.
.
Ehlader Araştırma Bölümü
Hacı Musa Aydın
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِیم
اِنَّٓا اَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَۜ *فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْۜ * اِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْاَبْتَرُ.
* * *
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
1. Şüphesiz, biz sana Kevser'i (bol hayrı) verdik.
2. Öyleyse sen Rabbin için namaz kıl ve (tekbir alırken) ellerini boğaz çukuruna kadar kaldır.
3. Şüphesiz, asıl sonu kesik olan, sana kin besleyendir.
* * *
* Allah’ın Nurundan…
1- Hz. Resulullah (s.a.a):
نور ابنتی فاطمة من نور الله وابنتی فاطمة افضل من السماوات والارض.
“Kızım Fatıma’nın nuru, Allah’ın nurundandır ve kızım Fatıma göklerden ve yerden daha üstündür!”[1]
* Allah İndindeki Dokuz İsmi…
2- İmam Cafer Sâdık (a.s):
لِفاطمةَ(س) تِسْعَةُ اسماءٍ عند اللهِ عز و جلّ: فاطمةُ و الصِّدِّیقةُ و المبارکةُ و الطاهرةُ و الزکیةُ و الراضیةُ و المرضیةُ و المحدثةُ و الزهراءُ.
“Fatıma (s.a) için Allah Azze ve Celle katında dokuz isim vardır: Fatıma, Sıddika, Mübâreke, Tâhira, Zekiyye, Râziye, Merziyye, Muhaddese ve Zehra.”[2]
* Cennet Kokulu Huri…
3- Hz. Resulullah (s.a.a):
ففاطمة حوراء انسیة وکلما اشتقت الی رائحة الجنة شممت رائحة ابنتی فاطمة علیها السلام.
“Fatıma, insan şeklinde bir huridir. Ben cennet kokusunu özlediğim zaman, kızım Fatıma’yı kokluyorum!”[3]
* Güzellik Abidesi…
4- Hz. Resulullah (s.a.a):
لو کان الحسن شخصا لکان فاطمة، بل هی أعظم، إن فاطمة ابنتی خیر أهل الأرض عنصرا و شرفا و کرما.
“Eğer iyilik-güzellik bir şahıs olarak canlansaydı, o Fatıma olurdu; hatta Fatıma daha yüce olurdu. Şüphesiz kızım Fatıma, karakter, şeref ve yücelik açısından yer ehlinin en iyisidir.”[4]
* Peygamber’in Kalbi…
5- Hz. Emirü’l-Mu’minin Ali (a.s):
ان الحسن والحسین سبطا هذه الامة وهما من محمد کمکان العینین من الراس واما انا فکمکان الید من البدن واما فاطمة فکمکان القلب من الجسد.
“Hasan ve Hüseyin bu ümmetin iki (Peygamber) torunudur; onlar Hz. Muhammed’e (s.a.a) göre baştaki iki göz gibidirler. Ben, ona göre bedendeki el gibiyim, Fatıma ise bedendeki kalp gibidir!”[5]
* Bütün Kadınların Efendisi…
6- Hz. Resulullah (s.a.a):
اما اِبْنَتی فاطمةُ فهی سیدةُ نِساءِ العالمینَ من الاوّلینَ و الآخرینَ.
“Kızım Fatıma, önceki ve sonraki bütün alemlerin kadınlarının efendisidir.”[6]
* Cennet Ona Aşıktır…
7- Hz. Resulullah (s.a.a):
اشتاقت الجنة الی اربع من النساء: مریم بنت عمران، وآسیة بنت مزاحم زوجة فرعون وخدیجة بنت خویلد وفاطمة بنت محمد صلی الله علیه و آله.
“Cennet, kadınlardan dört kişiye müştaktır: İmran kızı Meryem’e, Firavun’un eşi Mezâhim kızı Âsiye’ye, Hüveylid kızı Hatice’ye ve Muhammed (s.a.a) kızı Fatıma’ya.”[7]
* Fatıma’nın Evi…
8- Hz. Resulullah (s.a.a):
قرأ رسول الله صلى الله علیه وآله هذا الآیة: «فی بیوت أذن الله أن ترفع و یذکر فیها اسمه» فقام إلیه رجل فقال: أی بیوت هذه یا رسول الله؟ قال: بیوت الأنبیاء، فقام إلیه أبوبکر فقال: یا رسول الله أهذا البیت منها ؟- مشیرا إلى بیت علی و فاطمة علیهما السلام- قال: نعم من أفاضلها.
