.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Bismillahirrahmanirrahim

Hacı Musa AYDIN

- Konuyla İlgili Bazı Ayetler -

* Ana-Babaya İhsan ve İyilik…

وَبِالْوالِدَیْنِ اِحْساناً

“Hani İsrailoğulları'ndan söz almıştık: “Allah'tan başkasına ibadet etmeyin; anne babaya …iyilik edin…” diye…” (Bakara, 83)

* İnfaka ana-baba ile başlayın…

يَسْـَٔلُونَكَ مَاذَا يُنْفِقُونَۜ قُلْ مَٓا اَنْفَقْتُمْ مِنْ خَيْرٍ فَلِلْوَالِدَيْنِ وَالْاَقْرَب۪ينَ وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينِ وَابْنِ السَّب۪يلِۜ وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ فَاِنَّ اللّٰهَ بِه۪ عَل۪يمٌ .

“Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "Harcayacağınız her türlü mal, ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalanlar için olmalıdır. Şüphesiz, Allah yapacağınız her iyiliği bilir.” (Bakara, 215)

* Ana-babalarınıza uf bile demeyin…

* Onlara karşı mütevazi olun ve şefkat-merhamet kanatlarını gerin…

* Onlara dua edin…

وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَاناًۜ اِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُهُمَٓا اَوْ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُلْ لَهُمَٓا اُفٍّ وَلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلاً كَر۪يماً*  وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَان۪ي صَغ۪يراًۜ.

“Rabbin, kendinden başka kimseye ibadet etmemenize, anne ve babaya iyilik etmenize hükmetti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlılık dönemine ulaşırsa, onlara "Of!" bile deme; onları azarlama ve onlara güzel söz söyle. * Şefkatle onlara tevazu kanadını ger ve, "Rabbim! Çocukken beni yetiştirdik­leri gibi sen de onlara merhamet et." de.” (İsrâ, 23-24)

* Ana Hakkı Daha Büyük…

وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِۚ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ وَهْناً عَلٰى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ ف۪ي عَامَيْنِ اَنِ اشْكُرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيْكَۜ اِلَيَّ الْمَص۪يرُ.

“Biz insana, ana babası hakkında tavsiyede bulunduk. Annesi onu, güçsüzlük üstüne güçsüzlük ile taşıdı. Onun sütten ayrılması, iki yıl içinde olur. Bana ve ana babana şükret diye (ona tavsiyede bulunduk). Dönüş, ancak banadır.” (Lokman, 14)

وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ اِحْسَاناًۜ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ كُرْهاً وَوَضَعَتْهُ كُرْهاًۜ وَحَمْلُهُ وَفِصَالُهُ ثَلٰثُونَ شَهْراًۜ حَتّٰٓى اِذَا بَلَغَ اَشُدَّهُ وَبَلَغَ اَرْبَع۪ينَ سَنَةًۙ قَالَ رَبِّ اَوْزِعْن۪ٓي اَنْ اَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّت۪ٓي اَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلٰى وَالِدَيَّ وَاَنْ اَعْمَلَ صَالِحاً تَرْضٰيهُ وَاَصْلِحْ ل۪ي ف۪ي ذُرِّيَّت۪يۚ اِنّ۪ي تُبْتُ اِلَيْكَ وَاِنّ۪ي مِنَ الْمُسْلِم۪ينَ.

“İnsana anne ve babasına iyi davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve güçlükle doğurdu. Onun taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet olgunluk çağına erip kırk yaşına geldiğinde der ki: "Ey Rabbim! Bana ve (beni doğuran) ana babama verdiğin nimetine şükretmeyi, hoşnut olacağın iyi işler yapmayı bana ilham et; soyumdan gelenleri de benim için iyi kimseler eyle. Ben sana yöneldim ve ben emre boyun eğenlerdenim." (Ahkaf, 15)

* Şirk ve günahta itaat etmeyin…

* Müşrik bile olsalar, dünyada onlara iyi davranın…

وَاِنْ جَاهَدَاكَ عَلٰٓى اَنْ تُشْرِكَ ب۪ي مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا وَصَاحِبْهُمَا فِي الدُّنْيَا مَعْرُوفاًۘ …

“Hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, onlara itaat etme, (ama) onlarla dünyada iyi geçin…” (Lokman, 15)

Tevhidin ardından ana-baba hakkı…

قُلْ تَعَالَوْا اَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ اَلَّا تُشْرِكُوا بِه۪ شَيْـٔاًۜ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَاناًۚ…

“De ki: "Gelin Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayın; ana-babaya iyilikte bulunun…” (En’am, 151)

وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْناًۜ وَاِنْ جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ ب۪ي مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَاۜ اِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَاُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ.

