.
.
Ehlader Araştırma Bölümü
Murakabe ehli bir sâlik, gecelerini ihya etmeli ve kesinlikle gece namazlarını kaçırmamalıdır. Zira gündüz vakti insanı kendisiyle meşgul eden ve temerküzünü bozan sebepler, gece vakitlerinde daha azdır. Bu itibarla gecenin semavi anlarında ibadet için hem ruhsal hem de zihinsel açıdan daha elverişli şartlar mevcuttur. Bu vakitlerde hem ruh ve hem kalp daha sakin, sözler daha bir içten, adımlar daha bir metanetli[1], Makam-ı mahmud ve menzil-i matluba erişme imkânı bu hassas zaman diliminde daha bir müyesserdir.[2]
Allah’ın Hâfız’a verdiği bütün saadet hazineleri
Gece duaları ve seher virtlerinin bereketidir.
Dolayısıyla halkın büyük çoğunluğunun uykuda olduğu gece vakitleri, murakabe ehli bir sâlik yatağından kalkmalı ve gece namazı kılmalıdır.[3] Aslında geceleri ihya etmeyi bir yaşam tarzı olarak benimsemelidir. Zira geceleri ihya etmek, peygamberler, evliya ve gönlü yanık müminlerin siretidir. Hiç kuşkusuz geceleri ihya etme anı, kendine özgü bir âlemdir. Elbette bu, ancak tecrübe ve alıştırma ile elde edilecek bir duygudur.
Feyz-i Kaşani bazı hadislere istinat ederek şöyle der:
Gece namazı, can ve kalbe sefa bahşeder. Gam ve kederi ortadan kaldırır. Basireti çoğaltır. Namaz kılan şahsın simasını nurlandırır. Maddî rızkın çoğalmasına sebep olur.[4]
Feyz, geceleri ihya etmenin üç önemli rüknü olduğunu hatırlatır: Gece namazı kılmak, Kur'an tilavet etmek ve Allah korkusuyla ağlamak.[5]
[1] Müzemmil: 1.
[2] İsrâ: 79.
[3] Secde: 16.
[4] Nuhbe, s. 266-267.
[5] A.g.e.