“Resulullah (s.a.a) “(Allah’ın nuru) Allah'ın yüceltilmesine ve içinde kendi adının anılmasına izin verdiği evlerdedir…” ayetini okuduğunda birisi ayağa kalkıp “Bu evler, hangi evlerdir Ya Resullallah?” diye sorduğunda şöyle buyurdu: “Peygamberlerin evleri.” Ebu Bekir, Ali ve Fatıma’nın evine işaret ederek, “Acaba bu ev de o evlerden midir?” diye sorunca da şöyle buyurdu: “Evet onların en üstünlerindendir.”[8]
* Tathir Ayetinde Fatıma…
9- Hz. Resulullah (s.a.a):
أُنْزِلَتْ آیَةُ التطْهِیرِ فِیْ خَمْسَةٍ فِیَّ، وَفِیْ عَلیٍّ وَحَسَنٍ وَحُسَیْنٍ وَفاطِمَة.
“Tathit Ayeti (Ahzap, 33) beş kişi hakkında nazil olmuştur: Ben, Ali, Hasan, Hüseyin ve Fatıma.”[9]
* Ali Olmasaydı…
10- Hz. İmam Cafer Sâdık(a.s):
لولا ان امیرالمؤمنین علیه السلام تزوجها لما کان لها کفو الی یوم القیامة علی وجه الارض آدم فمن دونه.
“Eğer Emrü’l-Mu’minin Hz. Fatıma ile evlenmeseydi, kıyamet gününe kadar yeryüzünde Fatıma’ya denk bir eş bulunmazdı; Adem’den aşağıya kadar her kes buna dahildir.”[10]
* Allah Evlendirdi…!
11- Hz. Resulullah (s.a.a):
ما زوجت فاطمة الا لما امرنی الله بتزویجها.
“Ben ancak Allah emrettiği için Fatıma’yı (Ali’yle) evlendirdim.”[11]
* Büsbütün İman ve Yakin…
12- Hz. Resulullah (s.a.a):
یا سلمان! ان ابنتی فاطمة ملا الله قلبها وجوارحها ایمانا ویقینا الی مشاشها تفرغت لطاعة الله…
“Ey Selman! Hiç kuşkusuz kızım Fatıma’nın kalbini ve organlarını gırtlağına kadar iman ve yakin ile doldurmuştur; böylece kendisini Allah’ın itaatine adamıştır…”[12]
* Cehennemden Kopan ve Koparan…
13- Hz. Resulullah (s.a.a):
إنّ اللّهَ عَزَّوَجَلَّ فَطـــَمَ ابْنَتِی فاطِمَـــة وَ وُلدَهـــا وَ مَنْ أَحَبًّهُمْ مِنَ النّارِ فَلِذلِکَ سُمّیَتْ فاطِمَة.
“Şüphesiz Allah Azze ve Celle, kızım Fatıma’yı, evlatlarını ve onları sevenleri (cehennem) ateşinden koparmıştır. Bunun için ona Fatıma (kopan-kesilen) adı verilmiştir.”[13]
* Zehra İsminin Sırrı…
14- İmam Cafer Sâdık (a.s):
سالت عن ابا عبدالله (ع) عن فاطمة لم سمیت الزهرا؟ فقال: لانها کانت اذا قامت فى محرابها زهر نورها لاهل السماء کما تزهر -تزهو- نورالکواکب لاهل الارض.