“İnsana, baba ve annesine iyi davranmasını tavsiye ettik. Eğer onlar, seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşmaya zorlarlarsa, onlara itaat etme! Dönüşünüz banadır. Orada yaptıklarınızı size bildiririm.” (Ankebut, 8)

Kırk Hadis

* En Büyük Fariza…

1- Hz. Emirü’l-Mu’minin Ali (a.s):

بر الوالدین اکبر فریضة.

“Ana-babaya iyilik etmek en büyük farizadır.”[1]

* Allah Katında En Çok Sevilen Ameller…

2- Hz. Resulullah (s.a.a):

عن ابن مسعود قال: سئلت رسول الله(ص(ای الاعمال احب الی الله عز و جل؟ قال:الصلاة لوقتها، قلت ثم ای شی ء؟قال: بر الوالدین، قلت: ثم ای شی ء؟ قال: الجهاد فی سبیل الله.

İbn-i Mesut der ki Resulullah’a (s.a.a) “Allah’a(Azze ve Celle) en sevimli olan amel hangisidir?” diye sorduğumda şöyle buyurdu: “Vaktinde namaz kılmak.” “Ondan sonra hangisidir.” diye sordum. “Ana-babaya iyilik etmektir.” buyurdu. “Ondan sonra hangisidir?” diye sorduğumda ise şu cevabı verdi:  “Allah yolunda cihad etmektir.” buyurdu.”[2]

* Allah Rızasını Kazanmanın En Hızlı Yolu…

3- İmam Cafer Sâdık (a.s):

بر الوالدین من حسن معرفة العبد بالله اذ لا عبادة اسرع بلوغا بصاحبها الی رضی الله من حرمة الوالدین المسلمین لوجه الله تعالی.

“Ana-babaya iyilik etmek kulun Allah’ı iyi tanıdığının göstergesidir. Zira kulu Allah’ın rızasına en çabuk ulaştıracak ameli Allah rızası için Müslüman ana-babaya hürmet etmesidir.”[3]

* Arşın Gölgesinde…

4- İmam Cafer Sâdık (a.s):

بینا موسی بن عمران یناجی ربه عز و جل اذ رای رجلا تحت عرش الله عز و جل فقال: یا رب من هذا الذی قد اظله عرشک؟فقال: هذا کان بارا بوالدیه، و لم یمش بالنمیمة.

Hz. Musa (a.s) Yüce Rabbi’yle münacat ederken, Allah’ın (Azze ve Celle) Arşı’nın altında bir kişiyi görünce “Ey Rabbim! Arş’ının gölgelediği bu adam kimdir?” diye sorunca şöyle buyurdu: “Bu adam (dünyada) ana-babasına iyilik eden ve söz taşımayan birisi idi!”[4]

* İki Yıllık Mesafeyi Yürü ve…

5- Hz. Resulullah (s.a.a):

سر سنتین بر والدیک، سر سنة صل رحمک.

“İki yıllık (mesafeyi yürüme durumunda olsan bile) yürü ve ana-babana iyilik et; bir yıllık (mesafeyi yürüme durumunda olsan bile) yürü ve sılayı rahimde bulun.”[5]

* Ömrü Uzatır, Rızkı Artırır…

6- Hz. Resulullah (s.a.a):

من احب ان یمد له فی عمره و ان یزاد فی رزقه فلیبر والدیه و لیصل رحمه.

“Kim örünün uzatılmasını ve rızkının artırılmasını istiyorsa, ana-babasına iyilik etsin ve sılayı rahimde bulunsun.”[6]

* Kulu Allah’a Yakınlaştıran En Önemli Vesileler…

7- İmam Cafer Sâdık (a.s):

يا هشام ! افضل ما يتقرب به العبد الى الله بعد معرفة به الصلوة و بر الوالدين و ترك الحسد و العجب و الفخر.

“Ey Hişam! Allah’ı tanımaktan sonra kulu O’na yakınlaştıracak en üstün şeyler, namazdır, ana-babaya iyiliktir, haset etmeyi, kendini beğenmişliği ve övünmeyi bırakmaktır.”[7]

* Ne Güzel Ameller ve Ne Güzel Sonuçlar…

8- Hz. Resulullah (s.a.a):

الصّدقه على وجهها واصطناع المعروف و برّ الوالدین و صله الرّحم تحوّل الشّقاء سعاده و تزید فی العمر و تقی مصارع السّوء.

“Zamanında sadaka vermek, iyilik yapmayı prensip edinmek, ana-babaya iyilik ve sılayı rahim, bedbahtlığı saadete dönüştürür, ömrü uzatır ve kötü ölümlerden korur.”[8]

* Onlardan Taraf Namaz, Sadaka, Hac…

9- İmam Cafer Sâdık (a.s):

ما یمنع الرجل منکم ان یبر والدیه حیین او میتین، یصلی عنهما و یتصدق عنهما و یحج عنهما و له مثل ذلک، فیزیده الله(عز و جل) ببره و صلاته خیراً کثیراً.

