.
.

Geçen ülkemiz istatistikleri hakkında 60 küsur veri paylaştık. Belki de 2024'te olumlu yönde seyrediyordur bilemeyiz. 2024'ün sonlarına geldik fakat şu sıralar durum daha da vahimleşti.
Bizler bu vehamet içinde bocalayıp dururken aklımızın bir köşesinde hep aynı soru: üçüncü sınıf veya ezilmiş halk; neden hiçbir zaman idari sınıfın veya yüksek elitist sınıfın hayatına ulaşamıyor? Çözümü ne peki? Devrim mi? Anarşi mi? Ya da demokratik seçim mi? İmparatorluk veya oligarklık mı? Sosyalizm veya otoriter faşizm mi?
Bütün bu sorunları kim veya kimler çözecek? Düşünsenizde hepsi tek bir ağızdan sorunu biz çözeriz demelerine rağmen sorunların çözümü için elitizmin yani üst burjuvazinin ahırında toplanıp çözüm arıyorlar. Her neyse. 

Ayrıca sizler de artık şunu kabul ediniz:
Vallahi Billahi Tallahi Resulullah'ın (s) adına; devlet veya yüksek sınıf, sizin durumunuzu düzeltmeyecek ve de zenginliğini sizlerle bölüşmeyecekler.
Tüm canlılar üzerine yemin ederiz ki bu kaosu düzeltmeyecekler.
Paramızı kurtar(a)mayacaklar.
Kristal saray ve kulelerden çıkmayacaklar.
Onlar asla yağmurda ıslanmayacak.
Evleri sel almayacak ve
Ürünleri mahvolmayacak.
Hasat iyi gelir mi gelmez mi diye dertleri olmayacak.
Bütün ülkenin maaşı gecikse de asla ama asla onların aylık ücretleri aksamayacak.
Hiçbir zaman fırınlara gelmeyecekler.
İnşaatlarda, sıcak olsun soğuk olsun yemek ve banyo derdi çeken insanların tipine bakmayacaklar.
Kendileri otorite ve ayrıcalık yönünden peygamberlerden daha ileri durumda olduklarına derinden iman etmişler (Herhalde neyi kastettiğimizi anlamışsınızdır)!
Vallahi asla deprem yemeyecekler, açlık görmeyecek ve de rızık endişesine kapılmayacaklar.
Vallahi bir yerden bir yere giderken terlemeyecekler.
Vallahi kahveleri ve çayları kötü olmayacak.
Yılda bir defa lüks lokanta dertleri olmayacak.
Elektrik, su, doğalgaz vs. asla asla asla asla asla!
Çocuklarının eğitim sorununu geçtik rızık veya gıda endişeleri dahi olmayacak.
Onların unuttuğu hazlara bizler yeni yeni sevineceğiz.
Onlar metrolara binmeyecek.
Şehir tuvaletlerine girmeyecekler.
Namaz kılarken dahi en önde olmaları gerekir ya; sonuçta onlar devlet büyüğü, şirket sahibi veya medyada her gün fotoğrafları var olduğu için kamera denen bir ilahları var! Her an onları gözetleyen tekno-magazin ilahları var!
Eğlendiklerini bile televizyonlardan göreceğiz bunların; çünkü hiçbir ama hiçbir sınıf onların hangi saatte nerde nasıl aktivite yapacaklarını bilmeyecek.
Markete veya manava gitme dertleri olmayacak.
Pazara gidip ikide bir cebini kontrol etme dertleri olmayacak.
Emeklilikleri onlar doğmadan statüye girecek!
Meclis, yargı, divan, siyasi kurum vs. tüm kapılar ardına kadar açık hem de polis kontrolü olmadan!
Hele bir de hastanede! Hastane! Şimdi elitizm, 4 ay ultrason veya röntgen sırası bekleyecek! Tam 4 ay! Ne haddimize ne haddimize! Ne kadar ayıp!

Şu paragrafı da lütfen dikkatle not ediniz: İster ümmet ister enternasyonal olsun; ulusal idareler, bir gemi ticareti veya koltuklarının hafif de olsa sallanmaması için milyarlarca insanın bir günde öldürülmesine olanak sağlayacağı gibi olayın da yalandan üzüntü ile sadece kınamadan öteye geçmeyeceğini ekranlarda gösterirler. Bu bakımdan bir iki tanesi hariç mazlum dünyaya asla ve kat'a ulus ülkeler veya devlet liderleri yardım etmeyecektir. Hiçbir zaman!
Sosyologlar bu durumu açıktan dile getirmeseler de bu şimdiki jargon ile modernist ve ulusal kahpelik anlamına geliyor.

Velhasıl hani nasıl çözülecek bu nirvanaların nirvanası sorunlar?
Yine soruyorum adalet tesis etmek mi?
Eşit bölüşüm mü?
Zenginleri direkt yok etmek mi?
Başka ülkelere paldır küldür dalmak mı?
Devlet kademesinin şeffaflığı mı (1 milyar sene beklesek dahi attıkları bir imzadan bile haberimiz olmayacak)?
Kurumları mı yok etsek?
Emekliler mi sorun?
Üniversiteli işsizler veya vahşi betonlaşma mı?
Cemaat veya örgütleri mi?
Partileri mi kapatılım?
Sorun kimde ve nerede?

Her zaman kitlelere yumuşak ve akademik tondan; tarihin sonu şu devirde aykırı olmayı öğreten, dünyanın en iyi ekonomistlerinden ve Nobel ödülüne sahip sayın Daron Acemoğlu'nun aşağıdaki tavsiyesini nakledelim:

 "Bu modern oligarşinin (post-elit sınıf) dizginlenmesi elzem. Sırf uçurumun kenarında olduğumuz için de değil üstelik. Bunu başarmak için şu an doğru zaman, çünkü bu tekno-liderlerin haklı oldukları bir konu var: Elimizin altında müthiş araçlara sahibiz ve dijital teknolojiler insan becerilerini artırma konusunda önümüze olağanüstü imkanlar sunuyor. Fakat bunun gerçekleşmesi için bu araçları toplumun yararına kullanmamız gerekiyor. Günümüzün küresel teknoloji patronlarının benimsediği dünya görüşünü sorgulamadığımız sürece bu kendiliğinden olmayacak. Benimsedikleri dünya görüşü, öncelikle hatalı bir tarih okuyuşuna, ardından da bu tarih okuyuşundan çıkarılmış, inovasyonların insanlığı nasıl etkilediğine dair hatalı sonuçlara dayanıyor. Gelin bu tarihi baştan okuyarak işe başlayalım" 1

Bizim de beyhude ve aciz bir çözümümüz var: hiç düşündünüz mü sizden sonra gelecek torunlarınızı ve nesillerinizi? Acaba sizlere ne diyecekler? Bir düşünün isterseniz!
Selam ve dua ile.

- - - - - - - - - -

1  İktdar ve Teknoloji, Daron Acemoğlu,  s.41. Doğan Yayıncılık, 2023 İstanbul.