Ravi der ki İmam Cafer Sadık’a (a.s) Hz. Fatıma’ya neden Zehra (parlayan) ismi verildiğini sorduğumda şöyle buyurdu: “Zira o ibadet mihrabında durduğu zaman onun nuru, gökteki yıldızlar yer ehline parladığı gibi gök ehline öyle parlar!”[14]
* Muhaddese İsminin Hikmeti…
15- İmam Cafer Sâdık (a.s):
إِنَّمَا سُمِّیَتْ فَاطِمَةُ مُحَدَّثَةً لِأَنَّ الْمَلَائِکَةَ کَانَتْ تَهْبِطُ مِنَ السَّمَاءِ فَتُنَادِیهَا کَمَا تُنَادِی مَرْیَمَ بِنْتَ عِمْرَانَ فَتَقُولُ یَا فَاطِمَةُ «إِنَّ اللَّهَ اصْطَفاکِ وَ طَهَّرَکِ وَ اصْطَفاکِ عَلى نِساءِ الْعالَمِینَ» یَا فَاطِمَةُ «اقْنُتِی لِرَبِّکِ وَ اسْجُدِی وَ ارْکَعِی مَعَ الرَّاکِعِینَ» فَتُحَدِّثُهُمْ وَ یُحَدِّثُونَهَا فَقَالَتْ لَهُمْ ذَاتَ لَیْلَةٍ أَ لَیْسَتِ الْمُفَضَّلَةُ عَلَى نِسَاءِ الْعَالَمِینَ مَرْیَمَ بِنْتَ عِمْرَانَ فَقَالُوا إِنَّ مَرْیَمَ کَانَتْ سَیِّدَةَ نِسَاءِ عَالَمِهَا وَ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَ جَلَّ جَعَلَکِ سَیِّدَةَ نِسَاءِ عَالَمِکِ وَ عَالَمِهَا وَ سَیِّدَةَ نِسَاءِ الْأَوَّلِینَ وَ الْآخِرِینَ.
“Fatıma’ya Muhaddese (Meleklerin konuştuğu kimse) isminin verilmesinin sebebi şuydu: “Melekler Sema’dan inerek Meryem’e hitap ettikleri şekilde ona hitap ediyor ve şöyle diyorlardı “Ey Fatıma!Allah seni seçti, arındırdı ve seni âlemlerin kadınlarından üstün kıldı.” “Ey Fatıma! Rabbine boyun eğ, secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et.”(Âl-i İmrân, 42-43) Böylece Fatıma onlarla konuşur, onlar da Fatıma ile konuşurlardı. Bir gece Hz. Fatıma onlara şöyle sordu: “Alemlerin kadınlarına üstün kılınan İmrân kızı Meryem değil mi?” Melekler ona şu cevabı verdiler: “Meryem sadece kendi aleminin kadınlarının efendisiydi. Ama Allah Azze ve Celle hiç kuşkusuz seni kendi aleminin kadınları, onun aleminin kadınları ve önceki ve sonraki bütün kadınların efendisi kılmıştır.”[15]
* Resulullah’ın Can Parçası…
16- Hz. Resulullah (s.a.a):
إنَّ فاطِمةَ بَضعَةٌ مِنّي و هِىَ نورُ عَيني و ثَمَرَةُ فُؤادي؛ يَسوؤُني ما ساءَها و يَسُرُّني ما سَرَّها و إنَّها أوَّلُ مَن يَلحَقُني مِن أهلِ بَيتي.
“Hiç kuşkusuz Fatıma benden bir parçadır; o benim gözümün nuru ve kalbimin meyvesidir; onu üzen beni üzer, onu sevindiren beni sevindirmiş olur. Bana Ehlibeytim’den ilk kavuşacak olan odur.”[16]
* Resulullah’ın Ruhu…
17- Hz. Resulullah (s.a.a):
فاطِمةَبَضْعَةٌ مِنّی وَهِیَ قَلْبِیْ وَهِیَ روُحِی التی بَیْنَ جَنْبِیّ.
“Fatıma benden bir parçadır ve o benim bedenimdeki ruhumdur!”[17]
* Resul’ün En Sevdiği…
18- Hz. Resulullah (s.a.a):
احبُّ اهلی الیَّ فاطمةَ.
“Ehlibeytim’den en çok sevdiğim Fatıma’dır.”[18]
* Resul’ün En Azizi…
19- Hz. Resulullah (s.a.a):
فاطمة اعزّ البریة علی.
“Fatıma bana bütün mahlukatın en azizidir.”[19]
* Babasının Annesi…
20- İmam Muhammed Bâkır (a.s):
اِنَّ فاطمةَ (س) کانتْ تُکَنَّی امَ ابیها.
“Fatıma (s.a) ‘Babasının Annesi’ künyesiyle anılıyordu.”[20]
* Rızası Allah’ın Rızası, Gazabı Allah’ın Gazabı…
21- Hz. Resulullah (s.a.a):
ان الله لیغضب لغضب فاطمة ویرضی لرضاها.
