Yüce Allah'ın bizlere en değerli nimet ve de emanetlerinden biri de canımızdır.
Allah bize verilmiş olan bu nimeti korumamızı bizden istemektedir.
Zaten haramların çoğu bizim bedenimize ve ruhumuza, ister fert, ister toplumsal olarak olsun zararı olduğu için kararlaştırılmıştır.
İçki, kumar, zina vs.. bunların hepsi insanın bedenine ve ruhuna zararlı olan günahlardır ve zararından dolayı da haram kılınmıştır.
Yüce Allah Kur'an'ı Kerim'de insanın günah işlemesini kendisine vermiş olduğu zarar olarak nitelemektedir. Çünkü yaptığımız günahların her birinin zararı öncelikle kendimizedir.
Biz aslında yaptığımız her günahla intihar ediyoruz. Bu intiharımız hem bedensel intihardır, hem ruhsal intihardır, hem de manevi intihardır. Yaptığımız her günah bizim bedenimize, ruhumuza ve maneviyatımıza zarar vermektedir.
İşlediğimiz her günah, bizi Allah'tan uzaklaştıran, cennetten uzaklaştıran ve cehenneme götüren etken ve sebeptir.
وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ
"Fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler."[1]
Bu ve buna benzer birçok ayeti kerimede isyan eden ve de Peygamberlerin sözüne bakmayan kimselerin kendilerine zulmettiklerine vurgu yapılmıştır. Çünkü bu isyan ve de günahlarının zararı sadece kendilerinedir.
قُلْ يَٰعِبَادِىَ ٱلَّذِينَ أَسْرَفُوا۟ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا۟ مِن رَّحْمَةِ ٱللَّهِ إِنَّ ٱللَّهَ يَغْفِرُ ٱلذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُۥ هُوَ ٱلْغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ
"De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir."[2]
Bu ayet-i kerimede de günahtan bahsederken kulun kendi aleyhine haddini aşması tabiri kullanılmaktadır. Arapça aslında israf tabiri vardır yani yersiz ve gereksiz kullanım. Günah bir insanın kendi canını, ruhunu, maneviyatını bile bile hiçe saymasıdır.
Özellikle bazı günahların cezası tez zamanda insanı bulmaktadır.
Rivayetlerimiz bazı günahların cezasının bu dünyada insanı tez zamanda bulduğu gibi ahirette de cehennem ateşi ile cezalandırılacağına vurgu yapmıştır.
Hazret-i Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:
Şu üç günahın cezası ahirete kalmaz;
Anne ve babanın ahını almak.
İnsanlara zulmetmek.
Yapılan iyiliğin kadrini bilmemek.[3]
Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
وَمَآ أَصَٰبَكُم مِّن مُّصِيبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ أَيْدِيكُمْ وَيَعْفُوا۟ عَن كَثِيرٍ
"Başınıza gelen herhangi bir musibet ellerinizle işlediklerinizden ötürüdür. O, yine de çoğunu affeder."[4]
Yani başımıza gelen bazı sıkıntılar aslında günahlarımızın cezasıdır çekmekteyiz.
Hazreti Resulullah (s.a.a) bu noktaya işaret ederek şöyle buyurmaktadır:
یا على! ما من خدش عود و لانکبة قدم الا بذنب
"Ey Ali! Herhangi bir çöpten bir çizik insanda oluşması, ayağının her takılması yaptığı günahların neticesidir."[5]
Bu konuya işaret eden hadis ve rivayet çok fazladır. Hz Ali'den (a.s) nakledilmiş olan Kumeyl duasındaki şu feraz da bu konuyu bize açıkça vurgu yapmaktadır:
اللهم اغفر لی الذنوب التی تنزل النقم
اللهم اغفر لی الذنوب التی تغیر النعم
اللهم اغفر لی الذنوب التی تحبس الدعاء
اللهم اغفر لی الذنوب التی تنزل البلاء
Allah'ım! Bedbahtlıklara yol açan günahlarımı bağışla.
Allah'ım! Nimetleri değiştiren günahlarımı bağışla.
Allah'ım! Duanın icabetini önleyen günahlarımı bağışla.
Allah'ım! Belanın inmesine sebebiyet veren günahlarımı bağışla.
Yani ettiğimiz günahlar, bizim bedbaht olmamıza, nimetlerin elimizden alınmasına, duamızın kabul olmamasına ve bela inmesine sebep olmaktadır.
Biz Allah'ın kulları günahlara bu şekilde bakmalıyız ki her günah kendimize zarar ve her günah bizim intiharımızdır.
Yüce Allah küçük büyük bütün günahlarımızı affetsin inşaallah.
[1] Rum/9
[2] Zumer/53
[3] Bihar'ul Envar, C.74. S.74
[4] Şura/30
[5] Usul-u Kâfi. C.2. S.269