Kur'an | Ehlibeyt

Manevi Bir Nefes: Şaban Ayı

“Şaban’ın 15. gecesi, Allah’ın kullarına rahmet nazarıyla baktığı ve günahlarını bağışladığı bir gecedir.”

.
.

Ehlader Araştırma Bölümü


 

Alican Görel

Bismillâhirrahmânirrahîm

Şaban Ayı: Manevi Bir Nefes ve Yeniden Başlama Zamanı

Şaban ayı geldi çattı… Öyle bir ay ki, insanın gönlünde bambaşka hisler uyandırıyor. Hani bazen hayatın koşturmacası içinde kayboluyoruz ya, işte böyle zamanlarda Şaban ayı adeta bir nefes gibi geliyor insana. Bir durup düşünmeye, kendimizi yeniden bulmaya, içimizde biriken yükleri hafifletmeye vesile oluyor. Bu ayın faziletlerini ve önemini Ehl-i Beyt Mektebi’nden öğrenince, insanın kalbi daha bir yumuşuyor, ruhu daha bir huzur buluyor. Gelin, bu ayın anlamını birlikte dertleşerek konuşalım.

Biliyor musunuz, Peygamber Efendimiz (saa) bu ay için “Şaban benim ayımdır” demiş. Ne kadar derin bir anlam taşıyor bu söz… Düşünsenize, Peygamber’in ayı! İşte bu yüzden, Şaban ayında yapılan ibadetlerin değeri bambaşka. İmam Cafer-i Sadık da (as) bu ayın önemini şöyle dile getiriyor:

“Eğer insanlar Şaban ayının faziletini bilselerdi, bütün yılın Şaban olmasını isterlerdi.”[1]

İnsanın bu sözleri duyunca içi titriyor. Çünkü hepimiz bazen hayatın karmaşasında kayboluyoruz, değil mi? Günlük telaşlar, bitmek bilmeyen işler, bir türlü dinmeyen sıkıntılar… Ama Şaban ayı, bize bir fırsat sunuyor. Bir durup soluklanmak, Allah’a yönelmek ve içimizi temizlemek için eşsiz bir zaman dilimi.

*  *  *

Şaban Ayında Oruç: Manevi Arınma

Bu ayda oruç tutmanın fazileti çok büyük. İmam Cafer-i Sadık (as) şöyle buyurmuş:

“Kim Şaban ayında bir gün oruç tutarsa, Allah onun bedenini cehennem ateşinden korur”[2]

Şöyle bir düşünelim: Hepimizin günahları var, eksikleri var. Kimimiz öfkemize yeniliyoruz, kimimiz sabırsız davranıyoruz. Ama Şaban ayı, bu eksikleri telafi etmek için bir fırsat. Oruç tutarken sadece aç kalmıyoruz; aynı zamanda nefsimizi terbiye ediyor, içimizdeki kötü duyguları dizginlemeyi öğreniyoruz. Bu ayda tutulan oruç, sadece bir ibadet değil, aynı zamanda bir arınma vesilesi.

*  *  *

Şaban Ayında İstiğfar: Pişmanlıkların İlacı

Bir de bu ayın duaları var… İmam Cafer-i Sadık (as), “Şaban ayında her gün yetmiş defa ‘Estağfirullah ve etubu ileyh’ deyin”[3] buyurmuş.

Hani bazen içimizde bir pişmanlık birikir ya, işte bu istiğfar, o pişmanlıkları Allah’a teslim etmenin en güzel yolu. Hepimiz hata yapıyoruz. Bazen istemeden de olsa kalp kırıyoruz, bazen de kendimize bile itiraf edemediğimiz yanlışlar yapıyoruz. Ama Şaban ayı, bu hataları temizlemek için bir fırsat. İstiğfar ederken insan, Allah’ın affediciliğini düşününce bir rahatlama hissediyor. Çünkü biliyoruz ki Rabbimiz, samimi bir tövbeyi asla geri çevirmez.

