.
.
Ehlader Araştırma Bölümü
Bu yaklaşım Kur’an-ı Kerim, Ehl-i Beyt imamlarının öğretileri ve İslam’ın adalet anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Yukarıda geçen konuları Şia ve Ehl-i Beyt öğretisi çerçevesinde şu şekilde ele alabiliriz:
1. Tağut Kavramının Tanınması ve Reddi
Şia düşüncesine göre, tağut kavramı Kur’an ve hadislerde sıkça vurgulanan, insanları Allah’a kulluktan uzaklaştıran tüm sistem ve otoriteleri kapsar. Tağutun reddi iman için temel bir şart olarak kabul edilir.
• Kur’an’da Tağut’un Reddine Dair:
“Artık her kim tağutu inkâr eder ve Allah’a iman ederse, kopması mümkün olmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır.”[1]
Şia tefsirlerinde bu ayet, İmamların önderliğini kabul eden ve zalim otoriteleri reddeden müminler için bir rehber olarak yorumlanır.
• Ehl-i Beyt İmamlarının Görüşü:
Ehl-i Beyt İmamları, özellikle İmam Ali (as), İmam Hüseyin (as) ve diğer imamlar, tağut otoritelerine karşı direnmenin zorunluluğunu vurgulamışlardır. Örneğin:
İmam Hüseyin (a.s.) Yezid’in yönetimini “tağut” olarak nitelendirerek şöyle buyurmuştur:
“Ben zalim bir yönetime boyun eğmek için değil, dedem Resulullah’ın ümmetini ıslah etmek için kıyam ediyorum.”
Bu yaklaşım, zalim otoriteye karşı aktif bir direnişi ve zulmü reddetmeyi içermektedir.
2. Tağut Sistemlerinde Yaşama İlkeleri
Ehl-i Beyt İmamlarının hayatında, tağut bir sistem altında yaşarken, bu sistemin meşruiyetini reddederek, Müslümanların onurlu bir yaşam sürmesi için stratejiler geliştirme örnekleri vardır:
• İmam Ali (as) Dönemi:
İmam Ali (as), tağut otoritelerle mücadele ederken İslam toplumu içinde adalet ve birliği korumaya çalışmıştır. Ancak, bazen maslahat gereği (örneğin, İmam Hasan’ın (as) Muaviye ile yaptığı anlaşma) mücadelede geri adım atılmış gibi görünebilir. Bu, Müslümanların hayatta kalması ve İslam’ın korunması için bir stratejidir.
• İmam Zeynel Abidin (as):
Kerbela sonrası, zalim Emevi yönetiminin baskısı altında yaşayan İmam Zeynel Abidin (as), doğrudan çatışmaya girmemiş ancak dualar ve ahlaki öğretiler yoluyla toplumu bilinçlendirmiştir. Onun “Sahife-i Seccadiye” adlı eserindeki dualar, bu pasif direnişin örneklerindendir.
• Takiyye (Tedbirli Davranış):
Şia mezhebine göre, tağut sistemlerinde yaşarken can, mal veya iman tehlikeye düştüğünde “takiyye” yapılabilir. Takiyye, tehlike anında inancını gizlemek veya stratejik bir tavır takınmak anlamına gelir. Ancak bu, hiçbir şekilde tağutun meşru kabul edilmesi anlamına gelmez.
İmam Cafer-i Sadık (as) şöyle buyurmuştur:
“Takiyye benim dinimdir, atalarımın da dinidir. Takiyyesiz bir Müslüman, kılavuzsuz bir gemi gibidir.”
3. Takviye ve Tağut Sistemlerine Yardım
Şia anlayışında, tağut sistemlerini doğrudan veya dolaylı yoldan güçlendirmek kesinlikle haramdır. Bu, yalnızca zalim otoriteyi meşrulaştırmak değil, aynı zamanda mazlumların hakkını zayi etmek anlamına gelir.
• İmam Hüseyin’in (as) Öğretisi:
İmam Hüseyin (as), Yezid yönetimine hiçbir şekilde destek verilmemesi gerektiğini vurgulamış ve bu tavır, kıyamının ana gerekçesi olmuştur.
“Zalimlere asla meyletmeyin, yoksa size de ateş dokunur.”[2]
Bu ayet, Ehl-i Beyt imamları tarafından, zalim yönetimlere karşı bir duruş sergilemenin gerekliliğine işaret eden bir uyarı olarak yorumlanmıştır.
• Fıkhi Açıdan Takviye:
Şia fakihleri, bir zalim yönetime yardım etmenin (örneğin ekonomik katkı sağlamak, onlara propaganda yapmak) haram olduğunu belirtmişlerdir. Ancak zaruret durumları veya İslam’ın maslahatını koruma gereği istisna kabul edilebilir.
Sonuç ve Özet
Şia ve Ehl-i Beyt perspektifi, tağutun reddi, ona itaat etmenin haram olması ve bu sistemlerde İslam’ı muhafaza ederek yaşama konularında oldukça net bir duruş sergiler:
1. Tağutu Tanı ve Reddet: Tağut sistemini asla meşru kabul etme.
2. Adalet ve Hakkaniyet İçin Mücadele Et: İmam Hüseyin (as) ve diğer imamların örneklerini takip et.
3. Takiyye Uygula: Zaruret durumlarında inancını korumak için tedbirli davran.
4. Tağut Sistemine Destek Verme: Ekonomik veya siyasi yardımdan kaçın.
Bu öğretiler, zalim otoritelere karşı onurlu bir yaşam sürdürmenin ve İslam’ın temel ilkelerini korumanın yollarını açıkça göstermektedir. Ehl-i Beyt imamlarının bu konulardaki sözleri ve tavırları, günümüz Müslümanlarına da rehberlik etmektedir.
- - - - - - - - -
[1] Bakara / 256
[2] Hud / 113