.
.
Bugünde değil de, geçmişte ve gelecekte olmak!
Bugünü; düne ve yarına göre yaşamak!
O “anı” yarın için yaşamak, bugünden sıyrılmak!
Geçmişte hep trajediyken gelecekte ise mutlu olma kaygılarında olmak.
Hep geçmiş hesaplar, hep gelecek telaşları.
* *
Çok nadirdir “O anı yaşadığımız” tadına varabildiğimiz acısıyla tatlısıyla. Çocukken başlar yarın telaşlarımız.
Daha ben, ben değilken ben olmanın peşinde koşmak.
Ah bir kariyer yapabilsem ve büyüdükçe büyüyüp hiçbir “ana” sığmasam telaşlarında kaybolmak.
Sürekli yarın kaygısında sıkıntı yaşarken ha bire kurtuluş kapıları aramak.
Biraz daha şunu yapsam, hedeflerimi büyütsem nefsimin her dediğini yaparak egoma hizmet edebilsem.
* *
Nimetlerin çoğalması için nice haksızlıklara imza atmak. Zenginlik hayallerinde güçlü olmak adına hiç bir an-ın tadına varamamak.
Telaşlı anı-n hiç birin de şükür ve sabrı hissetmeden sabırsızlık ve nankörlükle var olmaya çalışmak.
Ölümü yok sayarak "her an” bir şeylerin özlemi ve pişmanlıkları içinde yok olmak!
Lüks yaşama hasretindeyken, lüks olmanın sıkıntılarında kaybolmak!
“Anı” yaşamamanın getirdiği güvensizlikle ve sürekli bir dürtünün sağladığı acelecilikle hiçbir’’ ana” odaklanamamak.
Mutlu olmak ya da mutsuz olmamak adına yaşadığımız hiçbir an-dan haz almamak.
Ah ve Vahla geçen günler!
* *
Nefsimize hizmettir, gerçek anlamda “anı” yaşayamamak!
Yaratılma gayesinden uzaklaşmaktır “anı” yaşayamamak!
Doğru yaşam amacından, felsefesinden kopmaktır “anı” yaşayamamak!
Öyle ki anı yaşayamamanın telaşı hem dünyayı anlamsızlaştırıyor ve hem de uhrevi haz aldırtmıyor.
* *
Sanki ölümle sözleşmemiz varmış gibi.
Sanki zaman durmuş hep bize ayarlanmış gibi.
Sanki geçmişi düşünmek ve gelecek kaygıları; zamanı durduracakmış gibi anı yaşamıyor böylelikle de hayatın telaşında boğuluyoruz!
Beden ve ruh yarını düşünürken yaşam zorlaştığı gibi; maneviyat da haz alamıyor ruhumuz bedenimizle uyumsuzluk içinde cebelleşiyor!
Her “anı” sabırla anlamlandırdığımızda ve “geleceği de’’ tevekkülle bezediğimizde yaşadığımız “an” kıymetleniyor..
Mevlana’nın dediği gibi;
"Dün ve Düne dair ne varsa Dün de kaldı!.
Bu gün yeni işler görmek lazım!"