.
.
Ehlader Araştırma Bölümü
Zekeriyya b. İbrahim adlı Hıristiyan bir genç, müslüman oldu ve hacca gitti. Bu yolculukta İmam Sadık'la (a.s) görüştü. İmam’a sorduğu sorulardan biri de şuydu:
“Babam, annem ve akrabalarım henüz Hıristiyan; annem de kördür, acaba ne yapmam gerekir? Onlarla birlikte kalıp onlarla beraber yemek yiyebilir miyim?”
İmam (a.s): “Onlar domuz eti yiyorlar mı?”
Genç: “Hayır, asla ona dokunmazlar.”
İmam (a.s): “Onlarla birlikte ol ve annene bak; dünyadan ayrıldığında da, onun kefen ve defin işlerini kendin üstlen ve diğerlerine bırakma.”
Zekeriyya Hac seferinden döndükten sonra, İmam Sadık'ın (a.s) tavsiyeleri doğrultusunda annesine çok iyi ve güzel davrandı, ona yemek yedirdi, elbiselerini, üst ve başını temizledi.
Annesi, oğlunun davranışının böyle değişmesi üzerine aklınla şöyle bir soru takıldı: “Oğlum! Daha önce Hıristiyan iken bana karşı böyle davranmıyordun, ne oldu da müslüman olduktan ve bu seferden döndükten sonra böyle değiştin?”
Oğlu: “Peygamberin evlatlarından biri bana böyle emretti.”
Annesi: “O peygamber değil mi?”
Oğlu: “Hayır, o peygamber evladıdır.”
Annesi: “O muhakkak peygamberdir; çünkü bu tür talimatlar, peygamberlerin talimatlarıdır.”
Oğlu: “İslam Peygamberi’nden sonra asla peygamber gelmeyecek, O, son Peygamberin evlatlarından biridir.”
Annesi: “Oğlum! En iyi dini seçmişsin, onu bana da tanıt ve onun hakikatlerini bana da öğret!”
Oğlu, İslam öğretilerini Hıristiyan olan annesine anlattı, o da İslam’ı kabul etti girdi ve müslüman olarak da dünyadan ayrıldı.[12]
Bu olay, ana-baba ve büyüklerle olan ilişki ve diyaloglarda, dinin emirlerine amel etmenin tesirlerine güzel bir örnektir. Görüldüğü gibi o gencin güzel amel ve davranışı, yaşlı Hıristiyan birisini İslam’a nasıl çekiyor ve hidayet nurunu onun kalbinde aydınlatıyor.