.
.
Ehlader Araştırma Bölümü
Allame-i Meclisî’nin babası (Birinci Meclisî), şöyle buyurmuştur:
“Gerçi ruh bedenden çıkmış ve hayvani ruh da ölmüştür. Ama nefs-i natika diridir, onun bedenle olan ilişkisi tamamıyla kesilmemiştir; kabir sıkması korkusu, Nekir ve Münker'in sorgu suali, Ruman-i Fettan'ın (kabir ehlini sınava tabi tutan iki melek) gelmesi ve Berzah azabı endişesi vardır...”
İmam Kazım (a.s) buyurdular ki: “Cenazeyi kabrin kenarına götürdüğünde (hemencecik onu kabre bırakma), Nekir ve Münker'in sorgu sualine hazırlığı olması için biraz sabret.”
Meşhur ashaptan olan Burra bin Azib'den şöyle rivayet edilmiştir: “Biz Resulullah’ın (s.a.a) huzurunda toplanmıştık, Bu sırada Hazret'in gözü, bir mahallede toplanan halka ilişti. “Halk ne için toplanmıştır?” diye sordular. Cevaben; “Toplanıp kabir kazıyorlar.” dediler.
Burra diyor ki: “Resulullah (s.a.a) kabir ismini duyur duymaz onlara doğru hareket etti. Kabrin yanına varınca, diz üstü kabrin kenarında oturdu. Ben, Hazret'in ne yaptığına iyice bakmak için karşı tarafa geçtim, ağladığını ve gözlerinin yaşlarıyla toprağın ıslandığını gördüm, daha sonra bize dönerek şöyle buyurdular:
“Kardeşlerim! Böyle bir yer için azık toplayın, hazırlanın.”
Şeyh Bahaî şöyle naklediyor:
Hekimlerden bazılarının ölüm anında ah çekerek hasret duydukları görülmüştür. Bundan dolayı; “Bu ne durumdur?” denilince, şöyle cevap vermişler: “Azıksız olarak uzun bir yolculuğa çıkan, munisi olmaksızın korkunç bir kabre koyulan ve hüccetsiz olarak da adaletli bir hakimin yanına giden bir kimse hakkında ne düşünüyorsunuz?!”
Kutb-u Ravendî de şöyle rivayet ediyor:
“Hz. İsa (a.s) annesi Meryem öldükten sonra ona seslenerek şöyle dedi: “Ey anne! Benimle konuş; acaba dünyaya dönmek istiyor musun?”
Annesi cevaben şöyle dedi: “Evet, çünkü çok soğuk gecede Allah için namaz kılmak ve çok sıcak günde de oruç tutmak istiyorum. Ey yavrum! Bu yol, çok korkunç bir yoldur.”
Nakledildiğine göre Hz. Fatıma (a.s), Emir'ul-Muminin (a.s)'a vasiyetinde şöyle demiştir:
“Ben vefat ettiğimde bana gusül ver, beni kefenle, bana namaz kıl, beni kabre bırak, üzerime toprak dök, benim başucumda yüzüme taraf otur, bana çok Kur'an ve dua oku; çünkü o saat öyle bir saattir ki, ölü diriyle ünsiyet etmeye muhtaçtır.”
Seyyid bin Tavus, Resulullah (s.a.a)'den şöyle buyurduğunun rivayet ediyor:
“Ölü için kabre bırakıldığı ilk geceden daha çetin bir saat yoktur. çyleyse sadaka vermekle ölülerinize merhamet edin; sadaka verecek bir şey bulamadığınız takdirde iki rekât namaz kılın; birinci rekâtta Fatiha'dan sonra iki defa “İhlas” suresini okuyun; ikinci rekâtta ise Fatiha'dan sonra, on defa “Tekasür” suresini okuyun; selam verdikten sonra da şöyle deyin: “Allahumme salli ala Muhammed'in ve âl-i Muhammed veb'as savabeha ila kabri zalik'el-meyyit fulan bin fulan” (Allah'ım, Muhammed ve âline salat eyle ve namazın sevabını, filan oğlu filan ölünün kabrine ulaştır.”
Allah Teâla o anda, bin meleği o kabre doğru gönderir, her melekle bir giysi gönderir, sura üflenen güne (kıyamet gününe) dek onun kabrinin darlığını genişletir, namaz kılana, güneşin kendisine doğduğu bütün varlıkların sayısınca sevap yazılır ve kırk derece makamı yükselir.”
Bir Hikaye...
Merhum Nurî (Allah kabrini nurlandırsın), “Dar'us- Selam” kitabında, fazilet ve yücelikler madeni olan kendi şeyhi Hacı Molla Fethali Sultan Abadi'den (Allah mezarını güzel kokuyla doldursun) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Benim adet ve metodum şöyle idi; Ehl-i Beyt dostlarından kimin ölüm haberini duysaydım, defnedildiği gece, onu tanısam da, tanımasam da iki rekât namaz onun için kılardım. Hiç kimse benim bu âdetimden haberdar değildi. Nihayet günlerin birinde dostlardan biri, beni bir yolda mülakat ederek şöyle dedi:
Bu günlerde ölen filan şahsı rüyamda gördüm, öldükten sonra başından neler geçtiğini ve halinin nasıl olduğunu sordum. Şöyle cevap verdi: Ben sıkıntı içerisinde ve zor bir durumda idim, azaba tabi tutulacaktım, fakat filan adamın- sizin isminizi söyledi- (benim için) kıldığı iki rekât namaz beni azaptan kurtardı; Allah o adamın babasına rahmet etsin, bu ihsan o adamdan taraf bana yetişti.”
