuluş ümidi vardır, hükmetmede hata yaparsa da hata uğruna cenneti kaybetmiş olur. Birinin dünyada her hangi bir makama sahip olmaksızın hakir biri olarak yaşaması, makam sahibi olma uğruna ahiretini dünyaya değişmesinden daha iyidir. Ve her kim ahirete karşılık dünyayı seçerse, dünya onu sadece dener ve o, ahiretin padişahlığına erişemez.”

Melekler onun sözlerinin güzelliğine hayret ettiler. Lokman bir an uyudu ve tüm vücudu hikmetle donatıldı. Daha sonra uykudan uyandığında ise hikmet dolu sözler söylemeye başladı.[1]

Ondan sonra Hz. Davud (as) hilafete çağrıldı ve halife olmayı kabul etti. Lokman da Hz. Davud’un (as) hükümdarlığında ona kendi bilgi ve hikmetiyle yardım ediyordu. Ve bir gün Hz. Davud (as) ona şöyle buyurdu:

“Ey Lokman! Ne mutlu ki sana hikmet verilmiş, bela senden uzaklaştırılmıştır; fakat Davud’a hilafet vazifesi verilmiş, belaya atılmıştır.”[2]

- - - - - - - - - - -


[1]- Mecmau’l-Beyan, c. 8, s. 494. Tefsir-i Kurtubî, c. 14, s. 59.

[2]- Tarihu Medinet-i Dimeşk, c. 17, s. 85. Kenzü’l-Ummâl, c. 14, s. 34, h: 37865.

Mecmau’l-Beyan, c. 8, s. 494. Nevadiru’l-Usul, c. 1, s. 247. Tefsiru’l-Kummî, c. 2, s. 162.