.
.
Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla
"Şüphesiz ki Hüseyin hidayet meşalesi ve kurtuluş gemisidir "
Hz Muhammed (s.a.a)
Kerbela bir yol ayrımıydı. Hak ile batılın ayrıştığı bir yol ayrımı...
Bizler Kerbela’yı ekseri olarak katliamlar ve cinayetler hikâyesi olarak görüyoruz. Oysaki Kerbela’da beyaz sayfalar var. O beyaz sayfaların kahramanları Ali oğlu Hüseyin(a.s), Fatıma kızı Zeyneb’tir. Orada tüm insanlık âleminin fıtratının toplandığı bir nokta var, Evvelin sürekli açılımları var.
Hangi birini örneklesin zaman...
Celal Abbas’ı mı? Ali Ekber’i mi? Ali Asgar'ı mı? Ali kızı Seyyide Zeyneb’i mi?
Öyle güzel sayfalar var ki Kerbela'da hepsi bembeyaz, hiçbir kuvvetin lekeleyemeyeceği kadar bembeyaz... Onlar hak olan davalarında her biri birer nişâneydi...
İmam Hüseyin (a.s) Mekke'den Kufeye, Irak’a doğru giderken şair Ferezdak ile karşılaşmıştı. Şair Ferezdak bir şiir zikretti:
"Ey Resulun evladı! Ey Peygamberin ciğerparesi! Vallahi gönüllerde sen varsın, dilerse sen varsın ama kınlarda Yezid 'in kılıcı var..."
O gün anket yapılsaydı eğer 680 yılında Mekke’de, Medine’de, Kufede, Şam’da, binlerce insan ‘Ya Hüseyin!’ diyecekti ama meydanda 72 kişi vardı. Er günü, erliğin ispat gününde 72 şehit vardı 40'a yakın şahide vardı.
Tarih tekerrür ediyor...
Kendisini sigaya çekmek isteyen buradan sigaya çekebilir gün bizler orada olsaydık aynı şartlarda imtihana çekilseydik kim bilir hangi safta olurduk?
Kur’an-ı Kerim şahittir Rasulullah'ı anlatıyor.
Cenab-ı Allah Rasulullah'a emrediyor:
"De ki: Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun, bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve affetsin..."
Seveceksin ve itaat edeceksin. Hak yolu istiyorsan sevdiğine itaat edeceksin, Batıldan yürümek istiyorsan itaat ettiğini seveceksin tıpkı Yezid'e biat eden nasipsizler gibi...
Kerbela’ya dönüp bakalım, Evlad-ı Resul ile birlikte olan 72 şehit 40'a yakın şahidemiz, ister Hz Fatıma'nın (s.a) evlatlarından olsun ister Ensar’ın, Muhacir’in evladı olsun; onlar sevdiklerine itaat ettiler. Allah ve Resulunu seviyorlardı onlara itaat uğruna oraya geldiler.
Hz Resulullah (s.a.a) buyuruyor ki:
"Hüseyin bendendir, Ben de Hüseyin'denim"
Bu sözün ne manaya geldiğini herkes anlar.
Hz Hüseyin (a.s) dedesinin anlattığı Kur'an'ın mümini idi. Dedesinin uygulamış olduğu sünnetinin varisiydi. “Hüseyin bendendir” sözünü anlamamak mümkün değil. Peki, soralım kendimize "Ben de Hüseyin’denim" derken Rasulullah ne anlatmak istedi?
Hüseyin'in davası benim davamdır demedi mi? Kerbela’da Hüseyin'e çekilen kılıçlar bana uzandı demedi mi? 6 aylık Ali Asgar'ın boğazını koparan ‘ok'a bana değdi demedi mi? Rugayye’yi talan edebilmek için ganimet hırsıyla el kadar çocuğun küpesini parçalayan kişilere benim kulağımı, canımı parçaladılar demedi mi?
Ben Peygamber Efendimizin acılı gününde onun yasında onunla beraber olamayacaksam ne diye yaşıyorum?
Rasulullah (s.a.a) buyuruyor ki:
"Seven sevdiğinin sevinciyle sevinir, hüznüyle hüzünlenir..."
Çağrıya sahip çıkalım ve onun evlatlarının matemine de ortak olalım...
Bembeyaz sayfanın en güzel kurbanı İmam Hüseyin, Kerbela sahrasında o yüce kurban şu sözleri söylüyor:
"Bir insanın Rabbine sunabileceği en büyük sadaka kendisini ve sevdiklerini Rabbine tasadduk edebilmesidir" ...Nitekim İmam Hüseyin (a.s) ayette de buyrulduğu gibi canını, malını ve evlatlarını Aşka kurban etti...
"Allah mü'minlerden, kendilerine vereceği cennet karşılığında canlarını ve mallarını satın almıştır. Onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler..."
Tevbe / 111
Gurbet diyarında bîkes garîbim
Muhammed Ali'den Özge yârim yok
Gayrıdan geçmişim Hakk'a tâlibim
Muhammed Ali'den Özge yârim yok...
Vesselam