Merhum hacı Molla Fethalî şöyle ekliyor:
Bu sırada o adam -rüyasında ölen şahsi gören- benden; “O namaz nasıl bir namaz idi?” diye sordu. Ben de böylece, sürekli ölüler için kıldığım namaz metodunu o adama söylemiş oldum.
Yine kabir vahşeti için yararı olan amellerden biri de, namazın rükusunu kâmil bir şekilde yapmaktır. Nitekim İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“Rükuu kâmil bir şekilde yapan, kabir vahşetine uğramaz.”
Kabir Azabına Neden Olan Şeyler
1- Allah'ın nimetlerini zayi etmek, çürümesine ve heder olmasına neden olmak
2- Namaza önem vermemek
3- İspiyonculuk yapmak
4- Küçük abdest yaparken necasete önem vermemek
5- Erkekler için: Evinden, çocuklarından ve eşinden uzaklaşmak
6- Gıybet etmek
7- Yalan konuşmak
8- Aile bireylerine karşı kötü ahlak sergilemek
Kabir Azabını Def Eden Şeyler
1- Hayrı öğrenmek ve öğretmek
2- Namazda rükûları tam olarak yerine getirmek
3- Müminlerin gönlünü hoşnut etmek
4- Dindar-temiz kimselere elbise hediye etmek
5- Zariyat suresini okumak
6- Her Cuma günü Nisa suresini okumak
7- Her gün 100 kez “lâ ilâhe illallâhul melikul haqqul mubîn” demek
8- Ayetel Kürsi okumak
9- Dört kez hacca gitmek
10- Zuhruf suresini okumak
11- Cuma günü olmuş olmak.
Hadislerde insanı kabir azabı ve sıkmasından kurtaracak olan şeyler
1- Hz.Ali'den (a.s) şöyle rivayet edilmiştir:”Her Cuma günü Nisa suresini okuyan kimse, kabir sıkmasından güvende kalır.” (Sefinet'ul-Bihar, c.7, s.195)
2- Yine rivayet edilmiştir ki: “Kim sürekli Zuhruf suresini okursa, yüce Allah onu kabirde, yer altı hayvanlarından ve kabir azabından emanda kılar.” (Sefinet'ul-Bihar, c.7, s.195)
3- Rivayet olunmuştur ki: “Kim farz ve müstehap namazlarda Kalem suresini okursa, yüce Allah onu kabir sıkmasından korur.” (Sefinet'ul-Bihar, c.7, s.195)
4- İmam Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:”Kim Perşembe günü öğleden Cuma günü öğle vakti arasında ölürse, Hak Teala (c.c) onu kabir sıkmasından kurtarır.” (Bihar'ul-Envar, c.6,s.221 ve 243)
5- İmam Rıza'dan (a.s) şöyle nakledilmiştir:
“Gece (teheccüt) namazını kaçırmayın; zira kim gece uykudan kalkıp da sekiz rekat gece namazı, iki rekat şef namazı, bir rekat da kunutta yetmiş defa esteğfirullah demek üzere vitir namazını kılarsa, kabir azabından kurtulur, cehennem azabından korunur, ömrü uzar ve maişeti genişler.” ( Sefinet'ul-Bihar, c.7, s.195, “Kabir” maddesi)
6- Resulallah'tan (s.a.a) şöyle nakledilmiştir:”Kim, Tekasur suresini uyuduğu zaman okursa, kabir azabından korunmuş olur.” (Müstedrek'ül-Vesail, c.1, s.340, bab:11)
7- Her gün on defa şu duayı okuyan kimsenin de, kabir azabından korunacağı rivayet edilmiştir: “A'dedtu li-kulli havlin la ilahe illellah, ve li-kulli hemmin ve gam-min maşaellah, ve li-kulli ni'metin elhamdu lillah, ve li-kulli rehain eş,şukru lillah, ve li-kulli u'cubetin subhanellah, ve li-kulli zenbin esteğfirul-lah, ve li-kulli musibetin inna lillahi ve inna ileyhi raciun, ve li-kulli zikın hasbiyellah, ve li-kulli a-duvvin i'tesamtu billah, ve li-kulli taatin ve ma'siyetin la havle vela kuvvete illa billah'il-aliyy'il-azim.” (Sefinet'ul-Bihar, c.7, s.194)
8- Hz. Ali'nin (a.s) türbesinin bulunduğu Necef kentinde defnedilmek de insanı kabir azabına karşı korur.çünkü rivayetlerde açıklandığına göre, o kutsal mekanın özelliklerinden biri orada defnedilen kimseden kabir azabıyla Nekir ve Münker sorgu-sualinin kalkmasıdır.” (Sefinet'ul-Bihar, c.8, s.189,”Necef” maddesi)
9- Kabir azabının kalkmasına sebep olan şeylerden biri de, iki tane yaş ve taze ağaç dalının cenazeyle birlikte kabre koyulmasıdır.Hadiste açıklandığına göre, ağaç dalı yaş olduğu sürece, ölü kabir azabı görmez. (Bihar'ul-Envar, c.6, s.215)
Yine şöyle rivayet nakledilmiştir:
“Bir gün Resulallah (s.a.a) bir kabrin yanından geçerken, kabirde yatan ölünün azap edildiğini gördü.Bunun üzerine yaprağı alınan bir ağaç dalı istedi.Onu yarıdan kırarak ikiye ayırdı ve birini mezarın baş ucuna soktu.”
