.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

 

 

بِسْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيمِ

اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ، خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ،  اِقْرَأْ وَرَبُّكَ الْاَكْرَمُ، اَلَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ،عَلَّمَ الْاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla

“Yaratan Rabbinin adı ile oku! Oku! İnsana bilmediklerini öğreten ve kalemle yazmayı öğreten Allah’tır”[1]

Okumak, insanı insan yapan erdemlerin en üstünüdür. İnsan nasıl ki varlığını devam ettirebilmek için yeme içme gibi aslî ihtiyaçlarını gidermeye muhtaç olarak yaratılmış ise, onu diğer canlılardan ayıran en büyük özellik olan, okuma-öğrenme kabiliyetini geliştirmek de insan olarak yaşaması için bir ihtiyaçtır.

Kur‘ân-ı Kerîm'in ilk âyetinin hem de ümmî olan, okuma yazma bilmeyen Hz. Peygambere “Yaratan Rabbinin adı ile oku! Oku! İnsana bilmediklerini öğreten ve kalemle yazmayı öğreten Allah’tır” buyurulması, yine Peygamber Efendimizin “İlim kadın erkek bütün mü‘minlere farz kılınmıştır.”[2]

“İlim öğrenmek, Allah katında nafile olarak kılınan namaz, tutulan oruç ve nafile yapılan hac ve umreden daha hayırlıdır.”[3] ifadesi İslam‘ın eğitime ve okumaya vermiş olduğu değeri göstermektedir.

Okumanın ve öğrenmenin önemine inanan Peygamberimiz (saa) her sahâbesine mutlaka okuma ve yazmayı öğrenmesini tavsiye ederdi. Hz. Peygamber (saa) kendisine vahyedilen âyetleri kâtiplerine yazdırır, okunması için bütün inananların evlerine gönderir, okunmasını ve öğrenilmesini sağlardı. Böylece Mekke’de her mü’minin evi okuma-yazma öğrenilen ve Kur’an okunan bir okul olmuştur.

Medine döneminde ise, eğitim öğretim seferberliğine girişen, Medine’yi ilim merkezi yapma gayretinde olan Hz. Peygamber, okuma-yazma oranının artırılması için yoğun çaba göstermiştir. Bedir savaşında esir alınan müşriklerden okuma-yazma bilenlerin her birine ancak on Müslüman çocuğa okuma yazma öğretme karşılığında serbest kalabileceklerini söyleyerek Müslüman toplumun “(Resûlüm)  sana vahyedilen kitabı (insanlara) oku.“[4] hitabına muhatap olmalarını sağlamıştır.

Yaşadığımız ülkede çocuklarımızın en güzel okulları bitirip üniversite eğitimlerini tamamlamaları, hem yaşadığımız ülkeye hem de kendi toplumuna faydalı olmaları büyük önem taşımaktadır. Çocuklarımızın camilerimizde din eğitimlerini almaları, okullarda başarılı olabilmeleri ailelerinin onlara sahip çıkması ve desteklemesi ile mümkündür. Unutmamalıyız ki İslam dini her alanda eğitimi Müslümanlara farz kılmıştır. Bu farziyet gereği çocuklarımızın eğitimlerinde başarılı olmaları ve ahlâkî erdemler kazanmaları için her zaman onların yanında olmalı, onlara destek vermek hususunda her türlü gayreti sarf etmeli ve bunu ibadet bilinciyle yapmalıyız.

“Rabbimiz ilmimizi artır. Öğrendiğimiz ilimle amel etmemizi bizlere nasip et. Gönlümüze genişlik ver, işlerimizi bize kolaylaştır, Dilimizin bağını çöz. Ey Rabbimiz yavrularımızın eğitim ve öğretimlerini en güzel şekilde tamamlayarak vatanına devletine milletine toplumuna anne-babasına hayırlı olmalarını nasip eyle. Çocuklarımızı bizlere hayırlı eyle bizleri de anne babalarımıza hayırlı eyle.”

 

Ahmet Fuat Çandır


[1] Alak / 1-5

[2] İbn Mâce, Mukaddime, 17.

[3] Câmius’s-Sağir, 2:45.

[4] Ankebut, 29/45.