Ben Kendimi Bilirim

Ne o öpülen boyundaki öpenin kokusu gitmişti

Ne de o öpülen kimse öpeni unutuvermişti

Ali oğlu Hüseyin yeryüzündeki en tehlikeli kimse idi

İdeolojisi uğruna yılmadan, korkmadan devam etti

Doğduğu topraklara bir daha dönmemek üzere veda bile etmedi

Farz olan Haccı ve ‘Allah’ deyip yalnızca namaz kılanları terk etti

‘Gelin benimle!’ dedi de; bir avuç insandan gayrı kimse gelmedi

‘Biz de mustaribiz bu durumdan’ dediler de ancak yüreği ile gelenler geldi

Madem damarlarımda ceddim Muhammed’in kanı var

Madem babam Ali, anam Fatıma, ağabeyim Hasan var

Durmak yaraşmaz bize; Allah yolunda bu kanın akası var

Bir mel’una teslim etmek bu dini; Vallahi büyük ar

Ne de çoktu onun ‘Gitme, Dur!’ diyeni

Zaten okunurdu İslam’ın Fatihası dursa idi

Muhammedi bu yol her ne olursa devam etmeli

Yerde ins, göğde melek ağlamakta Ey İlahi!

Düştü Kufe yollarına binlerce mektup ile

Ama düşmedi Hüseyn’in ardına bir tanesi bile

Hürr kesti yolu vermedi izin Hüseyn’e

Hakkıdır Hürr’ün bu yolda ilk başı vermeye

N’oldu, ne bitti hepsi malumumuz

İddia ederiz Muhammed’dir bizim yolumuz

Akıbetimizi, imanımızı biz nasıl koruruz

Vurulacaksa vurulsun bu ince boynumuz

Acep ben de olsam o gün Kerbubela’da

Olmadıktan sonra samimiyet bu adamda

Ter akar, beniz solar, korku sarar vallaha

Ama ne korku var Zeyneb’te ne de Abbas’ta

Derya gibi ordu karşısında kalsa bu yürek

Kaçmak için aramaz mı bir tane binek

Ahhh ahhh ben, evet, ben koca ödlek

Ümmet gibi ben de arsız bir dönek

Belki tatlı da gelirdi Yezid’in vaatleri

Olmasın vaatleri bari verse birkaç dirhemi

Ahhh Hüseyn! Var kurtar ceddinin dinini

Bekleme benden bir yarar, bilirim ben kendimi

Seni gören, bilen, yalvarıp Kufe’ye gel diyen

Her biri boş konuşan, ancak laf söyleyen

Senin vurulunca başın, yalan yere inleyen

Ben değil miyim aslında kendime dertlenen

Affet beni Ya Nebi! Affet ki asude olayım

Bırakın beni, bari kendim için su bulayım

Galiba ben de o me’lun Yezid’in yolundayım

Çünkü her günahımla İmam’ın başını vurmaktayım.