.
.

 Bismillâhirrahmânirrahîm

.

Kur’ân Kerîm’de Hz. İsmâîl (a.s) hakkında sekiz sûrede bilgi verilmiş ve on iki âyette de ismen zikredilmiştir.[1]

Hz. İsmâîl (a.s), Hz. İbrâhîm’in (a.s)  Hz. Hâcer’den olan ilk ve tek çocuğudur. Annesi Hz. Hâcer hakkında Kur’ân’da bilgi yoktur.

Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. İsmâîl (a.s), çeşitli nitelikleriyle zikredilmektedir. Hz. İsmâîl (a.s), babası Hz. İbrâhîm’in (a.s) yaşlılık döneminde ve bir duası neticesinde dünyaya gelmiş[2],  çok küçükken babası tarafından Kutsal Ev’in (Beytü’l-harâm Kâbe’nin) bulunduğu yere bırakılmıştır.[3] Adı açıkça zikredilmemekle birlikte belli bir yaşa gelince kurban edilmek istenenin Hz. İsmâîl (a.s) olduğu (ve fedeynâhu bi’zibhin azîm) anlaşılmaktadır.[4]

Daha sonra babası ile beraber hem Kâbe’nin temellerini yükseltmiş [5], hem de bu kutsal mekânı (Kâbe’yi) güvenli ve temiz tutmakla görevlendirilmiş[6], peygamber olarak seçilmiş, diğer peygamberler gibi ona da vahiy gelmiştir.[7]

Kur’ân-ı Kerîm, Hz. İbrâhîm (a.s),  Hz. İshâk (a.s) ve Esbât gibi Hz. İsmâîl’in (a.s) de Yahûdî veya Hristiyan olduğu yolundaki Ehl-i kitap inancını reddeder.[8]

Hz. el-Yesâ (a.s), Hz. Zu’l-kifl (a.s), Hz. İdrîs (a.s), Hz. Yûnus (a.s) ve Hz. Lût (a.s) gibi peygamberlerle birlikte zikredilen Hz. İsmâîl (a.s), hidayete erdirilen ve âlemlere üstün kılınanlardan[9], yüce Allah’ın rahmetine kabul edilen iyilerden ve sabredenlerden biri olarak gösterilir.[10]

Hz. İsmâîl (a.s) sözünde duran, halkına namaz kılmayı, zekât vermeyi emreden, Rabbinin hoşnutluğunu kazanmış bir resûl ve nebî’dir.[11]

Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. İsmâîl’in (a.s) Mekke’ye gelişi isim verilmeksizin belirtilmektedir. Hz. İbrâhîm’in (a.s) bir duasında çocuklarından birini Kutsal Ev’in (Kâbe) bulunduğu Mekke’ye getirdiği ifade edilir.[12]

Diğer bir âyette[13] Kâbe’nin inşasında, Hz. İbrâhîm (a.s) ile oğlu Hz. İsmâîl’in (a.s) birlikte çalıştıkları bildirildiğine göre, Hz. İbrâhîm’in (a.s) Mekke’ye getirdiği oğlunun Hz. İsmâil (a.s) olduğu anlaşılmaktadır. Kâbe’nin inşası esnasında Hz. İbrâhîm (a.s) ve oğlu Hz. İsmâîl (a.s) şöyle dua etmişlerdir:

.

وَاِذْ يَرْفَعُ اِبْرٰه۪يمُ الْقَوَاعِدَ مِنَ الْبَيْتِ وَاِسْمٰع۪يلُۜ

رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّاۜ اِنَّكَ اَنْتَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ

“İbrâhîm, İsmâîl'le beraber Ev'in (Kâbe) temellerini yükseltiyor: Rabbi'imiz! Bizden kabul buyur, kuşkusuz Sen işitensin, bilensin."[14]

رَبَّنَا وَاجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ وَمِنْ ذُرِّيَّتِنَٓا اُمَّةً مُسْلِمَةً لَكَۖ

 وَاَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَاۚ اِنَّكَ اَنْتَ التَّوَّابُ الرَّح۪يمُ

“Rabbimiz! Bizi sana teslim olanlar yap, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar; bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul et; zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin. Sen!”[15]

Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. İbrâhîm (a.s) ile oğlu Hz. İsmâîl (a.s) sadece Kâbe’nin inşasında veya hac ibadeti çerçevesinde[16] değil, başka birçok yerde de[17] bir arada zikredilmiştir.

Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. İsmâîl (a.s) uslu, uysal, halîm çocuk (bi’ğulâmin halîm)[18], sabreden (mine’s-sâbirîn)[19], teslim olan (eslemâ)[20], sözüne sadık (sâdika’l-va’di)[21], resûl (elçi) ve nebî (peygamber)[22], namazı ve zekâtı emreden (ye’muru ehlehu bi’s-salâti ve’z-zekât)[23], hoşnut olunan (marziyyâ)[24] gibi niteliklerle anılmaktadır.

Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. İbrâhîm’in (a.s) oğlunu kurban etmesi hadisesi isim verilmeksizin nakledilir. Buna göre Hz. İbrâhîm (a.s), putperest kavmi tarafından atıldığı ateşten kurtulup, onlardan ayrıldıktan sonra hiç çocuğu olmadığı için yüce Allah’tan sâlih bir evlât ister ve kendisine akıllı, iyi huylu bir erkek çocuk müjdelenir ve Hz. İsmâîl (a.s) dünyaya gelir.[25] Kur’ân’a göre, kurban edilmek istenen de bu ilk çocuktur.[26] Çocuk babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa gelince, Hz. İbrâhîm’den (a.s) oğlunu kurban etmesi istenir. Bunu oğluna bildirince oğlu emredileni yapmasını söyler, emre boyun eğip sabredenlerden olacağını bildirir.[27] Hz. İbrâhîm (a.s) oğlunu kurban etmeye teşebbüs eder. Fakat yüce Allah tarafından tâbi tutulduğu bu imtihanda başarılı olduğu ortaya çıkınca, oğlunun yerine semâ’dan kurban olarak bir koç gönderilir. Böylece oğlu da kurtulmuş olur.[28]

Kur’ân’da Hz. İshâk’ın (a.s) ardından da Hz. Yâ‘kûb’un (a.s) doğacağı Hz. Sâre’ye müjdelenir.[29]

------------

[1]- 2/Bakara: 125, 127, 133, 136, 140; 3/Âl-i İmrân: 84; 4/Nisâ: 163; 6/En’âm: 86; 14/İbrâhîm: 39; 19/Meryem: 54; 21/Enbiyâ: 85; 38/Sâd: 48

[2]- 14/İbrâhîm: 39

[3]- 14/İbrâhîm: 37

[4]- 37/Sâffât: 102-112

[5]- 2/Bakara: 127

[6]- 2/Bakara: 125

[7]- 2/Bakara: 136; 3/Âl-i İmrân: 84; 4/Nisâ: 163

[8]- 2/Bakara: 140

[9]- 6/En‘âm: 86

[10]- 21/Enbiyâ: 85-86; 38/Sâd: 48

[11]- 19/Meryem: 54-55

[12]- 14/İbrâhîm: 37

[13]- 2/Bakara: 125, 127

[14]- 2/Bakara: 127

[15]- 2/Bakara: 128

[16]- 2/Bakara: 125, 127

[17]- 2/Bakara: 133, 136, 140; 3/Âl-i İmrân: 84; 4/Nisâ: 163

[18]- 37/Sâffât: 101

[19]- 37/Sâffât: 102

[20]- 37/Sâffât: 103

[21]- 19/Meryem: 54

[22]- 19/Meryem: 54

[23]- 19/Meryem: 55

[24]- 19/Meryem: 55

[25]- 37/Sâffât: 100-101

[26]- 37/Sâffât: 107

[27]- 37/Sâffât: 102

[28]- 37/Sâffât: 104-105

[29]- 11/Hûd: 71