Kur'an | Ehlibeyt

Kur’ânda Günahkârların Durumu

.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Özgür Arapoğlu

Ve o gün, Allah düşmanları, bir araya toplanır da toplu bir halde cehenneme sürülürler.

Oraya gelince de kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları şeyler hakkında, kendi aleyhlerine tanıklıkta bulunur.

Ve bedenlerine, ne diye aleyhimizde tanıklık ettiniz derler, onlar da her şeyi söyleten Allah derler, bizi de söyletti ve odur sizi yaratan ilk defa ve gene de dönüp onun tapısına varacaksınız.

Ve siz, kulaklarınızın, gözlerinizin, derilerinizin, aleyhinizde tanıklık edeceklerini ummuyor, onlardan hiçbir şeyinizi gizlemiyordunuz ve hatta sanıyordunuz ki yaptıklarınızın çoğunu Allah bile, şüphe yok ki bilmez.

Ve Rabbiniz hakkında beslediğiniz şu kötü zan yok mu, sizi o helâk etti de ziyana uğrayıverdiniz.

Artık sabredebilirlerse ateştir yurtları onların ve onlar suçlarından geçilmesini isterlerse dilekleri kabul edilmez.

Ve onlara öyle arkadaşlar hazırladık ve verdik ki önlerindeki dünya işlerini ve artlarındaki ahireti inkâr etmeyi bezediler onlara ve onlardan önce, cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler arasında azap hükmünü hak ettiler, şüphe yok ki onlar, ziyana uğrayanlardandı.”Fussilet Suresi: (19-25. Ayetler)

 
Hadislerde Günahkârların Durumu

Muaz b. Cebel Peygamberimize, ey Allah’ın Resulü! Sura üflendiğinde bölük bölük geleceksiniz” ayeti hakkında ne buyuruyorsunuz deyince Peygamberimiz şöyle buyurdu:

Ey Muaz! Çok ağır bir soru sordun. Ardından gözlerini yere dikti ve şöyle buyurdu: Kıyamet günü Ümmetimden on grup dağınık halde haşrolurlar ki; Allah Teâla onları Müslümanların safından ayırmıştır ve şekillerini değiştirmiştir; Bazıları maymun şeklindedirler, bazıları domuz şeklindedirler, bazıları başaşağı getirilmiş yüzleri üzerinde sürüklenmektedirler, bazıları, kördürler sağa sola giderler, bazıları dilsizdirler düşünemezler, bazıları dillerini çiğnerler ve ağızlarında akan suyun kokusu mahşerdekileri rahatsız eder, bazılarının elleri ayakları kesilmiştir, bazıları ateşten dala asılmıştırlar, bazıları leşten daha kötü koku saçarlar, bazıları katrandan bir gömlek giymişleridir ki bedenlerine yapışmıştır,

Maymun şeklinde olanlara gelince onlar dedikoducudurlar, domuz şeklinde olanlar agelince onlar haram yiyenlerdir, baş aşağı olanlara gelince onlar faiz yiyenlerdir, kör olanlara gelince onlar zorbalıkla hüküm verenlerdir, dilsiz sağır olanlara gelince amelleriyle övünen kimselerdir, dillerini çiğneyenlere gelince onlar sözleri davranışlarıyla uyuşmayan âlimler ve hakimlerdir, elleri ayakları kesik olanlara gelince onlar komşularına eziyet edenlerdir, ateşten dala asılı olanlara gelince onlar yöneticilere insanlar hakkında casusluk yapanlardır,  leşten daha kötü kokulu olanlara gelince onlar şehvet ve lezzetlere dalıp mallarındaki Allah hakkını vermeyenlerdir, katrandan gömlek giyenlere gelince onlar böbürlenen ve kendini beğenenlerdir.
 
