.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

.

En son ve en kâmil din olan İslam dininin tüm hükümleri, insanın maslahatını gözeten ve insan fıtratına uygun niteliktedir. Uygulanması halinde bireyin saadetini temin eden bu hükümler, aynı zamanda ideal toplumun oluşmasını da sağlar.

Derslerimizin konusu olan ahkâm, İslam’ın kâmil insan yetiştirme programını teşkil eden asli sütunlarından birisidir. İnsana kurtuluş yolunun kapılarını aralayan bu hükümleri şöyle sınıflandırabiliriz;

a- Usul-u Din olarak tabir edilen inanç konuları,

b- Furu-u Din veya ahkâm olarak tabir edilen ameli düsturlar,

c- Ahlak olarak tabir edilen ruhsal gelişim ve edep kurallarını içeren konular

* * *

Usul-u Din: İnsanın inanç ve düşüncelerinin doğru şekillenmesiyle alakalı olan konulardır.  Delillere dayandırılarak kabul edilmesi gerektiğinden başkalarından taklit etmek doğru değildir.

Furu-u Din: İnsanın yapması veya yapmaması gereken konuları açıklayan ameli konularıdır. Ahkâm olarak adlandırılan bu meselelerde bir müçtehidi (İslami ilimlerde uzman kişi) taklit etmenin sakıncası yoktur.

* * *

Hükümlerin Sınıflandırılması:

İnsana ait her fiilin İslam hukukundan belirgin hükmü ve sınırı vardır.

1- Vacip: Yapılması zorunlu olan ve terk edilmesi ilahi azabı gerektiren amellerdir. Namaz ve oruç gibi

2- Haram: Terk edilmesi zorunlu olan ve yapılması ilahi azabı gerektiren amellerdir. Yalan ve zulüm gibi

3- Müstehap: Yapılması iyi ve sevap olan ama terk edilmesi azap gerektirmeyen amellerdir. Sadaka ve gece namazı gibi

4- Mekruh: Terk edilmesi iyi ve sevap olan ama yapılması azap gerektirmeyen amellerdir. Yemeği sıcakken yemek ve sıcak yemeğe üflemek gibi

5- Mubah: Yapılması ve terk edilmesi eşit olan hiçbir sevap ve azabı olmayan amellerdir. Yürümek gibi[1]

* * *

Taklit:

Takip etmek ve uymak manasında olan taklitte, taklit edilecek kişi İslam fakihidir. Yani insanın yapacağı şeyler müçtehidin fetvalarına uygun olmalıdır.[2]

1- Müçtehit olmayan ve ilahi düstur ve hükümleri teşhis etme gücüne sahip olmayan kimse bir müçtehidi taklit etmelidir.[3]

2- Dini hükümlerde çok az insan içtihat makamına erişebileceğinden insanların büyük çoğunluğunun vazifesi müçtehitten taklit etmektir.

3- İnsanın taklit edeceği müçtehitte bazı şartlar gerekir. Müçtehit;

* Adil olmalıdır

* Hayatta olmalıdır

* Erkek olmalıdır

* Baliğ olmalıdır

* On iki imam Şia’sı olmalıdır

* İhtiyat-ı vacip a’lem olmalı, dünya malına ve makamına düşkün olmamalıdır.[4]

* * *

Müçtehitte Aranan Şartların Açıklaması:

1- Adalet; adil, sahip olduğu takva sebebiyle ilahi vecibeleri yerine getiren ve günahlardan sakınan kimseye denir. Adaletin simgesi; büyük günahların[5] terk edilmesi, küçük günahların[6] ise tekrarlanmamasıdır.

2- Büluğ dönemine yeni giren veya baliğ olduğu halde daha önce hiçbir müçtehidi taklit etmeyen biri yaşayan bir müçtehidi taklit etmelidir. Yani hayatta olmayan bir müçtehidi taklit edemez.[7]

3- Mukallidin taklit ettiği müçtehit vefat ederse mukallit, yaşayan bir müçtehidin izniyle vefat eden müçtehidi taklit etmeye devam edebilir.[8]

4- Vefat eden bir müçtehidi taklit etmeye devam eden mukallit, vefat eden müçtehidin fetva vermediği bir konuda veya savaş, barış vb. güncel meselelerde yaşayan müçtehidi taklit etmelidir.[9]

5- Taklit edilen müçtehit Caferi yani on iki imam Şia’sı olmalıdır. Bu nedenle Şia olanlar fıkhi meselelerde on iki imam Şia’sı olmayan âlimlerden taklit edemezler.[10]

6- İslam dini kadın ve erkeğin vazifesini yaratılış fıtratlarına uygun olacak şekilde paylaştırmıştır. Çok ağır ve ciddi bir yükümlülük olan mercilik yükünün kadınların omuzlarına yüklenmemesi, kadından özgürlüğün alınması anlamına gelmez. Zira İslam dini kadına, İslami kaynaklardan (Kuran ve rivayet) hükümler elde edecek içtihat derecesine ulaşmasına ve böylece başka bir müçtehidi taklit etmemesine izin vermiştir.

7- Â’lem müçtehit; ilahi hükümleri anlamada ve elde etmede diğer müçtehitlerden daha bilgili olan müçtehide denir.[11]

8- Mükellefin en bilgili (â’lem) müçtehidi tanıması için araştırma yapması vaciptir.[12]

Müstehap Namazlar Müstehap Namazlar

9- İnsan taklit meselesinde özgürdür yani başkalarına tabi değildir. Örneğin kadın, taklit konusunda kocasına tabi olmaya mecbur değildir. Koca bir müçtehitten taklit ederken kadın, taklit şartlarını taşıdığını teşhis ettiği başka müçtehitten taklit edebilir.[13]

 

- - - - - - - - - -


[1] El Fetava’ulVazihe C.1 S.83
[2]Tahrir’ul Vesile C.1 S.5
[3]Tahrir’ul Vesile C.1 S.5
[4]Tevzih’ulMesail 2.mesele
[5]Büyük Günahlar: Yalan, töhmet gibi İlahi azap ve cehennem ateşinin vaat edildiği günahlardır. Bu günahların dışından kalan (azap ve ateşin vaat edilmediği) günahlara ise küçük günahlar denir. Ayetullah Gulpaygani ve Ayetullah Hoi: Adaletin simgesi, bir insanı yaşadığı muhitten veya komşusundan ya da muaşerette bulunduğu kimselerden sorduklarında iyi olduğunun tasdik edilmesidir.
[6]Tahrir’ul Vesile C.1 S.10, 28.mesele
[7]Tahrir’ul Vesile C.1 S.7, 13.mesele
[8]Tahrir’ul Vesile C.1 S.7 13.mesele
[9]İstiftaat C.1 S.12 20.soru
[10]Tevzih’ulMesail 2.mesele
[11]Urvet’ulVuska C.1 S.7, 17.mesele
[12]Tahrir’ul Vesile C.1 S.6, 5.mesele
[13]İstiftaat C.1 S.13, 25.mesele