“Sizden herhangi birisinin, hayattayken veya öldükten sonra ana-babasına iyilik etmesine engel olan nedir? (Öldükten sonra) onlardan taraf namaz kılsın, sadaka versin, hacca gitsin. Bunları yaparsa aynı sevaplar onun kendisine de verilir. Böylece Allah (Azze ve Celle) onun iyiliği ve namazından ötürü, ona bol hayır ihsan eder.”[9]

* Kıyamet Gününde İyilerin Efendisi…

10- Hz. Resulullah (s.a.a):

سَيّدُ الأبرارِ يَومَ القِيامَةِ رجُلٌ بَرَّ والِدَيهِ بَعدَ مَوتِهِما .

“Kıyamet günü iyilerin efendisi, öldükten sonra ana-babasına iyilik eden kimsedir.”[10]

* Ölümü Kolaylaştırır, Fakirliği Önler…

11- İmam Cafer Sâdık (a.s):

قال الصادق (ع) : مَن أحبّ أن يخفّف الله عزّ وجلّ عنه سكرات الموت ، فليكن لقرابته وصولا ، وبوالديه بارّاً ، فإذا كان كذلك ، هوّن الله عليه سكرات الموت ، ولم يصبه في حياته فقرٌ أبداً.

“Kim ölüm (can çekişme) sarhoşluklarının kendisine hafifletilmesini istiyorsa, yakınlarına çok sılayı rahimde bulunsun ve anne babasına çok iyilik etsin. İşte böyle olursa Allah ona ölüm sarhoşluklarını hafifletir ve hayatında hiçbir zaman fakirliğe müptela olmaz!”[11]

* Öldükten Sonra Onları Unutma…

12- İmam Muhammed Bâkır (a.s):

قال الباقر (ع) : إنّ العبد ليكون بارّاً بوالديه في حياتهما ، ثمّ يموتان فلا يقضي عنهما دينهما ، ولا يستغفر لهما ، فيكتبه الله عزّ وجلّ عاقّاً ، وإنّه ليكون عاقّاً لهما في حياتهما غير بارّ بهما ، فإذا ماتا قضى دينهما ، واستغفر لهما ، فيكتبه الله عزّ وجلّ بارّاً .

“Kul, ana-baba hayattayken onlara iyilik eder, fakat öldükten sonra (onları unutur ve) onların borçlarını ödemez, onlar için Allah’tan mağfiret dilemez ise, Allah (Azze ve Celle) böyle birisini ana-baba hakkını çiğneyen (aqq-ı valideyn-hayırsız evlat) olarak yazar; diğer yandan bir kul hayattayken onlara karşı iyi davranmaz, ama öldükten sonra onların borcunu öder, onlar için mağfiret diler ise, Allah Azze ve Celle) onu ana-babaya iyilik eden (hayırlı evlat) olarak yazar.”[12]

* Onlara Bakmak Bile İbadettir…

13- Hz. Resulullah (s.a.a):

نظر الولد الی والدیه حبا لهما عبادة.

“Evladın sevgiyle ana-babasına bakması ibadettir.”[13]

* Her Bakış İçin Bir Hac Sevabı…

14- Hz. Resulullah (s.a.a):

ما ولد بار نظر الی ابویه برحمة الا کان له بکل نظرة حجة مبرورة.فقالوا: یا رسول الله و ان نظر فی کل یوم مائة نظرة؟قال: نعم، الله اکبر و اطیب.

“İyilik ehli (hayırlı) bir evlat ana-babasına şefkat gözüyle bakarsa, her bakışına karşılık kabul olmuş bir hac sevabı kazanır.” “Ya Resulallah! Her gün yüz defa baksa bile mi?” dediklerinde şöyle buyurdu: “Evet, Allah daha büyük ve daha ve daha münezzehtir!”[14]

* Bakışın, Konuşman ve Yürüyüşün Onlara Karşı, Şefkat ve Hürmetin Göstergesi Olmalı…

15- İmam Cafer Sâdık (a.s):

لا تملا عینیک من النظر الیهما الا برحمة و رقة، و لا ترفع صوتک فوق اصواتهما، و لا یدیک فوق ایدیهما و لا تتقدم قدامهما.

“Ana-babana bakarken gözlerini ancak rahmet ve şefkatle doldurarak onlara bak; sesini onların sesinin üzerine ve elini onların elinin üzerine yükseltme ve yürürken onlardan öne geçme.”[15]

* Onlara Öfkeli Bir Bakışın Maliyeti…

16- İmam Cafer Sâdık (a.s):

من نظر الی ابویه نظر ماقت، و هما ظالمان له، لم یقبل الله له صلاة.

