Düşünce | İslamî Araştırmalar

Şehit ve Kurtarıcı

.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Allah düşmanları sürekli olarak O’nun dostlarına galip gelmeye ve onları yok etmeye çalışmışlardır. Böyle bir şey müminlerin bekleyişinin aksinedir. Örneğin; Allah düşmanlarının Kerbela çölünde Allah dostlarına galip gelmesi, İmam Hüseyin’in (as) ve yarenlerinin şehit olması Hüseyin b. Ruh’tan (ra) halletmesi istenilen sorunlardan birisidir. O, Hz. Mehdi (af) tarafından bunu açıklamıştır.[1] Şia’nın aşırıya gidenleri de “Allah, asla kâfirlere müminlerin aleyhine (galip gelmelerini sağlayacak) bir yol vermeyecektir”(Nisa/141) ayetine istinaden Hz. İmam Hüseyin’in (as) şehit olmadığını, bilakis Allah’ın onu göklere çektiğini ve onun fedakâr ashabından biri olan ve kendisini imama gelen ok ve mızraklara karşı siper eden[2] Hanzala b. Esed-i Şami’nin onun yerine şehit olduğunu iddia ediyorlardı. Hz. İmam Rıza (as) bu iddiayı reddederek yukarıdaki ayeti müminlerin delillerinin üstünlüğü şeklinde tefsir etmiştir.[3] İncillerde Hz. İsa’nın (as) kendisinin gelecekte acı çekmesi ve öldürülmesinden bahsettiğinde Petrus’un böyle bir şeyin gerçekleşmesinin imkânsız olduğu düşüncesinde olduğunu görmekteyiz. Ancak ilahi düşünceye sahip olan Hz. İsa, insani düşünceye sahip olan Petrus’u şiddetle dışladı.[4]

Evet, dinlerin görevlerinden birisi Allah düşmanlarının çabalarının amacına ulaşmadığını ispatlamak ve şehitlerin canlı ve şahit olduklarını ilan etmektir. Şimdi birkaç örnek verelim:

1. Kuran-ı Kerim’de Hz. İbrahim’in Allah düşmanları tarafından ateşe atıldıktan sonra ateşin Allah’ın emriyle onun için serinliğe ve esenliğe (Enbiya/69) ve bazı rivayetlere göre de gül bahçesine dönüşmesi geçmektedir.

2. Yine Kuran-ı Kerim’de Allah’ın Hz. İsa’yı çarmıha gerilmeden önce kendi yanına çektiği geçmektedir (Nisa/157-158).

3. Her dört İncil’in sonunda Hz. İsa’nın çarmıha gerildikten sonra dirildiği ve ölülerin (arasından) kalkarak göklere gittiği geçmektedir.

4. Ric’at yani zalimlerin ve mazlumların çiğnenmiş haklarının alınması için dirilmeleri de dinlerde göze çarpmaktadır.

Hıristiyanlıkta şehit ve kurtarıcı, Mesih’in kendisidir.[5] Ancak İslam’da şehit ile kurtarıcı birbirinden ayrıdır. Üçüncü imam şehittir, on ikinci imam ise kurtarıcıdır. Bu kurtarıcı Aşura günündeki kıyamının ilk anında aziz dedesinin mazlum bir şekilde şehit edilişini dünyaya duyuracaktır. Diğer taraftan o yüce şehit aziz evladına katılacak ve ondan sonra uzun bir müddet hüküm sürecektir.[6]

Geçmiş zamanın şehitlerinin ve geleceğin kurtarıcılarının, dinlerin şu anki durumlarının istikrarı ve devamı için çok önemi olmuştur ve olacaktır.

[1]     Bihar’ulEnvar, c.44, s.273-274

[2]     AGE., c.45, s. 23

[3]     AGE., c.44, s.271-272

[4]     Matta, 16:21-23 ve Markos, 8:31-33

[5]     Dikkat etmek gerekir ki, Hıristiyanlar Hz. İsa’yı asla “şehit”olarak adlandırmazlar. Bilakis, feda inancı üzere onu “kurban”olarak adlandırıyorlar. Metindeki “şehit”tabiri diğer şehitlerle uyum sağlanması içindir. Tabi ki Hıristiyanlık diğer her din gibi havarilerin zamanından günümüze kadar birçok şehit vermiştir.

[6]     el-Burhan tefsirinde İsra suresinin altıncı ayetinin ardından “Yevm’ul Kerre”hakkında geçen hadislere göre İmam Hüseyin’in (as) ric’atta çok önemli rolü olacaktır ve Hz. Mehdi’yi (af) mücehhez kılmak, onun sorumluluğunda olacaktır. İmam Cafer-i Sadık’a (as) nispet verilen aşağıdaki hadis o imamı kıyamet gününün hâkimi olarak tanıtıyor ki, Hıristiyanların Hz. İsa hakkındaki inançlarına benzerliği vardır: “Kıyamet gününden önce insanları hesaba çekmek için gelecek olan, Hüseyin b. Ali’dir. Kıyamet günü ise, insanların cennete veya cehenneme gönderilmesidir.”