“Hiç kuşkusuz Allah Fatıma’nın gazabıyla gazaplanır ve onun rızasıyla razı olur!”[21]
* Hoşnutluğu Resulullah’ın Hoşnutluğu…
22- Hz. Resulullah (s.a.a):
ما رَضِیْتُ حَتّى رَضِیَتْ فاطِمَة.
“Fatıma hoşnut olmadan, ben hoşnut olmam.”[22]
* Fatıma Sevgisinin Yüz yerde Etkisi…
23- Hz. Resulullah (s.a.a):
عَنْ سَلْمَانَ الْفَارِسِیِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ: یَا سَلْمَانُ مَنْ أَحَبَّ فَاطِمَةَ ابْنَتِی فَهُوَ فِی الْجَنَّةِ مَعِی وَ مَنْ أَبْغَضَهَا فَهُوَ فِی النَّارِ یَا سَلْمَانُ حُبُّ فَاطِمَةَ یَنْفَعُ فِی مِائَةِ مَوْطِنٍ أَیْسَرُ تِلْکَ الْمَوَاطِنِ الْمَوْتُ وَ الْقَبْرُ وَ الْمِیزَانُ وَ الْمَحْشَرُ وَ الصِّرَاطُ وَ الْمُحَاسَبَةُ فَمَنْ رَضِیَتْ عَنْهُ ابْنَتِی فَاطِمَةُ رَضِیتُ عَنْهُ وَ مَنْ رَضِیتُ عَنْهُ رَضِیَ اللَّهُ عَنْهُ وَ مَنْ غَضِبَتْ عَلَیْهِ فَاطِمَةُ غَضِبْتُ عَلَیْهِ وَ مَنْ غَضِبْتُ عَلَیْهِ غَضِبَ اللَّهُ عَلَیْهِ یَا سَلْمَانُ وَیْلٌ لِمَنْ یَظْلِمُهَا وَ یَظْلِمُ ذُرِّیَّتَهَا وَ شِیعَتَهَا.
Selman-i FârisiResulullah’ın (s.a.a) kendisine şöyle buyurduğunu nakleder: “Ey Selman! Kim kızım Fatıma’yı severse, o cennette benimle birlikte olacaktır ve kim ona düşmanlık beslerse yeri ateştir. Ey Selman! Fatıma’nın sevgisi yüz yerde fayda verir ki onların en kolayı, ölüm anı, mezara konulma zamanı, ameller tartıldığı zaman, mahşer yerinde, sır köprüsünden geçildiği zaman ve ameller hesaba çekildiği sırada. O halde kızım Fatıma kimden razı olursa, ben de ondan razı olurum.. Ben de kimden razı olursam, Allah ondan razı olur. Yine Fatıma kime gazap ederse, ben ona gazap ederim ve ben kime gazap edersem, Allah ona gazap eder. Ey Selman! Ona, zürriyetine ve takipçilerine zulmedene vay olsun!”[23]
* Allah’ın Seçtiği…
24- Hz. Resulullah (s.a.a):
لیلة عرج بی إلى السماء رأیت على باب الجنّة مکتوبا : لا إله إلا الله محمّد رسول الله علیّ حبیب الله الحسن والحسین صفوة الله فاطمة خیرة الله على مبغضیهم لعنة الله.
“Semaya yükseltildiğim (miraca götürüldüğüm) gece, cennetin kapısına şöyle yazıldığını gördüm: “Allah’tan başka ilah yoktur; Muhammed Allah’ın elçisidir; Ali Allah’ın Habibi’dir; Hasan ve Hüseyin Allah'ın üstün kıldıklarıdır; Fatıma Allah’ın seçtiğidir. Allah’ın laneti onlara düşmanlık edenin üzerine olsun.” [24]
* Ali’nin Dert Ortağı, Mutluluğu…
25- Hz. Emirü’l-Mu’minin Ali (a.s):
فوالله ... لا اغضبتنی ولاعصت لی امرا ولقد کنت انظر الیها فتنکشف عنی الهموم والاحزان.