“Ana-babası kendisine haksızlık etmiş olsalar bile onlara hiddetli bir bakışla bakan kimsenin (tevbe etmediği ve onları razı kılmadığı müddetçe) hiçbir namazını Allah kabul etmez!”[16]

* Allah’a Şükür, Onlara Teşekkürle Birlikte Olmalı…

17- İmam Ali Rıza (a.s):

ان الله عز و جل امر بثلاثة مقرون بها ثلاثة اخری: امر بالصلاة و الزکاة، فمن صلی و لم یزک لم تقبل منه صلاته و امر بالشکر له و للوالدین، فمن لم یشکر والدیه لم یشکر الله، و امر باتقاء الله و صلة الرحم، فمن لم یصل رحمه لم یتق الله عز و جل.

“Şüphesiz ki Allah (Azze ve Celle) (Kur’an’da) üç şeyi üş şeyle birlikte emretmiştir: Namazı zekat ile birlikte emretmiştir; dolayısıyla kim namaz kılar da zekat vermezse namazı ondan kabul olmaz. Kendisine şükretmeyi ana-babaya teşekkür etmekle birlikte emretmiştir; dolayısıyla kim ana-babasına teşekkür etmezse, Allah’a da şükretmiş sayılmaz. Allah’tan sakınmayı sılayı rahim ile birlikte emretmiştir.; bu yüzden kim sılayı rahimde bulunmazsa, Allah’tan da (Azze ve Celle) sakınmış sayılmaz.”[17]

* Rızaları Allah’ın Rızası, Öfkeleri Allah’ın Öfkesi…

18- Hz. Resulullah (s.a.a):

من ارضی والدیه فقد ارضی الله و من اسخط والدیه فقد اسخط الله.

“Ana-babasını hoşnut eden, Allah’ı hoşnut etmiş olur; ana-babasını öfkelendiren Allah’ı öfkelendirmiş olur!”[18]

* İyilik Nasıl Olur?...

19- İmam Cafer Sâdık (a.s):

عن ابی ولاد الحناط قال:سالت ابا عبد الله(ع) عن قول الله«وبالوالدین احسانا»فقال: الاحسان ان تحسن صحبتهما و لا تکلفهما ان یسالاک شیئا هما یحتاجان الیه.

Ebu Vellâd ismindeki râvi der ki İmam Cafer Sadık’a (a.s) “Allah’ın “Ana-babaya iyilik edin.”(Bakara, 23)buyruğunun açıklamasını sorduğumda şöyle buyurdu: “Onlara güzel ve saygın davranman ve onları ağız açıp isteme zahmetine (ve ezikliğine) düşürmeden ihtiyaçlarını gidermendir.”[19]

* Ne Ekersen, Onu Biçersin…

20- Hz. Resulullah (s.a.a):

بروا اباءکم یبرکم ابناءکم، عفوا عن نساء الناس تعف نسائکم.

“Babalarınıza iyilik edin ki evlatlarınız da size iyilik etsin; insanların kadınlarına karşı iffetli ve namuslu olun ki onlar da sizinkilere karşı iffetli ve namuslu olsunlar.”[20]

* En Büyük Üç Günah…

21- Hz. Resulullah (s.a.a):

الا انبّئکم باکبر الکبائر؟ -ثلاثاً-قلنا:بلییا رسول اللهقال صلی الله علیه و اله:الا شراک بالله و عقوق الوالدین...و قول الزور....

“Büyük günahların en büyüğü olan üç günahı size haber vereyim mi?” “Evet, ya Resulallah!” dediklerinde, şöyle buyurdu: “Allah’a şirk koşmak, aqq-ı valideyn olmak (ana-baba hakkını çiğnemek) ve yalan yere şahitlik yapmak.”[21]

* En Hafif Kötülük “Uf” Demektir…

22- İmam Cafer Sâdık (a.s):

لو علم الله شیئا ادنی من اف لنهی عنه، و هو من ادنی العقوق و من العقوق ان ینظر الرجل الی والدیه فیحد النظر الیهما.

“Eğer Allah (ana-babaya uf bile demeyin buyururken), “uf” kelimesinden daha hafif bir tabir olduğunu bilseydi mutlaka ondan sakındırırdı. Bu sözü söylemek ana-baba hakkını çiğnemenin en hafif halidir. Ana-babaya hiddetli bir bakışla bakmak da onların hakkını çiğneme (aqqı-valideyn olmak)  sayılır.”[22]

* Ana-babayı üzen aqq- valideyndir-hayırsız evlattır…

23- Hz. Emirü’l-Mu’minin Ali (a.s):

من احزن والدیه فقد عقهما.

“Kim ana-babasını üzerse, onların hakkını çiğnemiş (aqq-ı valideyn) olur.”[23]

* Cennetin Kokusunu Bile Alamayacaktır…

24- Hz. Resulullah (s.a.a):

ایاکم و عقوق الوالدین، فان ریح الجنة توجد من مسیرة الف عام و لا یجدها عاق و لا قاطع رحم.

بحار الانوار، ج 74، ص 62.