Kabrin üzerine su serpmek de, bu hususta faydalıdır.Hadiste açıklandığına göre, toprağı yaş ve nemli olduğu sürece ölüden kabir azabı kalkar. (Bihar'ul-Envar, c.79, s.23, h:10)
10- Kim Recep ayının ilk gününde, her rekâtta bir defa Fatiha üç defa da İhlas suresini okumak üzere on rekat namaz kılarsa, kabir sıkmasından ve kıyamet gününün azabından korunmuş olur.
Yine Recep ayının ilk gecesinde, akşam namazını kıldıktan sonra birer defa Fatiha ve İhlas surelerini okuyarak yirmi rekât namaz kılmak da, kabir azabının kalkması için faydalıdır. (İkba'ul-A'mal, s.629)
11- Recep ayında dört gün veya Şaban ayında on iki gün oruç tutmak, kabir azabından korunmaya sebep olur. (İkba'ul-A'mal, s.651)
12- Kabir azabından kurtulmaya sebep olan şeylerden biri de, ölünün başı ucunda Mülk suresini okumaktır. Nitekim Kutb-i Ravendi İbn-i Abbas'tan şöyle nakleder:
“Bir gün ashaptan birisi bir kabrin karşısında çadır kurup oturdu; ama orada kabrin olmasından haberi yoktu. Ardında Mülk suresini okumaya başladı ve aniden; “Bu sure kurtarıcıdır.” diye bir ses duydu. Bu sözü Resulallah'a ilettiğinde Hazret; evet bu sure kabir azabından kurtarıcıdır. buyurdu.” (Müstedrek'ül-Vesail, c.1, s.301, bab:32, h:1)
Şeyh Kuleynî de İmam Muhammed Bakır'dan (a.s) şöyle rivayet eder: “Mülk suresi önleyicidir; kabir azabını önler.” (Bihar'ul-Envar. C.92, s.314)
13- Da'avat-i Ravendi'den Hz. Resulallah'ın (s.a.a)şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Kim, bir ölü defnedildiğinde onun kabri yanında üç defa “Allahumme İnni es'eluke bi-hakki Muhammed'in ve Al-i Muhammed, en la tuazzibe haze'l-meyyit.” Derse, Yüce Allah Sur'a üflenene dek azabı ondan kaldırır. (Allah'ım, Muhammed ve Al-i Muhammed'in hakkı hürmetine bu ölüyü azaba tabi tutma.) (Sefinet'ul –Bihar, c.7, s.193, “Kabir” maddesi)
14- Şeyh Tusi, Misbah'ul-Müteheccid adlı kitabında Resulallah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet eder:
“Kim Cuma akşamı iki rekât namaz kılarak her rekâtta Fatiha'dan sonra 15 defa Zilzal suresini okursa Allah onu kabir azabı ve kıyamet gününün korkularından korur.”
15- Kabir azabının kalkması için faydalı olan şeylerden biri de, Recep ayının ortasındaki gecede (on dördüncü geceyi on beşinci geceye bağlayan gece) her rekâtta bir defa Fatiha, on defa da İhlas suresi okumak suretiyle otuz rekât namaz kılmaktır. (İkbal'ul-A'mal, s.656)
Recep ayının 16 ve 17. gecelerinde de bu namazı kılmak aynı özelliğe sahiptir. (İkbal'ul-A'mal, s.664)
Yine Şaban ayının ilk gecesinde yüz rekât namaz kılmakta kabir azabından koruma özelliğine sahiptir. Şöyle ki, her rekâtta Fatiha ve İhlas sureleri okunur, ikişer ikişer kılınan yüz rekât namaz kılındıktan sonra elli defa İhlas suresi okunur. ( İkbal'ul-A'mal, s.683)
Yine Şaban ayının 24. gecesinde, her rekâtta Fatiha'dan sonra 10 defa Nasr Suresi okunarak iki rekât namaz kılmak da aynı özelliğe sahiptir.
Yine Recep ayının yarısında (onbeşinci günün gündüzünde ), yüz rekât Aşura gecesi namazı gibi Fatiha, İhlas, Felak ve Nas sureleriyle elli rekât namaz kılmak kabir azabının kalkması için faydalıdır. (İkbal'ul-A'mal, s.658)