“Allah’a yemin olsun… Fatıma asla beni öfkelendirmedi ve hiçbir konuda bana karşı gelmedi. Ben ne zaman onun yüzüne baksaydım, bütün üzüntü ve kederlerim kayboluyordu!”[25]
* “Makam-ı Mahmud”un Sahibi…
26-Hz. Resulullah (s.a.a):
یا فاطمة ابشری فلک عندالله مقام محمود تشفعین فیه لمحبیک وشیعتک.
“Ya Fatıma! Müjdeler olsun sana; Allah katında “Makam-ı Mahmud”a (beğenilmiş şefaat makamına) sahipsin; sen sevenlerine ve taraftarlarına şefaat edeceksin.”[26]
* Sevenlerine ve Velayet Ehline Şefaati…
27- Hz. Resulullah (s.a.a):
اِنَّ فاطمةَ لتشفع یومَ القیامةِ فیمن اَحَبَّها و تَولّاها و احبَّ ذُرِّیتها و تولّاهم و یَشْفَعُها الله فیهم و یدْخلُهم الجنةَ بِشفاعَتها.
“Şüphesiz Fatıma, kıyamet gününde onu ve zürriyetini seven ve velayetlerini kabullenen kimseler hakkında şefaat edecektir; Allah da onun şefaatini kabul edip onları onun şefaati sayesinde cennete dahil edecektir.”[27]
* Ümmetin Şefaatçisi….
28- Hz. Fatıma (s.a):
إذا حُشِرتُ يَومَ القِيامَةِ أشفَعُ عُصاةَ اُمَّةِ النَّبِيِّ صلى الله عليه و آله.
“Kıyamet günü haşr olunduğumda, Peygamber’in (s.a.a) ümmetinin günahkarlarına şefaat edeceğim.”[28]
Fatıma Düşmanının Durumu…
29- Hz. Resulullah (s.a.a):
یا فاطمة! لو ان کل نبی بعثه الله وکل ملک قربه شفعوا فی کل مبغض لک غاصب لک ما اخرجه الله من النار ابدا.
“Ey Fatıma! Eğer (faraza) Allah’ın gönderdiği her peygamber ve mukarrep kıldığı her melek, sana düşmanlık eden ve hakkını gasp eden kimse hakkında şefaat etse bile, yine de Allah onu hiçbir zaman ateşten çıkarmayacaktır!”[29]
* Resulullah’ın Fatıma’ya Verdiği En Güzel Hediye…
30- İmam Muhammed Bâkır (a.s):
مَا عُبِدَ اللَّهُ بِشَيْ ءٍ مِنَ التَّحْمِيدِ أَفْضَلَ مِنْ تَسْبِيحِ فَاطِمَةَ عليها السلام، وَ لَوْ كَانَ شَيْ ءٌ أَفْضَلَ مِنْهُ لَنَحَلَهُرسول الله فاطمة.
“Fatıma tesbihinden (zikrinden) daha güzel bir hamd etmeyle Allah ibadet edilmemiştir. Eğer ondan daha faziletli bir şey olsaydı, Resulullah (s.a.a) onu Fatıma’ya bağışlardı!”[30]
* Fatıma Tesbihin Bereketi…
31- İmam Cafer Sâdık (a.s):
تسبيح فاطمة في كل يوم في دبر كل صلاة أحب إلي من صلاة ألف ركعة في كل يوم.
“Her gün her namazdan sonra Fatıma tesbihinin (zikrinin) söylenmesi, benim yanımda her gün bin rekat namaz kılmaktan daha sevimlidir.”[31]
* Fatıma Tesbihi, Mağfiret Vesilesi…
32- İmam Cafer Sâdık (a.s):
من سبح تسبيح فاطمة الزهراء قبل أن يُثني رجليه من صلاة الفريضة غفر الله له، وليبدأ بالتكبير.
“Kim farz namazdan kalkmadan Fatıma tesbihini (zikrini) söylerse, Allah onu bağışlar. Tesbihe tekbir ile başlamalıdır.”[32]
* Fatıma’ya Selam Vermenin Sonucu…
33- Hz. Fatıma (s.a):
أَخْبَرَنِی أَبِی وَ هُوَ ذَا هُوَ أَنَّهُ مَنْ سَلَّمَ عَلَیهِ وَ عَلَی ثَلَاثَةَ أَیامٍ أَوْجَبَ اللَّهُ لَهُ الْجَنَّةَ قُلْتُ لَهَا فِی حَیاتِهِ وَ حَیاتِكِ قَالَتْ نَعَمْ وَ بَعْدَ مَوْتِنَا.
