.
.
Ehlader Araştırma Bölümü
Aysun Uğur
Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla
"رَبِّ اجْعَلْن۪ي مُق۪يمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّت۪يۗ رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَٓاءِ"
"Rabbim! Beni namazı tam kılanlardan eyle. Soyumdan gelenleri de. Rabbimiz! Duamı kabul eyle."
İbrahim / 40
Ayet-i kerimede Yüce Allah şöyle dua etmeyi öğretmektedir: "Rabbim! Beni namazı tam kılanlardan eyle. Soyumdan gelenleri de. Rabbimiz! Duamı kabul eyle."
Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın varlığının ve kudretinin delillerinden[2] biri olarak sunulan aile, neslin devamını esas alan rahmet ve sevgi kaynağıdır. Çocuklar ise aile yuvasında Cenab-ı Hakk’ın hem hediyesi hem de emaneti konumundadır.
Sağ kulağına ezan ve sol kulağına kamet okuyarak güzel bir isim verdiğimiz çocuklarımızı helal rızık ile besleyerek büyütmek nasıl anne-baba olmanın gereği ise imanı ve İslam’ı öğretmek suretiyle güzel bir terbiye vermek de anne-babanın ortak sorumluluğundadır.
Çocuklarımızın dünya hayatlarını imar etme konusunda çaba ve desteğimizi sürdürürken ahiret hayatlarını da ihmal etmemeliyiz. Temyiz çağına gelen çocuklara yaşına ve seviyesine uygun üslupla İslam, iman ve ahlak esasları öğretilmeli, inandığı hususlar, ibadetler ve ahlaki prensipler de kademe kademe hayata aktarılmaya başlanmalıdır.
Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde “Çocuklarınıza yedi yaşına geldiklerinde namaz kılmalarını öğütleyiniz” buyurmaktadır. Asıl sorumluluk ise ergenlik çağında başlar. Bununla birlikte bu çağa gelmeden ibadetlerle tanışan çocuklar sorumluluk ile beraber kulluk vazifelerine yabancılık çekmiş olmayacaklardır. Atalarımızın “Ağaç yaşken eğilir.” sözü de bu gerçekliği ifade etmektedir.
Çocuklara huzurlu bir aile ortamı sağlamak da anne-babanın temel görevlerindendir. Zira huzurlu bir aile ortamı, çocuğun eğitimi ve kişilik gelişimi için önemlidir. Karşılıklı sevgi ve saygının olduğu yerde çocuk kendini güven içinde hissedecektir. Zira aile toplumun, çocuklar da ailenin teminatıdır.
Yine Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:
“Hiçbir anne baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmamıştır.”[4]
- - - - - - - - - - - - -