“Aqq-ı valideyn olmaktan (ana-baba hakkını çiğnemekten) sakının; zira bin yıllık mesafeden kokusu alınan cennetin kokusunu aqq-ı valideyn olan ve sılay-ı rahimi kesen kimse alamayacaktır.”[24]

* Ahiretten Önce Bu Dünyada Ettiğini Bulacaktır…

25- Hz. Resulullah (s.a.a):

ثلاثة من الذنوب تعجل عقوبتها و لا تؤخر الی الاخرة:عقوق الوالدین، و البغی علی الناس و کفر الاحسان.

“Üç günah vardır ki onların cezası çabuklaştırılacak ve ahirete kalmayacaktır: Aqq-ı valideyn olmak (ana-baba hakkını çiğnemek), insanlara haksızlık yapmak ve iyiliğe karşı nankör olmak.”[25]

* Kurtuluşu Yoktur…

26- Hz. Resulullah (s.a.a):

یقال للعاق اعمل ما شئت فانی لا اغفر لک و یقال للبار اعمل ما شئت فانی ساغفر لک.

“Aqq-ı valideyne şöyle söylenir: istediğin ameli yap; şüphesiz seni (tevbe edip yanlışından dönmezsen) bağışlamayacağım. Ana-babaya iyilik eden evlada da şöyle söylenir: istediğin ameli yap; şüphesiz ben seni bağışlayacağım!”[26]

* Aqq-ı Valideyn Olmak Nasıl Olur…

27- Hz. Resulullah (s.a.a):

قیل لرسول الله صلی الله علیه و اله:و ما عقوق الوالدین؟قال صلی الله علیه و اله:یامران فلا یطیعهما و یسالانه فیحرمهماواذا رآهما لم یعظّمهما بحقّ ما یلزمه لهما.

Allah Resulü’ne (s.a.a) “Aqq-ı valideyn olmak (evladın ana-baba hakkını çiğnemesi) nasıl olur?” diye sorduklarında şöyle buyurdu: “Ana-baba emrettiklerinde itaat etmez, bir şey istediklerinde isteklerini yerine getirmez ve onları gördüğünde ise üzerine düşen gerekli hürmeti onlara göstermez!”[27]

* Cennetin En Yüce Derecesinde Olacak…

28- Hz. Resulullah (s.a.a):

العبد المطیع لوالدیه و لربه فی اعلی علیین.

“Ana-babasına ve Rabbine itaat eden kulun yeri, “A’lâİlliyyîn” (cennetin en yüce derecesi) olacaktır!”[28]

* Ana Demek, Cennet Demek…

29- Hz. Resulullah (s.a.a):

الجَنَّةُ تَحتَ أقدامِ الاُمَّهاتِ.

“Cennet, anaların ayağının altındadır.”[29]

* En Büyük Hak Sahibi…

30- Hz. Resulullah (s.a.a):

أعظَمُ الناسِ حَقّا على المرأةِ زَوجُها ، وأعظَمُ الناسِ حقّا عَلَى الرَّجُلِ اُمُّهُ.

“Kadının üzerinde en büyük hak sahibi olan kocasıdır; erkeğin üzerinde en büyük hak sahibi olan ise anasıdır.”[30]

* Anne, Anne, Yine Anne, Sonra Baba…

31- İmam Cafer Sâdık (a.s):

جاء رجل الی النبی(ص) فقال:یا رسول الله من ابر؟قال(ص): امک،قال: ثم من؟قال(ص): امک،قال: ثم من؟قال(ص): امک،قال: ثم من؟قال(ص): اباک.

“Adamın birisi Peygamber’in (s.a.a) yanına gelerek “Ya Resulallah! Kime iyilik edeyim?” dedi. “Annene.” buyurdu. “Sonra kime?” diye tekrar sordu. Yine “Annene.” buyurdu. “Ondan sonra kime?” diye üçüncü kez sorduğunda yine “Annene!” cevabını aldı. Ve bilahare dördüncü kez “Ondan sonra kime?” deyince bu sefer “Babana!” buyurdu Allah Resulü (s.a.a).”[31]

* Keşke Anası Hayatta Olsaydı…

32- İmam Zeynü’l-Abidin (a.s):

جاء رجل الی النبی(ص) فقال: یا رسول الله ما من عمل قبیح الا قد عملته فهل لی توبة؟فقال له رسول الله(ص(  : فهل من والدیک احد حی؟قال: ابی قال: فاذهب فبره.قال: فلما ولی قالرسول الله(ص: (لو کانت امه.

“Adamın birisi Resulullah’a (s.a.a) gelerek şöyle dedi: “Ya Resulallah! Yapmadığım bir kötülük kalmamıştır. Acaba benim tevbem kabul olur mu?” Ona şöyle buyurdu: “Ana-babandan hayatta olan var mı?” Adam “Evet, babam hayattadır.” deyince, “O zaman git ve ona iyilikte bulun.” buyurdu.” Adam oradan uzaklaşınca, Allah Resulü (s.a.a) şöyle dedi: “Keşke anası hayatta olsaydı!”[32]

* Ana Rızası Olmadan Olmaz!...