“Babam bana haber verdi ve işte şuradadır (gidip kendisine sorabilirsiniz): Kim ona ve bana üç gün selam verirse, Allah cenneti onun için kesinleştirir.” Ravi der ki Hz. Fatıma’ya “Onun ve senin hayatınızda mı?” diye sorduğumda, “Hem hayatımızda, hem de öldükten sonra.” diye cevap verdi.”[33]
* Fatıma’ya Salat Etmenin Sonucu…
34- Hz. Fatıma (s.a):
یا فَاطِمَةُ مَنْ صَلَّى عَلَیكِ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ وَ أَلْحَقَهُ بِی حَیثُ كُنْتُ مِنَ الْجَنَّةِ.
* Fatıma’nın Ziyaretinin Önemi…
35- Hz. Resulullah (s.a.a):
فَمَنْ زَارَنِی بَعْدَ وَفَاتِی فَكَأَنَّمَا زَارَ فَاطِمَةَ وَ مَنْ زَارَ فَاطِمَةَ فَكَأَنَّمَا زَارَنِی وَ مَنْ زَارَ عَلِی بْنَ أَبِی طَالِبٍ فَكَأَنَّمَا زَارَ فَاطِمَةَ وَ مَنْ زَارَ الْحَسَنَ وَ الْحُسَینَ فَكَأَنَّمَا زَارَ عَلِیاً وَ مَنْ زَارَ ذُرِّیتَهُمَا فَكَأَنَّمَا زَارَهُمَا.
“Kim beni vefatımdan sonra ziyaret ederse, Fatıma’yı (da) ziyaret etmiş gibi olur. Fatıma’yı ziyaret eden de sanki beni ziyaret etmiş gibi olur. Yine kim Ali b. EbiTâlib’i ziyaret ederse, Fatıma’yı ziyaret etmiş gibi olur. Kim Hasan ve Hüseyin’i ziyaret ederse, sanki Ali’yi ziyaret etmiştir. Kim de o ikisinin zürriyetini ziyaret ederse, o ikisini ziyaret etmiş sayılır.”[34]
* Fatıma Ziyaretinin Bereketli Sonucu…
36- İmam Cafer Sâdık (a.s):
مَنْ زَارَ قَبْرَ الطَّاهِرَةِ فَاطِمَةَ فَقَالَ السَّلَامُ عَلَیكِ ... ثُمَّ اسْتَغْفَرَ اللَّهَ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ وَ أَدْخَلَهُ الْجَنَّةَ.
“Kim Tahira (tertemiz) Fatıma’nın mezarını ziyaret eder ve “Selam olsun sana ey…” diye onu selamlar,[35] ardından da Allah’tan bağışlanma dilerse, Allah onu bağışlar ve onu cennete götürür.”[36]
* Mahşer Günü Fatıma…
37- Hz. Resulullah (s.a.a):
اذا کانَ یَوْمُ القیامَةِ نادى مُنادٍ: یا أَهْلَ الجَمْعِ غُضُّوا أَبْصارَکُمْ حَتى تَمُرَّ فاطِمَة.
“Kıyamet günü olduğunda bir münadi şöyle seslenecek: Ey mahşer ehli! Kapatın gözlerinizi, Fatıma (mahşerden) geçecek!”[37]
* Cennette İlk O girecek…
38- Hz. Resulullah (s.a.a):
أول شخص يدخل الجنة فاطمة
“Cennete ilk girecek şahıs Fatıma’dır!”[38]
* Fatıma’nın Büyük Mutluluğu…
39- İmam Muhammed Bâkır (a.s):
تقاضی علیّ و فاطمة إلی رسول الله صلی اللَّه علیه و آله فی الخدمة فقضی علی فاطمة بخدمة ما دون الباب، و قضی علی علیّ بما خلفه قال: فقالت فاطمة: فلا یعلم ما داخلنی من السرور إلّا الله بإکفائی رسول الله صلی اللَّه علیه و آله تحمّل رقاب الرجال.