*  *  *

Salavat: Peygamber’e (saa) Yaklaşmanın Yolu

Bu ayda bir başka güzel ibadet de Peygamber Efendimiz’e (saa) ve Ehlibeyt’ine salavat getirmek. İmam Ali (as) buyuruyor:

“Şaban ayında Peygamber’e salavat getirin. Çünkü Allah’ın rahmeti, bu ayda Peygamber’in ümmeti üzerinedir”[4]

Salavat getirirken insan, Peygamber’in sevgisini yüreğinde hissediyor. O’nun ümmetinden olmanın ne büyük bir nimet olduğunu fark ediyor. Salavat, sadece bir zikir değil; aynı zamanda Peygamber’le bağımızı güçlendiren bir köprü.

*  *  *

Şaban Ayının Manevi Dönüm Noktaları

Şaban ayında önemli günler de var. Mesela 3 Şaban, İmam Hüseyin’in (as) doğum günü. Kerbela’nın kahramanı, adaletin ve fedakârlığın sembolü… O’nun hayatını düşündükçe, insanın yüreği bir başka yanıyor.

Şaban ayının 4. günü ise, Kerbela’nın sancaktarı, Ebulfazl Abbas bin Ali’nin (as) doğum günü. Sadakatin, cesaretin ve kardeşliğin simgesi olan Hz. Abbas, hepimize bir örnek.

Ve tabii ki Şaban’ın 15. gecesi, yani Zuhur’un ilk ayak sesi… Zaman’ın sahibinin dünyaya geldiği gece. Bu gece, Allah’ın rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı, duaların kabul edildiği bir gece. İmam Muhammed Bakır (a.s.), bu gece için şöyle buyurmuş:

“Şaban’ın 15. gecesi, Allah’ın kullarına rahmet nazarıyla baktığı ve günahlarını bağışladığı bir gecedir.”[5]

Bu sözleri duyunca, insanın kalbi umutla doluyor. Çünkü hepimiz Allah’ın rahmetine muhtacız, değil mi? Öyleyse tüm günahlardan arınmak için tövbe kapısına giderek, dertlerin dermanını, Zuhur ile istemek hakkımız değil mi?

*  *  *

Sadaka ve Yardımlaşma: Şaban Ayının Toplumsal Boyutu

Şaban ayı, sadece bireysel ibadetlerle sınırlı değil. Bu ayda sadaka vermek, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek de çok önemli. Hani bazen birine yardım edince içimizde tarifsiz bir huzur hissederiz ya, işte bu ayda yapılan yardımlar da böyle. Hem kendimizi iyi hissederiz hem de başkalarının duasını alırız. Şaban ayı, sadece bizim için değil, çevremizdekiler için de bir rahmet vesilesi olmalı.

*  *  *

Sonuç: Şaban Ayı, Rahmet Kapısı

Sonuç olarak, Şaban ayı, bizi kendimize getiren, içimizi temizleyen bir zaman dilimi. Bu ayda yapılan ibadetler, dualar, salavatlar ve yardımlar, bizi Allah’a daha da yaklaştırır. Hepimizin hayatında zorluklar, sıkıntılar var. Ama Şaban ayı, bu sıkıntıları Allah’a teslim etmenin, gönlümüzü ferahlatmanın bir yolu. Ehl-i Beyt imamlarının tavsiyelerine kulak vererek, bu ayı en güzel şekilde değerlendirelim. Çünkü Şaban ayı, Allah’ın bizi affetmek için bahşettiği bir rahmet kapısıdır. Bu kapıyı çalalım, içeri girelim ve ruhumuzu huzura erdirelim.

Rabbim İbadetlerimizi makbul eylesin…

- - - - - - - - - -


[1]  (Vesailü’ş-Şia, c.10, s.301).

[2] (Biharü’l-Envar, c.94, s.87)

[3] (Mefatihu’l-Cinan, s.245)

[4] (Nehcü’l-Belağa, Hikmetler, 252)

[5] (Vesailü’ş-Şia, c.7, s.266).