33- İmam Cafer Sâdık (a.s):

إنّ رسول الله حضر شابّاً عند وفاته ، فقال له: قل : لا إله إلاّ الله . . فاعتقل لسانه مراراً ، فقال لامرأةٍ عند رأسه: هل لهذا أمّ ؟ . . قالت : نعم ، أنا أمّه ، قال : أفساخطة أنت عليه ؟ . . قالت : نعم ، ما كلّمته منذ ستحجج ، قال لها : ارضي عنه ، قالت:رضي الله عنه برضاك يا رسول الله ! . . فقال له رسول الله: قل لا إله إلاّ الله ، فقالها ، فقال النبي (ص) : ما ترى ؟ . . فقال: أرى رجلاً أسود ، قبيح المنظر ، وسخ الثياب ، منتن الريح ، قد وليني الساعة فأخذ بكظمي (أي مخرج النفس)، فقال له النبي (ص: ( قل : "يا مَن يقبل اليسير ويعفو عن الكثير ، إقبل منّي اليسير واعفُ عنّي الكثير ، إنّك أنت الغفور الرحيم" . . فقالها الشاب ، فقال له النبي (ص) : انظر ما ترى ؟ . . قال : أرى رجلاً أبيض اللون ، حسن الوجه ، طيّب الريح حسن الثياب قد وليني ، وأرى الأسود قد تولّى عنّي ، قال : أعد فأعاد ، قال : ما ترى ؟ . . قال : لست أرى الأسود ، وأرى الأبيض قد وليني ، ثمّ طفا ( أي مات ) على تلك الحال .

“Resulullah (s.a.a) ölüm halinde olan bir gencin yanına geldi ve ondan “La ilahe illallah” demesini istedi. Ama her defasında gencin dili kilitlendi ve diyemedi. Başucunda bulunan bir kadına “Bunun anası var mı?” diye sordu. Kadın “Evet, ben onun anasıyım.” deyince , “Acaba ona kızgın mısın?” diye sordu. Kadın şöyle dedi: “Evet, altı yıldır onunla konuşmuyorum!” Allah Resulü (s.a.a) “Ondan razı ol.” deyince, kadın “Senin hoşnutluğunla Allah ondan razı olsun ya Resulallah!” dedi. Resulullah gence dönerek “La ilahe illallah” söylemesini isteyince genç bu sefer söyledi. Ardından Allah Resulü (s.a.a) “Ne görüyorsun?” diye sordu. Genç şöyle dedi: “Şu anda siyah tenli, çirkin, kirli elbiseli, pis kokulu birisini görüyorum; canımı almaya çalışıyor.” Resulullah ona şöyle demesini tembihledi: “Ey az (ameli) kabul eden ve çok (günahı) affeden! Benim azımı kabul buyur ve çoğumu affet. Şüphesiz sen çok bağışlayan ve çok merhametlisin!” Genç bu duayı söyledi, ardından Allah Resulü (s.a.a) “Bak, şimdi ne görüyorsun?”dedi. Genç şöyle dedi: “Şimdi benimle ilgilenen beyaz tenli, güzel yüzlü, güzel kokulu ve güzel giyimli birisini görüyorum. Siyah tenli olan ise yüzünü benden çevirip uzaklaştı. Resulullah (s.a.a) gencin duayı tekrar okumasını istedi; ardından şimdi ne görüyorsun?” diye sordu. Genç artık siyah tenliyi görmüyorum. Sadece beyaz tenli olan kimsenin benimle ilgilendiğini görüyorum.” dedi ve o halde can verdi!”[33]

* Anne ve Babanın Hakları…

34- İmam Zeynü’l-Âbidin (a.s)