“Ali ve Fatıma, (hayatlarındaki) hizmet paylaşımı için Resulullah’ın yanına vardılar. Resulullah (s.a.a) ev içi hizmetler için Fatıma’yı görevlendirdi, dış hizmetler için de Ali’yi. Bunun üzerine Hz. Fatıma şöyle dedi: “Resulullah’ın (s.a.a) beni (dış hizmetlerden ve) erkeklerle haşir neşir olma yükünden muaf tuttuğundan dolayı ne kadar sevindiğimi bir tek Allah bilir!”[39]
* Fatıma’nın Dünyadan En Çok Sevdikleri…
40- Hz. Fatıma (s.a):
حُبِّبَ إلَىَّ من دُنياكُم ثَلاثٌ: تِلاوَةُ كِتابِ اللّهِ و النَّظَرُ في وَجهِ رَسولِ اللّهِ و الإنفاقُ في سَبيلِ اللّهِ.
“Sizin dünyanızdan üç şey bana sevdirildi: Allah’ın kitabını (Kur’an’ı) okumak, Resulullah’ın yüzüne bakmak ve Allah yolunda infak etmek-bağışta bulunmak.”[40]
[1]- Bihârü’l-Envar, c.15, s.10
[2] El-Emâli –Şeyh Saduk-, s.677.
[3]- Et-Tevhid –Şeyh Sadûk-, s.117.
[4]- Maktelü’l-Hüseyn, c.1, s.60.
[5]- Bihârü’l-Envar, c.39, s.352.
[6]- Nurü’s-Sekaleyn Tefsiri, c.1, s.338.
[7]- Bihârü’l-Envar, c.43, s.53.
[8]- Ed-Dürrü’l-Mensûr, c.6, s.203, Rûhü’l-Meâni, c.18, s.174, Tefsir-i Seâlibi, c.7, s.107.
[9]- İsâfü’r-Râibin, s.116, Sahih-i Müslim, Fezâilü’s-Sahâbe Kitabı.
[10]- El-Hisâl -Sadûk-, c.2, 414.
[11]-Uyûn-u Ahbâri’r-Rıza, c2, s.59.
[12]- Bihârü’l-Envar, c.43, s.46.
[13]- Kenzü’l-Ummâl, c.6, s.219.
[14]- İlelü’ş-Şerâyi’, c.1, s.215.
[15]- Bihârü’l-Envar, c.43, s.78.
[16]- El-Emâli -Sadûk-, s.575.
[17]- Nûrü’l-Ebsâr, s.52.
[18]- İhkâkü’l-Hak, c.10, s.181.
[19]- El-Emâli -Şeyh Mufid-, s.259.
[20]- Bihârü’l-Envâr, c.43, s.16.
[21]- El-Emâli -Şeyh Mufid-, s.94
[22]- Menâkıbü’l-İmam Ali -İbnü’l-Meğâzili-, s.342.
[23]- Bihârü’l-Envar, c.27, s.116.
[24]- Tarih-u Bağdat, c.1, s.259, Lisânü’l-Mizân, c.5, s.70.
[25]- Bihârü’l-Envar, c.43, s.134.
[26]- Bihârü’l-Envar, c.76, s.359.
[27]- El-KatretuMinBihâr-i Menâkıbi’n-NebiyyiVe’l-İtra, c.2, s.189.
[28]İhkâkü’l-Hak, c.19, s.129.
[29]- Bihârü’l-Envâr, c.76, s.354.
[30]- El-Kâfi, c.3, s.343.
[31]- El-Kâfi, c.3, s.343.
[32]- Et-Tehzib -Şeyh Tûsi-, c.2, s.105.
[33]- Et-Tehzib -Şeyh Tûsi-, c.6, s.9.
[34]- Bihârü’l-Envâr, c.100, s.122.
[35]- Nakledilen ziyaret metniyle onu ziyaaret ederse…
[36]- Bihârü’l-Envâr, c.100, s.199.
[37]- Es-Sevâikü’l-Muhrika, s.190, Üsdü’l-Gâbe, nc.5, s.523, Tezkiretü’l-Havâs, s.279.
[38]- Lisânü’l-Mizân -İbn-i Hacer-, c.4, s.16.
[39]- Vesâilü’ş-Şia, c.14, s.123.
[40]- Nehcü’l-Hayât, s.271, Hadis: 164.