GÜNAHKAR KADINLARIN DURUMU

İmam Rıza aleyhisselam babaları kanalıyla Emire’l Müminin Hz. Ali’den aleyhisselam şöyle nakletmiştir:

Ben ve Fatıma Peygamberin yanına gittik. Peygamber şiddetli bir şekilde ağlıyordu. Ben; anam babam sana feda olsun ey Allah’ın resulü sizi ağlatan nedir? Diye sordum.

Buyurdu: Ey Ali! Miraç gecesi göklere çıkarıldığımda ümmetimden bazı kadınların şiddetli bir azap içinde olduklarını gördüm. İçinde bulundukları durumdan rahatsız oldum ve onları azabını şiddetini gördüğüm için ağladım.

Bir kadını gördüm ki saçlarından asılmıştı ve beyni kaynıyordu,

Başka bir kadını gördüm ki; dilinden asılmıştı ve boğazına kaynar su dökülüyordu

Başka bir kadını gördüm ki; göğüslerinde asılmıştı,

Başka bir kadını gördüm ki; bedeninin etlerini yiyordu ve ateş altından alevleniyordu.

Başka bir kadını gördüm ki; elleri ayaklarına bağlanmıştı ve yılanlar ve akrepler onu sokuyorlardı.

Başka bir kadını gördüm ki; sağır, dilsiz ve kördü ateşten bir tabut içerisindeydi beyni burun deliklerinin içinden çıkıyordu ve bedeni de cüzamlı ve alacalıydı (sedef hastalığı vardı.)

Başka bir kadını gördüm ki; cehennem tandırlarından birisine ayağından asılmıştı.

Başka bir kadını gördüm ki; ateşten makaslarla bedeninin önünden ve arkasından kesiyorlardı.

Başka bir kadını gördüm ki; bağırsaklarını yediği halde yüzleri ve elleri yanıyordu.

Başka bir kadını gördüm ki; Başı domuz başıydı ve bedeni eşek bedeniydi ve bir milyon çeşit azap görüyordu.

Başka bir kadını gördüm ki; köpek şeklindeydi ateş arkasından girip ağzından çıkıyordu ve melekler başına ve bedenine ateşten topuzlarla vuruyorladı.

Fatıma, habibim ve gözümün nuru bana haber verir misin bunlar ne yapmışlar ve ne işlemişler de Allah onları böyle bir azaba duçar etmiş, diye sorunca buyurdu:

Sevgili kızım! Başından asılan kadına gelince o dünyada saçlarının namahrem erkeklere kapatmıyordu.

Dilinden asılana gelince o dünyada kocasına eziyet ediyordu.

Göğüslerinden asılan kadına gelince o dünyada yatakta kocasının isteklerine cevap vermiyordu.

Ayaklarından asılan kadına gelince o dünyada kocasının izni olmadan evden dışarı çıkıyordu.

Bedenin etlerini yiyen kadına gelince o dünyada başkaları için süsleniyordu.

Elleri ayaklarına bağlanmış, yılanlar ve akreplerin soktuğu kadına gelince; o dünyada elbisesi ve abdest yerleri necisti, cenabet ve hayız guslü almıyordu ve temizlenmiyordu ve namazı önemsemiyordu.

Kör, sağır ve dilsiz olan kadına gelince o dünyada zinadan çocuk dünyaya getiriyordu ancak o çocuğu kocasına mal ediyordu.

Bedeni ateşten makaslarla kesilen kadına gelince o dünyada kendisini (hareket, davranış, giyim kuşam vs. şeylerle yabancı)  erkeklere sunuyordu.

Bağırsaklarını yediği halde elleri yüzleri yanan kadına gelince o dünyada zina yapmaları için iki kadın ve erkeğin arasını yapıyordu.

Başı domuz başı ve bedeni eşek gibi olan kadına gelince o dünyada dedikodu yapıyor ve yalan söylüyordu.

Ateşin arkasından girip önünden çıktığı kadına gelince o dünyada insanlara şarkı türkü söylüyordu.

Ardından şöyle buyurdu: kocasını öfkelendiren kadına yazıklar olsun, kocasını kendinden razı eden kadına müjdeler olsun.