فَحَقُّ أُمِّكَ فَأَنْ تَعْلَمَ أَنَّهَا حَمَلَتْكَ حَيْثُ لَا يَحْمِلُ أَحَدٌ أَحَداً وَ أَطْعَمَتْكَ مِنْ ثَمَرَةِ قَلْبِهَا مَا لَا يُطْعِمُ أَحَدٌ أَحَداً وَ أَنَّهَا وَقَتْكَ بِسَمْعِهَا وَ بَصَرِهَا وَ يَدِهَا وَ رِجْلِهَا وَ شَعْرِهَا وَ بَشَرِهَا وَ جَمِيعِ جَوَارِحِهَا مُسْتَبْشِرَةً بِذَلِكَ فَرِحَةً مُوَابِلَةً  مُحْتَمِلَةً لِمَا فِيهِ مَكْرُوهُهَا وَ أَلَمُهَا وَ ثِقْلُهَا وَ غَمُّهَا حَتَّى دَفَعَتْهَا عَنْكَ يَدُ الْقُدْرَةِ وَ أَخْرَجَتْكَ إِلَى الْأَرْضِ فَرَضِيَتْ أَنْ تَشْبَعَ وَ تَجُوعَ هِيَ وَ تَكْسُوَكَ وَ تَعْرَى وَ تُرْوِيَكَ وَ تَظْمَأَ وَ تُظِلَّكَ وَ تَضْحَى وَ تُنَعِّمَكَ بِبُؤْسِهَا وَ تُلَذِّذَكَ بِالنَّوْمِ بِأَرَقِهَا وَ كَانَ بَطْنُهَا لَكَ وِعَاءً وَ حَجْرُهَا لَكَ حِوَاءً  وَ ثَدْيُهَا لَكَ سِقَاءً وَ نَفْسُهَا لَكَ وِقَاءً تُبَاشِرُ حَرَّ الدُّنْيَا وَ بَرْدَهَا لَكَ وَ دُونَكَ فَتَشْكُرُهَا عَلَى قَدْرِ ذَلِكَ وَ لَا تَقْدِرُ عَلَيْهِ إِلَّا بِعَوْنِ اللَّهِ وَ تَوْفِيقِهِ

 وأَمَّا حَقُّ أَبِيكَ فَتَعْلَمُ أَنَّهُ أَصْلُكَ وَ أَنَّكَ فَرْعُهُ وَ أَنَّكَ لَوْلَاهُ لَمْ تَكُنْ فَمَهْمَا رَأَيْتَ فِي نَفْسِكَ مِمَّا يُعْجِبُكَ  فَاعْلَمْ أَنَّ أَبَاكَ أَصْلُ النِّعْمَةِ عَلَيْكَ فِيهِ وَ احْمَدِ اللَّهَ وَ اشْكُرْهُ عَلَى قَدْرِ ذَلِكَ وَ لا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ.

“Annenin senin üzerindeki hakkı şudur: Bilmelisin ki o, hiç kimsenin diğerini taşımadığı bir yerde (karnında) seni taşımıştır. Hiç kimsenin başkasına vermediği kendi yüreğinin meyvesinden sana yedirmiş ve seni seve seve kulağı, gözü, eli, ayağı, saçı, derisi ve (kısacası) bütün azalarıyla korumuştur. Hamilelik döneminin bütün zorluk, dert, elem ve gamlarını yüklenen de yine o olmuştur. Sonra Rabbin seni ondan ayırıp yeryüzüne getirmiştir. Aç kalıp seni doyurmaya, çıplak kalıp seni giydirmeye, susuz kalıp sana su vermeye, güneşte kalıp seni gölgede tutmaya, zorluklar çekerek seni nazlıca yetiştir-meye, uykusuz kalarak seni tatlı tatlı uyutmaya razı olan yine o olmuştur. Karnı sana yuva, eteği örtü, göğsü su kabı, canı siper, dünyanın sıcaklık ve soğukluğuna, senin için bizzat kendisi tahammül eden yine de o olmuştur. Öyleyse bu iyilikler miktarınca ona teşekkür etmelisin. Bunu Allah'ın yardımı olmaksızın yapman mümkün değildir.

Babanın senin üzerinde olan hakkı şudur: Bilmelisin ki baban senin kökündür ve sen ise onun dalı. Eğer baban olmasaydı sen de olmazdın. Kendinde hoşuna giden bir şey gördüğünde, bil ki baban bu nimetin köküdür. Bu nimet değerince Allah'a hamd ve şükret. Kuvvet ancak Allah'tandır.”[34]

* Babanın Evlat Üzerindeki Hakları…

35- İmam Musa Kâzım (a.s):

سال رجل رسول الله(ص): ما حق الوالد علی ولده؟ قال: لا یسمیه باسمه، و لا یمشی بین یدیه، و لا یجلس قبله و لا یستسب له.

“Adamın birisi Resulullah’a (s.a.a) “Babanın evlat üzerindeki hakkı nedir?” diye sorduğunda şöyle buyurdu: “Onu adıyla çağırmaması, onun önünde yürümemesi, ondan önce oturmaması ve onun (insanlar tarafından) sövülmesine (hakaret edilmesine) vesile olmaması.”[35]

* Babanın Evladına Duası…

36- Hz. Resulullah (s.a.a):

 دُعَاءُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ كَدُعَاءِ النَّبِيِّ لِأُمَّتِه.

“Babanın evladına dua etmesi, Peygamber’in ümmetine dua etmesi gibidir.”[36]

* Allah Katından Geri Dönmeyen Dualar…

37- İmam Cafer Sâdık (a.s):

ثلاث دعوات لا يُحجبن عن الله تعالى: دعاء الوالد لولده إذا برّه ، ودعوته عليه إذا عقّه ، ودعاء المظلوم على ظالمه ، ودعاؤه لمن انتصر له منه ، ورجل مؤمن دعا لأخٍ له مؤمن واساه فينا ، ودعاؤه عليه إذا لم يواسه مع القدرة عليه ، واضطرار أخيه إليه .

