Allah’ın en çok nefret ettiği insan iki kişidir;
(Biri) Allah’ın kendisini nefsiyle baş başa bıraktığı insandır. Bu kişi doğru yoldan çıkmıştır, dinde olmayan şeyleri uydurarak insanları da kendi yoluna çağırır, o insanların kendisiyle sınandığı bir fitnedir, kendisi haktan uzaktır ve hayatında ve öldükten sonra da kendine uyanları haktan uzaklaştırır, (haktan saptırarak) başkalarının günahını yüklenmiştir. Hem kendi hem de başkalarının işlediği günahların ipoteğindedir.
(Diğeri de) İnsanların cahilliğini kullanarak toplumda kendine yer edinen kişidir. Hidayetten tamamen uzaktır. İnsan görünümlü cahiller onu bilge sanırlar ancak değildir. Birçok şey biriktirir ki onun azı çoktan daha hayırlıdır. Kokuşmuş sudan beslenmeye çalışır. İşe yaramayan bilgiler toplamakla meşguldür.
Kendisini insanların sorunlarını çözebilecek hâkim olarak tanıtır. Halletmesi gereken bir sorun ortaya çıktığında da boş ve dayanaksız sözler ve kişisel görüşleriyle onun üstesinden gelmeye çalışır.
Ardından yavaş yavaş kendi de saçma düşüncelerini kabullenmeye başlar. Şüphe ve kendi uydurduğu şeyler arasında ağına dolanmış örümcek gibi verdiği hükmün doğrumu yanlış mı olduğu bilmemektedir. Doğru olsa yanlış mı yaptım diye korkar, yanlış yapsa doğru olmasını ümit eder.
Kendi görüşünden başka görüşleri kabul etmez, iki şeyi birbiriyle kıyaslasa kendisini haklı çıkarır, Bir şeyi bilmese veya anlamasa cahilliği ortaya çıkmasın ve insanlar bilmiyor demesinler diye onu saklar. Daha sonra da bilgisizce ona çözüm üretir. Bu adam karanlıkların anahtarıdır, şüphelerin binicisidir, cehaletin derinliklerine dalmıştır. Kendini kurtarmak için bilmediği şeyleri bilmiyorum demez. Bilgide de yeterli seviyede değildir ki ondan faydalanabilsin (yarım yamalak bilgiyle kendini ve takipçilerini helake doğru sürükler). Hadisleri aynı rüzgârın kuru yaprakları ufaladığı gibi birbirine karıştırıp kendince hüküm çıkarmaya çalışır. Verdiği yanlış hükümler yüzünden miraslar gözyaşı dökmekte, döktüğü yanlış kanlar feryat etmektedir. Yanlış hükmederek haram kadını helal helal kadını da haram yapar. Karşısına çıkan sorunların üstesinden gelecek durumda değildir ancak buna rağmen hatalarından pişmanlık duyup geçmişi telafi etme yoluna da girmez.
Kaynak: Keşful Yakin Fi Fezaili Emiril Muminin s. 186-188
Bu yazıyı okuduktan sonra nefsimiz bizi aklamak ve kendisi hakkında düşünmememiz için zihnimizi hızlıca etrafımızda bu yazıya örnek bulmaya zorlayacak. Bulduğunda da İmam Ali a.s bu adam yada adamları kastediliyor deyip kendini kurtaracak. Bu sefer buna müsade etmeyelim kendimize de bir pay çıkaralım. Biraz düşündüğümüzde içimizde ne fırtınaların koptuğunun farkına varacağız. Hayatımızda ne kadar boş şeylerle uğraştığımızı anlayacağız. Nefsimizin puthaneye ( iş sevgisi, eş sevgisi, çocuk sevgisi, makam hırsı, dünyaya dalmışlık, gurur, kibir, kendini beğenmişlik.....) döndüğünü ancak farkında olmadığımızı fark edeceğiz.
Bedenlerimiz ölmeden nefsimiz öldürmeyi, kıyamette hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmeyi öğrenmeliyiz. Yoksa.........