.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Dünya hayatında insanların yaşamalarını belirleyen hukuk kuralları olduğu gibi sosyal düzen kuralları da mevcuttur. Bu kurallar insanların arasında bulunan ilişkileri düzenleyen ve hayatı anlamlandıran kurallardır. Din, ahlak ve bazı yönleriyle hukuk kuralları sosyal hayatı düzene koymayı, insanların birbirlerinin ihtiyaçlarına cevap verecek bir yaşam sürdürmeyi ve neticede birlikte yaşamayı güzelleştirmeyi hedefler.

Kama Vurma Safsatası Kama Vurma Safsatası

Yüce Dinimiz de, bireylerin kendi yaşantılarıyla ilgili hükümler getirdiği gibi, toplumla olan ilişkileri içinde hükümler ortaya koymakta, bu ilişkilerin en güzel şekilde devam edebilmesi için çeşitli düzenlemeler getirmektedir. İşte bu kuralların bir hissesi de cahil insana karşı muaşereti ve onu cehaletinden ötürü yanıltmamayı salık verir.

1- Cahili yanıltmak ve aldatmak, cahilliğinin etkisiyle günah bataklığına düşmesine neden olacaksa haramdır.

2- Meâd ve İmamet gibi doğru ilim ve bilgi edinmenin farz olduğu ilahî ve hak inançların cahile yanlış öğretilmesi haramdır.

3- İlahî maarifle ilgili gerçeklerin yetersiz ve temelsiz açıklanıp eksik savunulmasının hükmü, cahili aldatmakla aynıdır ve haramdır.

4- Namaz, oruç, hac ve benzeri şer’î hükümleri, bunları bilmeyen birisine, amelinin batıl ve yanlış olmasına neden olacak şekilde gerçek dışı bir bilgiyle söylenmesi haramdır.

5- Şer’î hükmün mevzusuna cahil olan birisine, hükmün mevzusunun gerçeğe aykırı ve onun günaha düşmesine neden olacak şekilde açıklanması haramdır. 

6- Bilgisizlik sonucu namazın cüz ve şartlarında hata yapıldığında, eğer cehalet nedeniyle bu cüz ve şartlarda yapılan hata namazın sahih oluşuna zarar vermez ve hatta cahillik suretinde bile namaz sahih kabul edilirse bunları cahile bildirmek farz değildir.

7- Önceki meselede zikrettiğimiz konuda abdest, eğer gusül, vakit, kıble, rükû ve secde gibi cüz ve şartlarda yapılan hata cahillikle bile olsa namazın batıl olmasına sebebiyet veren cüz ve şartlardan ise bunları cahil olan kişiye bildirmek farzdır.

8- Şer’î hükmün ister teklifî ister vaz’î kısmını bilmediği için şer’î vazifesinin aksine bir şey yapan insana şer’î hükmü açıklamak farzdır. Bazı namahremlere bakmak ve su olmasına rağmen teyemmümle namaz kılmak örneklerinde olduğu gibi.

9- Harama düşmenin sebebi konuya (mevzuya) olan cahillik yüzünden olur ve konu da Yüce Allah’ın, bir insanın canı,  müminin ırzı  (namus ve haysiyeti)  veya mal varlığı gibi mükellefin duçar olmasına hiçbir surette razı olmadığı çok önemli konulardan ise, bunlardan haberdar olan kişinin mükellefe açıklaması ve bildirmesi farzdır. Örneğin, birinin gasp edilmiş malını bilmeden kullanmak; birini, kanının saygınlığının kalktığını sanarak öldürmeye kalkışmak veya sütkardeşi olduğunu bilmediğinden dolayı sütkardeşiyle evlilik yapmak gibi.

10- Önceki meseleye binaen, eğer konu önem taşımayan konulardan ise, hükmü bildirmek farz değildir.

11- Önceki hükümde belirtildiği üzere bir şeyin önemli konulardan olup olmadığından şüphe edilirse farz ihtiyat gereği mükellef, ihtiyat etmelidir.

Editör: Hasan Bedel