“Üç dua Allah’tan perdelenmez (icabeti engellenmez): İyilik ettiğinde babanın evladına ettiği dua ve babanın hakkı çiğnendiğinde evladı hakkında ettiği beddua; mazlumun, kendisine zulmeden zalime ettiği beddua ve mazlumun zalime karşı kendisine yardım eden kimseye ettiği dua; yine bizim yolumuzda kendisiyle imkanlarını paylaşan mu’mine bir mu’minin ettiği dua; aynı şekilde gücü yettiği halde ve mu’min kardeşinin şiddetle ihtiyacı olduğu halde imkanlarını paylaşmaktan çekinen kimseye o muhtacın ettiği beddua.”[37]

* Yine Ana-Baba Hakkı…

38- İmam Cafer Sâdık (a.s):

یجب للوالدین علی الولد ثلاثة اشیاء: شکرهما علی کل حال و طاعتهما فیما یأمرانه و ینهیانه عنه فی غیر معصیة اللَّه و نصیحتهما فی السرّ و العلانیة.

“Ana-babanın evlat üzerinde üç farz hakkı vardır: Her durumda onlara teşekkür etmek, Allah’a kaşı günah olan şeyler hariç emrettikleri ve sakındırdıkları her şeyde onlara itaat etmek ve gizlide ve aşikarda onların hayrını istemek.”[38]

* Ana-Babası Hayatta Olduğu Halde Bağışlanmayana Yazıklar Olsun…

39- Hz. Resulullah (s.a.a):

من أدرك شهر رمضان فلم يُغفر له ، فأبعده الله ، ومن أدرك والديه فلم يُغفر له ، فأبعده الله ، ومن ذُكرتُ عنده فلم يصلِّ عليّ فلم يُغفر له ، فأبعده الله .

“Ramazan ayını idrak ettiği halde bağışlanmayan kimseyi Allah (rahmetinden) uzaklaştırsın; ana-babası hayatta olduğu halde bağışlanmayan kimseyi Allah (rahmetinden) uzaklaştırsın ve benim ismin yanında zikredildiği halde bana salavat getirmeyen ve dolayısıyla bağışlanmayan kimseyi Allah (rahmetinden) uzaklaştırsın.”[39]

* Ana-Babanın Mezarlarının Ziyareti ve Fazileti…

40- Hz. Resulullah (s.a.a):

من زار قبر والدیه او احدهما فی کل جمعة مرة غفر الله له و کتب برا.

 “Kim ana-babasının veya onlardan birisinin mezarını her cuma bir defa ziyaret edere, Allah onu bağışlar ve iyilik eden-hayırlı evlat olarak yazılır.”[40]

[1]- Kenzü’l-Ummâl, Hadis: 22673.

[2]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.70.

[3]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.77.

[4]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.65. 

[5]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.83.

[6]- Kenzü’lUmmâl, c.16, s.475.

[7]- Tuhefü’l-Ukul, s.455.

[8]- Nehcü’l-Fesâha, s.549.

[9]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.46.

[10]-Bihârü’l-Envâr, c.74, s.86. 

[11] El-Emâli -Şeyh Sadûk-, s.234.

[12]- El-kâfi, c.2, s.163.

[13]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.80.

[14]- El-Emâli -Şeyh Tûsi-, c.1, s.314.

[15]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.79.

[16]- El-Kâfi, c.4, s.50.

[17]- El-Hisâl Şeyh Sadûk-, c.1, s.75.

[18]- Kenzü’l-Ummâl, c.16, s.470.

[19]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.79.

[20]- Kenzü’l-Ummâl, c.16, s.466.

[21]- Tenbihü’l-Havâtiri c.1, s.28.

[22]- El-Kâfi, c.4, s.50, Müstedrekü’l-Vesâil, c.15, s.192.

[23]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.64.

[24]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.62. 

[25]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.74. 

[26]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.80.  

[27]- Müstedrekü’l-Vesâil, c.15, s.193.

[28]- Kenzü’l-Ummâl, c.16, s.467.

[29]- Kenzü’l-Ummâl, Hadis: 45439.

[30]- Kenzü’l-Ummâl, Hadis: 44771.

[31]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.49.   

[32]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.82.    

[33]- El-Emâli -Şeyh Tûsi, c.1, s.62.

[34]- Tuhefü’l-Ukûl, s.263.

[35]- Bihârü’l-Envâr, c.74, s.45.    

[36]- Mişkâtü’l-Envâr, s.162.

[37]- El-Emâli -Şeyh Tûsi, c.1, s.287.

[38]- Bihârü’l-Envâr, c.75, s.236.    

[39]- Sevâbü’l-A’mâl, s.60.

[40]- Kenzü’l-Ummâl, c.16, s.468.